Dolar

34,8833

Euro

36,7348

Altın

3.040,73

Bist

10.136,69

Ölüme terk edilen bir halk; Arakan Müslümanları

BM'nin dünyanın en fazla zulüm gören halklardan biri olarak tanımladığı Arakanlı Müslümanlar iki yıldan bu yana artan şekilde maruz kaldıkları kıyımlar, işkenceler ve baskılardan ötürü yaşadıkları derme çatma kamplarda ölümle pençeleşiyor. Uluslararası yardım kuruluşlarını sınır dışı eden Myanmar hükümeti Arakanlıları salgın hastalıklarla baş başa bıraktı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-17 16:45:51

Ölüme terk edilen bir halk; Arakan Müslümanları

Arakanlı Müslümanların maruz kaldığı katliamın üzerinden iki yıl geçti. Haziran 2012'de başlayan ve şiddetlenen olaylarda 300'den fazla Müslüman öldürülmüş, Budistler tarafından gerçekleştirilen şiddet olayları nedeniyle 140 binden fazla Arakan Müslümanı evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sadece 2012'de Arkandan kaçmaya çalışanların doldurdukları botlarının batması sonucunda ölen Rohingya sayısının 500 civarında olduğuna dikkati çekmiş ve Hint Okyanusu'nu "en ölümcül su sahası" ilan etmişti.

Saldırıların üzerinden iki yıl geçti

Arakan'ı yeniden dünya gündemine getiren Haziran 2012'deki saldırılar, tecavüz edilip öldürülen bir Budist kadının katil zanlısı olarak üç Müslümanın suçlanmasıyla başladı ve bölge geneline yayıldı. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün bildirdiğine göre, polis bu süreçte pek çok Müslümanı tutukladı. Ayrıca büyük çoğunluğu Rohingyalar'a ait binlerce ev güvenlik güçlerince yerle bir edildi. Müslümanlardan bir kısmı komşu Bangladeş'e sığınmak için teknelerle Naf nehri ve Hint Okyanusuna açıldı. Ancak Bangladeş'in yeni mültecileri kabul etmemesi üzerine ortada kalan yüzlerce Müslüman yolculuk sırasında nehirde veya okyanusta boğularak öldü.

Müslümanlar ateşe verildi

Suçluları sakladıkları gerekçesiyle 300'ün üzerinde Müslüman köyü, cami ve medrese ateşe verildi. Bağımsız insan hakları kuruluşlarına göre binlerce Müslüman evlerinden ve köylerinden sürülerek ormanlarda yaşamak zorunda bırakıldı. Sokağa çıkma yasağı olan köylerde güvenlik güçleri ve Rakhineli gruplar köy köy dolaşıp Rohingyalı Müslümanların evlerini yaktı, yanan evlerden çıkanlara ateş edildi ve çok sayıda insan evlerinde diri diri yanarak öldü.

Budistler yardım kuruluşlarını istemiyor

Tüm bu saldırılardan sağ kurtulan Rohingya Müslümanları Şubat ayından bu yana başka bir krizle yüz yüze. Radikal Budist grupların Arakan eyaletinin merkezi Sittwe'deki yardım ofislerine ve gıda depolarına saldırı düzenlemesi ve 300 kadar yardım görevlisinin bölgeyi terk etmesinin ardından Arakan'daki Budistlerin sık sık Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne karşı gösteriler düzenlemesin de etkisiyle bölgedeki bağımsız yardım kuruluşları sınır dışı edildi. Bu durum binlerce Rohingya Müslümanını hastalık tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı.

Myanmar'da Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddet olaylarının patlak verdiği günden bu yana Arakan eyaletinde yerlerinden olanlar için 15 kampta görev yapan Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü Müslüman hastaların tedavi için tek seçeneğiydi.

Müslümanların yaşadığı kamplarda ölüm kol geziyor

Geçtiğimiz günlerde The New York Times bölgedeki acil duruma dikkat çeken bir haber yayınladı. Devletleri tarafından tedavi edilmeyen bir milyondan fazla insana sağlık hizmeti götüren Sınır Tanımayan Doktorlar'ın sınır dışı edilmesinin ardından, pis sudan bulaşan ve yetersiz beslenme nedeniyle ortaya çıkan hastalıkların görüldüğü kamplarda durumun çok kötü bir hal aldığına dikkat çekildi.

Gönüllü çalışan ekipleri bölgeden sınır dışı edilmesinin ardından acil tıp hizmetlerinin yokluğu yüzünden görülmeye başlayan ölümlerin tespiti dahi yapılamıyor. Hükümet bu ölümlere ait kayıtları ya tutmuyor ya da gizliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün Myanmar'daki yapılanmasının başında bulunan Dr. Liviu Vedrasco'nun yaptığı 'ölü sayısının artmakta olduğundan şüphemiz yok' açıklaması bölgedeki durumu gözler önüne seriyor.

Dünya izlemekle yetiniyor

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf'ın Nisan ayında yaptığı yazılı açıklamada, "ABD, Myanmar'ın Arakan eyaletindeki insani krizden derin endişe duymaktadır. BM ve bağımsız kuruluşlara yönelik şiddet içeren saldırılar, ülke içerisinde yerlerinden edilmiş 140 bin insana ve muhtaç durumdaki yüz binlerce ilave kişiye sağlık hizmetleri sunan büyük bir insani yardım teşkilatının faaliyetlerine kısıtlama getirilmesinden kaynaklanan zaten sıkıntılı durumu daha da kötüleştirdi" ifadeleri kullanılmıştı. Ancak bu güne dek bu açıklamanın ötesinde bir adım atılmadı.

Bu günlerde Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos'un yardımcısı Kyung-wha Kang Arakan eyaletini ziyaret ediyor. Müslümanların yaşamak zorunda bırakıldığı kampları gezen Kyung-wha Kang'ın nasıl değerlendirmelerde bulunacağı, somut bir adım atılıp atılmayacağı merak konusu.

NURİYE ÇAKMAK / YENİSAFAK

Haber Ara