Gera Savcılığı'nın geçen hafta çocuk yaştakileri fuhşa zorladığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlattığı Brandt'ın, 15 yaşındaki bir tanıktan alınan ifadenin ardından gözaltında alındığı ve çıkarıldığı bölge mahkemesince tutuklandığı ifade edildi.
Soruşturma kapsamında aşırı sağcı Brandt ile diğer şüphelilerin Thüringen eyaletindeki evlerinde arama yapılmış ve arama sırasında harici diskler, bazı mali belgeler ile görüntülere el konulmuştu.
Der Spiegel dergisi, 2012 yılında bölgedeki aşırı sağcı çetelere karşı düzenlenen baskınlarda ele geçirilen bilgisayarlarda Brandt'ın aralarında bulunduğu zanlıların fuhuş faaliyetleri hakkında ipuçlarının elde edildiğini yazmıştı. Haberde, Brandt ve diğer zanlıların erkek çocukları fuhşa zorladığı, fuhuş için ev ayarladığı ve yüzde 60 komisyon aldığından şüphelenildiği belirtilmişti.
Temmuz ayında Münih'teki NSU davasında tanık olarak dinlenmesi öngörülen Brandt'ın tutuklanması nedeniyle NSU davasının ertelenebileceği kaydedildi.
-NSU'nun yakın çevresindeydi-
1994-2001 yılları arasında Thüringen İç İstihbarat Teşkilatı'na muhbirlik yapan Tino Brandt, eyalette aşırı sağcı Thüringen Vatan Koruma Derneği'ni kurmuştu.
Derneğin üyelerinden aşırı sağcı Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschaepe, 1990'lı yılların sonunda izlerini kaybettirmiş ve NSU terör hücresini kurmuştu.
NSU üyelerinin, Thüringen Vatan Koruma Derneği'ne üye oldukları yıllarda radikalleştikleri tahmin ediliyor.
Tino Brandt, bugüne kadar verdiği ifadelerde, NSU terör örgütünün kuruluşundan ve eylemlerinden haberdar olmadığını öne sürmüştü.
-NSU'nun aydınlatılamayan bağlantıları-
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, çok sayıda soygun gerçekleştiren NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü ancak 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
NSU üyelerinden Böhnhard ve Mundlos, 2011 Kasım ayında bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü.
Federal Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianameye göre NSU'nun hayattaki tek üyesi olan Beate Zschaepe'nin, Münih'te devam eden davada susma hakkını kullanması yüzünden NSU'nun "karanlık bağlantıları" aydınlatılamıyor ve birçok soru hala yanıt bekliyor.
NSU'yu kuran Neonazilerin yıllarca yeraltında faaliyet göstermesine rağmen Alman güvenlik birimleri ve istihbaratı tarafından tespit edilememiş olması, 2011 yılında Almanya'da büyük bir skandala yol açmış, NSU üyelerinin geçmişte bazı aşırı sağcılar ve istihbarat muhbirleriyle ilişki kurmuş olmaları, skandalın boyutlarını daha da genişletmişti.
Almanya iç istihbarat teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 2011 yılı sonunda imha edilmesi ve bunun kamuoyuna sızması kuşkulara yol açmıştı.
