İsveç Savcılığı tarafından açılan ön soruşturmada Mayıs 2010'da Mavi Marmara gemisinin yanı sıra Ekim 2012'deki Finlandiya bandıralı Estelle gemisine yapılan askeri müdahale de soruşturulacak.
İsveçli yetkililer soruşturma kapsamında olaylarda Cenevre Konvansiyonu'na göre uluslararası hukukun ihlal edilip edilmediğini araştıracak.
2010 ve 2012'de İsrailli askerlerin uluslararası sularda müdahale ettiği iki gemide de İsveç vatandaşları bulunuyordu.
Soruşturma gemide bulunanların İsveç polisine yaptığı şikâyet üzerine açıldı.
Resmi soruşturmayı açan Savcı Henrik Attorps yöneltilen suçların İsveç yargısında görüleceğini çünkü olayların uluslararası sularda gerçekleştiğini ve İsveç vatandaşlarını etkilediğini belirtti.
Savcılara göre henüz herhangi bir kişi şüpheli olarak belirlenmedi.
Ablukayı kırmak için yola çıkmıştı
İsrail, Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda askeri operasyon düzenleyerek, dokuz Türkiye vatandaşını öldürmüştü. Ankara’nın resmi özür talebine olumsuz cevap veren İsrail ile Türkiye’nin ilişkileri kopma noktasına gelmişti.
Aylar süren görüşmeler sonuç getirmeyince, defalarca ertelenen Birleşmiş Milletler’in (BM) Mavi Marmara baskınına ilişkin raporu 2011 eylül ayında açıklanmıştı.
BM'nin 105 sayfalık raporu, İsrail komandolarının gemide örgütlü ve şiddetli bir direnişle karşılaştıklarını öne sürmüş, askerlerin kendilerini korumak için güç kullanmaları gerektiğini savunmuştu.
Buna karşın İsrail askerlerinin aşırı ve mantıksız güç kullandığını vurgulayan BM raporu, yolcuların hayatlarını kaybetmesini kabul edilemez bulmuştu ve İsrail askerlerinin daha sonra da yolculara kötü muamele ettiğini aktarmıştı.
Rapor, İsrail'e üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması ve tazminat ödemesini tavsiye etmişti.
Dikkat çeken bir başka noktaysa raporun, İsrail'in Gazze'yi deniz ablukası altında tutmasını yasalara uygun bulması olmuştu.
Raporun içeriğine sert tepki gösteren Türkiye, İsrail ile diplomatik ilişkilerin ikinci kâtip düzeyine düşürülmesi de dahil olmak üzere bir dizi kararı hayata geçirmişti.
İsrail özür diledi
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Mart 2013’te Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak 2010 yılındaki Mavi Marmara baskınından dolayı özür dilemişti.
ABD Başkanı Barack Obama'nın devreye girmesiyle Erdoğan'a ulaşan Netanyahu, baskında hayatını kaybeden sivillerin ailelerine de tazminat ödemeyi kabul ettiklerini iletmişti.
Soruşturma gemide bulunanların İsveç polisine yaptığı şikâyet üzerine açıldı.
Resmi soruşturmayı açan Savcı Henrik Attorps yöneltilen suçların İsveç yargısında görüleceğini çünkü olayların uluslararası sularda gerçekleştiğini ve İsveç vatandaşlarını etkilediğini belirtti.
Savcılara göre henüz herhangi bir kişi şüpheli olarak belirlenmedi.
Ablukayı kırmak için yola çıkmıştı
İsrail, Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda askeri operasyon düzenleyerek, dokuz Türkiye vatandaşını öldürmüştü. Ankara’nın resmi özür talebine olumsuz cevap veren İsrail ile Türkiye’nin ilişkileri kopma noktasına gelmişti.
Aylar süren görüşmeler sonuç getirmeyince, defalarca ertelenen Birleşmiş Milletler’in (BM) Mavi Marmara baskınına ilişkin raporu 2011 eylül ayında açıklanmıştı.
BM'nin 105 sayfalık raporu, İsrail komandolarının gemide örgütlü ve şiddetli bir direnişle karşılaştıklarını öne sürmüş, askerlerin kendilerini korumak için güç kullanmaları gerektiğini savunmuştu.
Buna karşın İsrail askerlerinin aşırı ve mantıksız güç kullandığını vurgulayan BM raporu, yolcuların hayatlarını kaybetmesini kabul edilemez bulmuştu ve İsrail askerlerinin daha sonra da yolculara kötü muamele ettiğini aktarmıştı.
Rapor, İsrail'e üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması ve tazminat ödemesini tavsiye etmişti.
Dikkat çeken bir başka noktaysa raporun, İsrail'in Gazze'yi deniz ablukası altında tutmasını yasalara uygun bulması olmuştu.
Raporun içeriğine sert tepki gösteren Türkiye, İsrail ile diplomatik ilişkilerin ikinci kâtip düzeyine düşürülmesi de dahil olmak üzere bir dizi kararı hayata geçirmişti.
İsrail özür diledi
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Mart 2013’te Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak 2010 yılındaki Mavi Marmara baskınından dolayı özür dilemişti.
ABD Başkanı Barack Obama'nın devreye girmesiyle Erdoğan'a ulaşan Netanyahu, baskında hayatını kaybeden sivillerin ailelerine de tazminat ödemeyi kabul ettiklerini iletmişti.