Hamzaçebi, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı İsmail Tutoğlu'nu kabul etti.
Tutoğlu, Memur-Sen'in 123 TL gibi cüzi bir zamma imza attığını, bu anlaşmayı kabul etmediklerini ve bunu yargıya taşıdıklarını belirtti.
Tutoğlu, "Refahtan memurlar pay alamamaktadır. Enflasyon farkı verilmeli ve hak kayıpları giderilmelidir. Yüzde 25 oranında zam yapılmalıdır. Sözleşme grev hakkını da içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir" dedi.
Hamzaçebi de hükümetin, "toplu sözleşme" adı altında sunduğu düzenlemenin, aslında 1995'den beri var olan toplu görüşmenin bir devamı olduğunu söyledi.
Memur-Sen'in 5,7 milyonluk bir kitleye ihanet ettiğini savunan Hamzaçebi, memurlara 123 TL'lik bir zam yapıldığını kaydetti.
Yıl sonu için yüzde 10'a yaklaşan enflasyon tahmini söz konusuyken memurlar verilen artışın yüzde 5,9 olduğunu ifade eden Hamzaçebi, "Bugüne kadar enflasyon altında zam almayan memurlar, ustalık döneminde ilk defa enflasyon oranın altında bir zam verilmiştir" dedi.
Hamzaçebi, torba yasaya memurlara enflasyon farkı ödenmesi ve refah payı verilmesi için önerge vereceklerini dile getirerek, "TBMM tatile girmeden memurlara sözleşmeli personele ve onların emeklilerine, hak ettiklerini verelim" diye konuştu.
-"Temel farklar var"-
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hamzaçebi, "Ekmeleddin İhsanoğlu için kopya aday değerlendirmesinin" geldiğinin anımsatılması üzerine, şunları söyledi:
"Ben Ekmeleddin İhsanoğlu ile onların muhtemel adayı Recep Tayyip Erdoğan arasında bir benzerlik göremiyorum. Ama onlar 'kopya aday' demek suretiyle Ekmeleddin İhsanoğlu'nda kendileri eleştirecekleri bir yön bulmadıklarını söylemek istiyorlar. Onların özellikleri Erdoğan da var demek istiyorlar. Ancak Erdoğan ile İhsanoğlu arasında çok büyük, temel farklar var. Sayın İhsanoğlu, anayasanın çizdiği çerçevede görev yapacağını ifade eden bir cumhurbaşkanı adayıdır. Sayın Erdoğan ise cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye'yi yarı başkanlık hatta başkalık sistemine taşıyacağını söyleyen, sistemi değişmese bile hükümetin işlerine karışacağını söyleyen cumhurbaşkanı adayıdır. Bu cumhurbaşkanlığı seçimi kişilerin ötesinde aynı zamanda bir cumhurbaşkanlığı modeli seçimi olacaktır.
Sayın İhsanoğlu, demokrat bir cumhurbaşkanı adayıdır; sayın Erdoğan, otoriter rejim heveslisi bir cumhurbaşkanı adayıdır. Sayın İhsahoğlu, demokrasiyi, temel insan haklarına, özgürlüklerine saygılı bir cumhurbaşkanı adayıdır; Sayın Erdoğan bu kavramlara saygı duymayan cumhurbaşkanı adayıdır. Sayın Ekmel İhsanoğlu, bütün inançlara eşit mesafede olduğu söylemektedir; sayın Erdoğan inançlar arasında ayrım yapan bir cumhurbaşkanı adayıdır. Ben İhsanoğlu ile Erdoğan arasında bir benzerlik kuramadım ama onların Ekmel İhsanoğlu'nu takip edecekleri, CHP'yi takip edecekleri ortaya çıkıyor. Çünkü Ekmel İhsanoğlu'nun aday olarak açıklanmasından sonra bir panik psikolojisi onları sardı. Başbakan daha önceden yapmadığı şeyleri yapmaya başladı. Sivil toplum örgütlerini ziyaret etmeye başladı, siyasi partilerle görüşeceklerini söylüyor. Çok geç kaldılar. Galiba onlar bizi kopya ediyorlar."
-"Haftaya imzalar tamam"
Bir soru üzerine Hamzaçebi, gelecek hafta Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imzaları toplamış olacaklarını belirterek, "CHP Grubu çok güçlü şekilde sayın Ekmel İhsanoğlu'na adaylık desteğini verecektir. Bundan kimse kuşku duymasın" dedi.
İmzaların MHP ile birlikte olup olmayacağının sorulması üzerine Hamzaçebi, bunun ayrıntı olduğunu, ayrı da beraber de olabileceğini söyledi. Hamzaçebi, "Ayrı olmasında hiçbir sakınca yok çünkü Ekmel İhsanoğlu CHP, MHP birlikteliğinin adayı değil geniş toplum kesimlerin adayıdır. Biz, geniş toplum kesimlerinin arzusuna, isteğine iki siyasi parti olarak öncülük ettik" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin Balyoz davası kararını olumlu bulduğunu belirten Hamzaçebi, şöyle konuştu: "Gecikmiş karar olmakla birlikte Anayasa Mahkemesi verdiği kararla, mahkemenin Balyoz kararını mahkum etmiştir, hukukun önünü açmıştır. Kararın oybirliği ile alınmış olması son derece önemli. Balyoz kararının ne kadar hukuksuz bir karar olduğu ortaya çıkmıştır. O hukuksuz kararları zamanında alanların yargı önünde hesap vereceği günler de gelecektir. Bu hukuksuzlukları ne tarih affedecektir ne de yargı bunları görmezlikten gelecektir."
Hamzaçebi, Engin Alan'ı da gelecek hafta TBMM'de yemin etmeye beklediklerini ifade ederek, "Bu kararın ardından yerel mahkemenin yapması gereken, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve diğer tutuklu milletvekillerinde olduğu gibi tahliye kararı vermesidir" dedi.
Hamzaçebi, bir soru üzerine, Başbakan Erdoğan'ın 17 Aralık'tan sonraki açıklamalarına rağmen hükümetin yeniden yargılama konusunda adım atmadığını, tekliflerini kabul etmediğini söyledi.
Engin Alan ile ilgili tekliflerine de destek vermediğini dile getiren Hamzaçebi, "Ben Başbakan Erdoğan'ın 'yeniden yargılamanın yolunu biz açtık' cümlesine katılmıyorum. Yeniden yargılamanın önünü Anayasa Mahkemesi açmıştır" ifadesini kullandı.