"Bismillahirrahmanirrahim
Kıyamet gününün sahibi Allah’a hamd, Resulüne salat ve selam olsun. Ensar’ul İslam Cemaati tarafından Kaide Cihad Cemaati emiri Şeyh Eymen Zevahiri’ye:
Ensar’ul İslam mensupları ve liderleri size azami hürmet duymaktadır. Ensar’ul İslam yaptıklarınızı takdir etmekte ve bu büyük sorumluluğunuzda Allah’ın size yardım etmesini dilemektedir. Bu mektubu yazma sebebimiz bizlere karşı yapılan adaletsizliklerin ortadan kaldırılması ve sizi bilmeniz gereken durumlardan haberdar etmektir.
Ensar’ul İslam bağımsız bir gruptur ve Irak’taki en eski cihadi cemaattir. Irak kolunuzla (Irak İslam Devleti- ISI) alakalı tutumumuz yaptıklarını cihadın ve Sünnilerin faydasına gördüğümüz için şu ana kadar adaletsizlikleri karşısında sabretmekti. Ancak askerlerimize haksızlıklar karşısında daha fazla sabırlı olmalarını söyleyemediğimiz bugün realiteler bizi bu cemaatin cihada zarar verdiğini düşünmeye sevk etmektedir. ISI’ne karşı olan tutumumuz bir işe yaramadı ve bir netice elde edemedik. Bu sebeple askerlerimize kendilerine karşı yapılan haksızlığı mukabele etmeleri, ancak asla mütecaviz taraf olmamaları talimatını verdik.
Ey şerefli Şeyhimiz, problemlerimizden bazıları şunlardır:
Ensar’ul Islam savaşçılarına yönelik bazı bahaneler ileri sürerek mütemadiyen yapılan saldırı ve tecavüzler. Bize Ensar’ul İslam’ın ISI topraklarında faaliyet gösterdiğini, kendilerine itaat etmemiz gerektiğini ve kendilerinden izin almadan iş yapamayacağımızı söylüyorlar. Bunun kadar hakikatten uzak bir bahane olamaz, çünkü tüm Irak şehirleri Şii askeri işgali altındadır. Irak ordusu insanları ve şehirleri kontrol etmekte, mücahidiler ise gerilla savaşı yürütmekte ve vur-kaç saldırıları yapmaktadır.
Kendilerine ve liderlerine defalarca hürmet ve tazim dolu mesajlar göndererek aramızdaki meselelerin halledilmesini istediğimizi bildirdik. Medya kuruluşumuz da kendilerini bazı vesilelerle tebrik ederek yahut taziyelerini bildirerek aramızdaki meselelerin çözümünde pozitif rol oynamaya çalıştı ve kendilerine açıkça medyada eleştiride bulunmadık.
Tüm bunlara rağmen kendilerinden hiçbir cevap alabilmiş değiliz, ta Ebu Hamza ve Ebu Ömer Bağdadi’nin (ISI eski liderleri) ölümü için taziye mesajı gönderdiğimizden beri bir tane bile cevap gelmedi.
Saygıdeğer Şeyhimiz, ISI ile sahadaki problemlerimiz ve sürekli baskılar dayanabileceğimiz noktayı aşmıştır ve biz bu durumda hiçbir hayır görmüyoruz. Bu sebeple affetme ve sabretmeye dayalı stratejimizi bırakıp adaleti sağlamaya mecbur kaldık. Bu problemlerden bazıları şöyledir:
- Kan dökülene kadar Ensar’ul İslam ile savaşmak, nitekim yakın zamanda saha komutanlarımızı hedef aldılar.
- Irak İslam Devleti’nin esir aldığı askerlerimize zindanlarda baskı ve işkence uygulamak, hücreye koymak ve kendilerini tehdit etmek.
- Ensar’ul İslam savaşçılarını biatlerini terk edip ISI’ye biat etmeye zorlamak, aksi takdirde savaştan men edileceklerini söylemek.
- Mal ve mülklerimizi helal sayarak üstümüzde finansal baskı oluşturmak.
Saygıdeğer Şeyhimiz:
Sizi kendilerinden sorumlu gördüğümüz için size bu mektubu yazıyoruz, onlar El Kaide’den başkasını da tanımazlar. Özellikle günümüz bölgesel şeraitinde, Suriye’deki hadiselerin sonuçlarına hazır bulunmak için aramızdaki bu meselelerin sizin tarafınızdan çözülmesi bir mecburiyet haline gelmiştir. Korkumuz odur ki bu problemlerin gözardı edilmesi daha büyük problem ve zararlara yol açacaktır. Irak’taki Sünni halkın bu hassas ve tehlikeli döneminde aramızdaki problemlerin büyümesi sahaya -cihada- zarar verecektir.
Şunu belirtmeliyiz ki kendilerinin bu saldırgan davranışlarının bazı sorumsuz komutanların tavırları sebebiyle olduğunu düşünüyorduk, ancak Irak kolunuzda bu davranışlar bir standart haline gelmiştir."
30 Zilkade, 1433
Ekrem Yılmaz Islahhaber için tercüme etmiştir.