Kamalak, Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen Saadet Partisi İstanbul 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Ayasofya'nın İstanbul'un, Türkiye'nin onuru ve namusu olduğunu söyledi.
Ayasofya'nın Osmanlı Devleti'nin emaneti olduğunu belirten Kamalak, "Biz 'Ayasofya ya açılacak ya açılacaktır' diyoruz. Bunun başka yolu yok" ifadesini kullandı.
Kamalak, Türkiye'nin tarihi bir seçime hazırlandığını ve ilk defa cumhurbaşkanını halkın seçeceğini aktararak, şöyle devam etti:
"Bundan tam 21 yıl önce, 2 Mayıs 1993'te İstanbul'da büyük bir miting yaptık. O mitingin adı, 'Cumhurbaşkanını Halk Seçsin Mitingi'ydi. Biz ilk günden beri cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini söylüyoruz ve bunun için mücadele veriyoruz. 10 Ağustos'ta, aziz milletimiz cumhurbaşkanlığı seçimi için oy kullanacak. 40 yıl sonra da olsa gelinen bu nokta, hem demokratik geleceğimiz hem de milletimizin menfaatleri açısından sevindiricidir. Bir başka sevindirici nokta ise CHP'nin geldiği noktadır. Bir zamanlar 'Allah' demekten çekinen CHP'nin bugün, İslam İşbirliği Teşkilatının genel sekreterliğini yapmış bir ismi aday gösterecek noktaya gelmesi, en başta CHP adına sevindiricidir."
Geçmişte vesayet anlayışıyla işbaşına getirilen cumhurbaşkanlarının milletin icraatlarıyla çatıştığını söyleyen Kamalak, "Bu ülke, milletin başörtüsüyle uğraşan, milletin inancıyla mücadele eden, halkın değil tankın yanında duran, halka değil, bir avuç mutlu azınlığa hizmet eden cumhurbaşkanları gördü" diye konuştu.
- "Cumhurbaşkanı, milli ve yerli olmalı"
Kamalak, hiçbir zaman isimlerle uğraşmadıklarını, isimlerin değil ilkelerin mücadelesini verdiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Şimdi de aynı noktadayız. Bize soruyorlar 'Siz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimi destekleyeceksiniz?' diye. Hep söyledik, yine söylüyoruz, biz adayın adına değil, hak ve batıl mücadelesindeki duruşuna bakarız. Milli Görüş'ün kırmızı çizgileri, vazgeçilmez prensipleri vardır. Cumhurbaşkanı, milli ve yerli olmalı. Önce ahlak ve maneviyat düsturunu benimsemeli. Sömürgeci ekonomiyi değil, adil düzeni savunmalı. Kendi ikbalini değil, memleketin istikbalini düşünmeli. İcraatlarında hayra motor, şerre fren olmalı. Güçlünün değil, haklının yanında yer almalı. İnançlı olurken, başka düşünce ve inançlara da saygılı olmalı. Bu yüzden biz, başından beri 'Kim cumhurbaşkanı olmalı?' değil, 'Nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı?' konusunun üzerinde duruyoruz."
"Saadet Partisi olarak şu andan itibaren bütün adayların ortaya çıkmasını bekleyeceğiz" diyen Kamalak, "Bütün adaylar ortaya çıktıktan sonra, kendi kriter ve prensiplerimize göre bir değerlendirmeye tabi tutacağız. Ortaya çıkan sonuca göre, Milli Görüş'ün ilke ve prensiplerine en uygun gördüğümüz cumhurbaşkanı adayına destek vereceğiz. Kriterlerimiz çerçevesinde ölçüp, biçip, tartacağız. Yetkili kurul ve organlarımızla, teşkilatlarımızla geniş istişareler yapacağız. Oy vermek, onay vermektir. O kişinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla işleyeceği sevap ve günahlara ortak olmaktır. Seçimlerin kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya vesile olmasını temenni ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
- "Musul'daki gelişmeler, Türkiye'yi karıştırmak için kullanılabilir"
Kamalak, bir dönem Ergenekon, Balyoz, Ay Işığı operasyonlarının gerçekleştirildiğini, şimdi ise Ergenekon tutuklularının salındığını, Balyoz sanıklarına yeniden yargılama yolunun açıldığını belirterek, operasyonlar kapsamında mağdur olanlara tazminat ödenmesi gerektiğini savundu.
IŞİD'in ne olduğunun, nereden çıktığının sorgulanması gerektiğini söyleyen Kamalak, "IŞİD neden Musul Konsolosluğumuzu hedef almıştır? Hiçbir olay birbirinden bağımsız düşünülemez. Acaba Musul'da yaşanan gelişmelerin Türkiye'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bir ilgisi, bağlantısı var mıdır? Bu konuda ciddi şüphelerimiz vardır. Rehinelerin bütün açıklamalara rağmen halen serbest bırakılmamış olması, buna karşın Musul'la ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesi, bu endişelerimizi daha da artırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecini sabote etmeye, yönlendirmeye, Türkiye'deki siyasi gelişmeleri biçimlendirmeye yönelik yeni bir takım provokatif gelişmeler ortaya çıkabilir. Musul'daki gelişmeler Türkiye'yi karıştırmak için kullanılabilir" diye konuştu.
Mustafa Kamalak, demokratik hukuk devleti gereğince tüm darbelerin yargılanması gerektiğini anlatarak, "12 Eylül cuntasının iki paşası, 34 yıl sonra ömür boyu hapse mahkum edildi. Peki, mesele kapandı mı? Hayır. 27 Mayıs darbesi de 28 Şubat darbesi de yargılanmalı. Bir yandan mağdurların hak ve itibarları iade edilmeli, diğer yandan da darbe yoluyla elde edilenler geri alınmalıdır" dedi.
Konuşmanın ardından, parti delegelerince Saadet Partisi'nin İstanbul il başkanı seçildi. Tek listeyle gidilen kongrede, aynı zamanda Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı da olan Birol Aydın, yeni il başkanı oldu.