Palandöken, İzmir'de başlayan 33. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, karma istişare komitesinin, AB'ye üyelik sürecinde, ikili ilişkilerin en önemli unsurlarından biri olduğunu ve geride bırakılan 33. dönemde önemli adımlar atıldığını ifade etti.
Türkiye için AB sürecinin, demokratik, sosyal, ekonomik, kazanımlarla taçlanırken, kimi zaman vize, kota, serbest ticaret anlaşmaları, veto gibi siyasi ve ekonomik sorunlarla tıkandığına işaret eden Palandöken, "İşte biz gerek Türkiye, gerek AB kanadı KİK üyeleri olarak çalışmalarımızda bu sorunların çözümüne katkı sağlayacak adımları ele aldık, mevcut durumu değerlendirdik ve pozitif bir yaklaşımla diyalog ortamını geliştirmeyi hedefledik" dedi.
Palandöken, bu noktada başta vize sorunu olmak üzere, sorunların çözümünde ve fasılların tekrar görüşmeye açılmasında KİK çalışmalarının katkısının yadsınamaz bir gerçek olduğunu dile getirerek, komitenin her iki tarafın siyasetten arınmış olarak halkların dilini konuştuğunu söyledi.
-"Yargı kararlarına AB de uymalı"
Türkiye-AB ilişkilerinde en öne çıkan konunun vize konusu olduğunu ve Türk vatandaşlarına AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkı tanınması için geçen dönem içinde önemli adımlar atıldığını belirten Palandöken, Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metninin imzalanmasıyla Türk Vatandaşlarının serbest dolaşımına ilişkin AB ile vize diyaloğu sürecinin resmi olarak başlatıldığını bildirdi.
Palandöken, bu imzayla Türkiye ile AB'nin yıllardır büyük tartışmaların yaşandığı vize konusunda farklı bir sürece adım attıklarını ancak Türk vatandaşlarının Schengen bölgesinde yaşadığı sorunlara ilişkin açtıkları davalar ve verilen yargı kararlarının da unutulmaması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın 50'den fazla kararında vize uygulamasının başladığı 1980'li yıllardan günümüze kadar hep serbestleşme vurgusu öne çıkmıştır. Unutulmamalıdır ki, divanın 2009 yılında verdiği ve Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin katma protokole aykırı olduğu yönündeki kararı halen geçerlidir. Aradan 5 yıl geçtikten sonra, geçtiğimiz mart ayında Berlin Yüksek İdare Mahkemesinin vermiş olduğu vize serbestisine dair karar da bunu bir kez daha ortaya koymuştur. O halde, Avrupa Birliği ve Schengen Bölgesi ülkeleri bu kararlara uygun hareket etmelidir. Yargı kararlarının uygulanması sadece Türkiye'den değil, tüm hukuk devletlerinden beklenen bir eylemdir. Bu kararlara uygun hareket edilmesi, Gümrük Birliği kapsamında yapılan ticarete de olumlu katkı sağlayacaktır."
-"AB'nin temeli ekonomik işbirliğidir"
AB'nin temelinin ekonomik birliğinin oluşturduğunun ve bu birlikteliğin malların olduğu kadar insanların serbest dolaşımıyla sağlanabileceğine dikkati çeken Palandöken, şöyle devam etti:
"Malların serbest dolaşımda olduğu ancak bu malların ticaretini yapanların önüne vize engellerinin konulduğu bir ortamda, rekabetin korunduğundan, serbest ticaret yapıldığından ve dolayısıyla ekonomik birliğin sağlanacağından söz edilemez. O nedenle vize konusunda atılacak her adım, sürecin önündeki engelleri ortadan kaldırabileceği gibi, coğrafya olarak birbirine çok yakın ve tarihsel bağlarla bağlı AB ve Türkiye'yi birbirine yakınlaştıracaktır. Sorunların aşılması için karşılıklı atılan adımlar, bir bütün ve beraber olmamızı sağlayacaktır."
Palandöken, görevine yeni başlayan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Stefano Manservisi'yi de kutluyarak, İtalya'nın da AB Dönem Başkanlığını yürüteceği görev süresinde Türkiye-AB ikili ilişkilerinin daha da gelişerek güçleneceğine inandığını sözlerine ekledi.
(Sürecek)