Bahçekapılı, yasama yılı sona ererken, Meclis kürsüsündeki bir yılını AA muhabirine değerlendirdi.
Meclis'i yönetirken neye tahammül edemediğinin sorulması üzerine Bahçekapılı, eleştirmenin doğal bir hak olduğunu söyledi. Milletvekili olarak herkesin özgürce konuşma hakkı bulunduğunu vurgulayan Bahçekapılı, ilke olarak konuşma hakkı ve özgürlüğünü kısıtlamak istemediğini belirtti.
Bahçekapılı, konuşmacıların eleştiri boyutunu aşıp, hakaret boyutuna varmalarının, canını en fazla sıkan nokta olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buna şunun için üzülüyorum: Bu tarz konuşmalar, kamuoyunda Meclis hakkında olumsuz bir algı oluşmasına neden oluyor. Meclis'in itibarını, fonksiyonunu, kamuoyu algılamasında çok zedeliyor. Bundan çok rahatsızlık duyuyorum. Yoksa kişilerin birbirine hakaret etmesine yargı yolu vardır, dava ederler, tazmin edilebilir veya bir şekilde barışa bilirler. Ama onun ötesinde Meclis'in itibarının sarsılması, Meclis'e mizah programı izliyormuş şeklinde bakma yolunun açılması, -ki toplumda böyle bir algı var- bu beni son derece rahatsız ediyor. Çünkü bu siyaseti toplum nezdinde kötü, kirli bir duruma itiyor, güvensizlik ortamı yaratıyor. Oysa siyaset ne kirlidir ne de güvensizlik ortamı yaratacak araçtır, siyaset önemli bir şey ve herkesin güven duyması gerekli olduğu bir şeydir. Siyasete duyulan bu güvensizlik, parlamentoya bir mizahi algılamaya yol açacak davranışlar içinde bulunmak, örneğin hakaret etmek, tartışmak, yakışmayacak kavgalarda bulunmak, bence vesayet sistemine bir davet oluyor. O anda kamuoyununda, toplumsal algıda Meclis ve siyaseti devreden çıkarıyorsunuz, yerine başka güçlerin siyaset yapabilirliğinin duygusunu, algısını topluma yayıyorsunuz. Bu çok tehlikeli bir şey. En çok üzüldüğüm nokta bu."
-"Kırmadan, dökmeden yasalaşması gerekiyor"
Daha önce AK Parti Grup Başkanvekilliği görevinde bulunduğunu anımsatan Bahçekapılı, bu görevi de çok severek yaptığını anlattı. Bahçekapılı, Meclis Başkanvekilli olduğunda ilk başlarda çok heyecanlandığını, bu görevin farklı bir sorumluluğu bulunduğunu anlattı. Bahçekapalı, Meclis aritmetiği içinden geldiği için kürsüye zamanla alışıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Yaşadığım koşulları, çok çabuk alışkanlık haline getirmek istemem. Heyecan duyarım. O heyecan duymayı da çok seviyorum. Örneğin 30 yıllık avukatlık hayatımda her duruşmaya girerken heyecanlandım. Yaptığınız işte heyecanlanmanın doğru bir şey olduğunu düşünüyorum. Heyecanı kaybetmedim, becerebildiysem ne mutlu bana. Kendi kendime soru soran, eleştiren bir çaba içindeyim. Bazı yerlerimi törpüledim, bazı yerlerimi törpülemeye çalıştım. Kırmadan, dökmeden, tasarıların, tekliflerin kanunlaşması gerekiyor. İyi dostluklar kurduğumu düşünüyorum, dostluk kurmamı sağlayacak bir mevki oldu. Diğer partilerden de dostluklarımı çok geliştirdiğimi düşünüyorum. Benim için en önemli kazanç da bu oldu."
Bahçekapılı, kadınların yönetimini nasıl bulduğu sorusuna karşılık zor ve güzel yanlarının bulunduğunu dile getirdi.
Ne kadar tarafsız olmaya yönelinse de karşı tarafın bakış açısında idelojik olarak kalıplanmayı kıramadıklarını ifade eden Bahçekapılı, "Ne kadar objektif davransanız da sizi ideolojik kalıp içinde değerlendirmeler oluyor. Bazıları açısından ideoloji öne çıktığında, kadın, erkek fark etmiyor. Ancak bütün milletvekili arkadaşlarımı bu kategori içine sokmak mümkün değil" diye konuştu.