TGC'den yapılan açıklamaya göre, cemiyetin günlük gazetesi Bizim Gazete adına açılan davanın dilekçesinde, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16 Haziran'daki yayın yasağı kararının "basın özgürlüğüne müdahale" ve "sansür" niteliği taşıdığı savunuldu.
Dilekçedeki görüşlere yer verilen açıklamada, yayın yasağı kararının kaldırılmasının istendiği aktarıldı.
IŞİD terör örgütü tarafından götürülen Türk vatandaşları hakkında tüm dünyada haberler yapıldığı ve IŞİD'in sosyal medyayı kullandığı bildirilen açıklamada, "Bu yasakla birlikte kamuoyu sadece terör örgütünden gelen manipüle edilmiş haberlere ve vahşet görüntülerine mahkum edilmiş olacaktır. Kısaca bu dönemde verilen yayın yasaklarının sonucu demokratik bir toplumdan uzaklaşma olmuştur" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, söz konusu olayların haber niteliği taşıdığı, bu dönemde bölgedeki gelişmelerin aktarılmasında kamu yararı olduğu, bu haberlerin yapılmasının da kamu adına denetleme olduğu belirtilerek, dilekçedeki şu görüşlere yer verildi:
"Müdahalede güdülen amaç, kısaca milli güvenliğin ve toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Oysaki somut olayda Türk vatandaşları kaçırılmıştır. Kaçırılan Türk vatandaşları ile toprak bütünlüğünün ve kamu güvenliğinin direkt bir ilgisi kurulamamıştır. Basın, Musul'da IŞİD terör örgütünün yaptığı her eylemi, yaptığı her saldırıyı, tüm bu içeriği değerlendirmek, eleştirmek, ülkenin savaş karşısındaki tutumu hakkında kamuoyunu bilgilendirmek ve bu konuda yayın yapma hak ve özgürlüğüne sahiptir. Ülke vatandaşları da bu haberleri bilmek, öğrenmek hakkına sahiptirler. Savcılığın yapacağı soruşturmanın gizliliğine halel getirecek herhangi bir müdahale söz konusu olamaz.
Kamuoyuna yansıyan olay, ne kadar vahim olursa olsun halkın haber alma hakkı zedelenmemelidir. Aksi halde basın, kamuoyunun gözü kulağı olma şeklindeki hayati rolünü oynayamaz. Gerçekleri öğrenmek, bilmek herkesin hakkıdır. Bu hak zedelendiğinde, gerek yargı hakkında gerek olay hakkında gerçek olmayan, spekülasyona dayanan bilgiler ortalıkta dolaşmaya büyümeye başlayacaktır ki asıl tehlike de bu olacaktır. Dolayısıyla asıl olan yasak değil, halkın haber alma hakkının sağlanmasıdır. Karar bu nedenlerle hukuka ve yasaya aykırıdır. Kaldırılması gerekir."