Sabahın erken saatlerinden itibaren mezarlığa gelen aileler, 39 madencinin mezarlarına su dökerek bakımlarını yaptı.
Kimi eşi, kimi oğlu, kimi de babasının mezarı başında Kuran-ı Kerim okuyan madenci yakınları, dua etti. Bazı madencilerin ailelerinin gözyaşlarına hakim olamadıkları gözlendi.
Her gün oğlunun mezarı başında dua okuyan Nevzat Yıldırım da ramazanın ilk gününü madenci şehitliğinde geçirdi.
Kendisinin de aynı madende çalıştığını ve 2003 yılında emekli olduğunu anlatan Yıldırım, "Ben de madenciyim benim de başımdan kazalar geçti. Göcük altında kaldım, iki kolum kırıldı. Ama böyle bir kaza görmedim. Bu işte kesinlikle ihmal var. İhmali olanların cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
Günlerinin çok zor geçtiğini, evinde oturamadığını anlatan Yıldırım, "Oğlumun iki çocuğu var. Onları gördükçe daha da hüzünleniyorum. Sabah ilk iş oğlumun yanına koşuyorum. Burada olmak beni biraz rahatlatıyor. Burada acılarıma bir teselli buluyorum" diye konuştu.
Oğlunun bu yıl ramazan ayını yaşayamadığını da ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oğlum ne namazını ne orucunu bırakırdı. 10 numara bir çocuktu. Babaya, anneye, çoluğuna çocuğuna karşı saygısı sevgisi sonsuzdu. Değeri biçilemez idi. Allah rahmet eylesin, ne yapalım 'Cenab-ı Allah bizden fazla seviyormuş diyeceğiz' gönlümüzü eyleyeceğiz"
Facia sonrası ailelerin acılarını içine atarak hayatlarına devam etmeye çalıştığını ancak herkesin kendi köşesine çekildiğini belirten Yıldırım, özellikle çocukların çok sinirli olduğunu, yanlarına yaklaşılamadığını, psikologların çocuklara yardımcı olmaya çalıştığını sözlerine ekledi.