Kararda, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), "Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler" başlığı altında bulunan "Kanunun hükmü ve amirin emri" başlıklı 24. ve "Hata" başlıklı 30. maddelerinin, somut olayda uygulanabilir nitelikte olduğu belirtildi. Kararda, değerlendirmesi yapılan grubun gerçekten de bölücü terör örgütü mensupları çıkması halinde terörle mücadele kapsamında önleyici meşru müdafaa olarak değerlendirileceği ve hukuka uygunluk sebebi teşkil edeceği, dolayısıyla söz konusu grubun silahlı bir terörist grup olduğu yönünde hataya düşen görevlilerin, TCK'nın 30. Maddesi kapsamında cezalandırılamayacakları sonucuna ulaşılan kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirildi.
Mahkeme üyeleri Hava Hakim Yüzbaşı İlhan İpek ile Hava Hakim Üsteğmen Doğan Kartal'ın oylarıyla alınan karara, Mahkeme Başkanı Hava Hakim Albay Oğuz Pürtaş şerh koydu.
Pürtaş, karşı oy yazısında, TCK'nın 30. Maddesinde düzenlenen ve ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlerin değerlendirilmesinin mahkemece yapılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Somut olayın terörle mücadele, askeri harekat usulleri, istihbarat bilgilerinin değerlendirilmesi gibi birçok uzmanlık ve teknik bilgi gerektiren hususlara ilişkin olması dikkate alındığında, bu konularda bilirkişi görüşlerinin alınması gereklidir. Bütün bu hususlar gözeltilmeksizin verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının kamu vicdanını tatmin etmeyeceği, kısa vadede maslahata uygun ve kamu yararına uygun gözükse de uzun vadede mülkün temeli olan adalet duygusuna ve devlete zarar vereceği düşüncesi ile çoğunluk kararına karşı oy kullandım."
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Uludere'deki ihmal iddiaları üzerine, Tümgeneral İlhan Bölük, Korgeneral Yıldırım Güvenç, Topçu Kurmay Kıdemli Albay Aygün Eker, Tuğgeneral Halil Erkek ve Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu hakkında soruşturma yürütmüş, soruşturma sonucunda, "gerek şüphelilerin gerekse olayda görev yapan diğer TSK personelinin, TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, bunu yaparken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığının anlaşıldığı" belirtilerek, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.
Olayda ölenlerin yakınlarının avukatları ise bu karara itirazda bulunmuşlardı.
Takipsizlik kararının kaldırılması halinde savcılık soruşturma yapmaksızın iddianame hazırlayarak dava açacaktı. İtirazın reddi durumunda ise kamu davası ancak yeni delillere dayanılarak açılabiliyor.
