Dolar

34,9546

Euro

36,6105

Altın

3.019,17

Bist

10.058,63

Ben Allah ile beraberim

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-17 10:32:40

Ben Allah ile beraberim

Bismillahirrahmanirrahim.

Her geçen saniye, yaşam sahnesinden biraz daha uzaklaşıyor, ölüm yolculuğundaki mesafemizi biraz daha daraltıyoruz. Yani tabiri caizse adım adım ölüme ilerliyoruz.

Peki, bu ölümlü dünyayı hakkı ile ifa edebiliyor muyuz? Giderek ölüme yaklaştığımızı bildiğimiz halde, “ölümün sahibini” ne kadar hatırlıyoruz?

Hayatın bizi bunalttığı zamanlarda, işlerimizin iyi gitmediği dönemlerde, ailemizin huzurunun dağıldığı günlerde, Rahman’a “Sen benden razı ol, benim bir derdim yok Allah’ım” diyemedikçe hakiki manada imanımızı ne kadar gösterebiliriz?

Rabbimizin bizlere hayatımızı yönlendirmek için gönderdiği Kur’an’a, hayatımızı yönlendirecek hususlarda ne kadar başvuruyoruz?

Bütün bu sorular ne kadar da sıkıyor kalplerimizi. Ruhumuzu bunaltan, öz eleştiriye maruz bırakan sorular bunlar. Oysa bizler zaten dünya yağında kavrulmaya alışmışız. Evimizde, işimizde, çocuklarımızın geleceğini planlarken de dünyayı ve dünyalığı düşünmeye bayılıyoruz maalesef.

Bu yüzden değil mi yaşanılan bütün bu ruhani sıkıntılar? Hayatın özünü “paraya, dünyalık çıkarlara” bağlamış durumda olduğumuz dolayısıyla değil mi? İş seçimi, eş seçimi, aş seçimi derken, hayatı bize hediye eden Rahman’ı hayatımıza müdahil etmiyoruz! Yaşam alanımızdaki bütün sözlerin sahibi olan Allah’a, yaşamımız boyunca söz hakkı tanımıyoruz. “Rahman razı olsun demek yerine; dünyalık işlerim yolunda gitsin” demeyi tercih ediyoruz.

Rabbin kim?

Seni kim yarattı?

Dünyayı kim yarattı?

Hepsine verecek tek cevabımız vardır. “Allah”.

Amenna… Peki, dünyayı, seni yaratan Allah, dünyalık işlerinde neden yok?
….
….
….
Maalesef cevapta yok. Oysa hayatı bize hediye eden Rahman’ın, hayatımızın merkezinde olması, yapılan her hareketin onun rızası için yapılması gerekmez mi?

Kur’an-ı Kerim’in, Şuara süresinde Allah Teala’nın, Firavun tarafından kovalanan Musa (a.s) ve kavmi İsrail oğulları ile ilgili çok dikkatimizde olması gereken bir örnek var.

Musa (a.s) ve ashabı Firavun zulmünden kaçarken Kızıldeniz’e geliyorlar. Ve önleri kapanıyor. Kaçacak hiçbir yerleri kalmıyor. Arkadan yüz binlerce kişiden oluşan, kalabalık ve büyük bir orduyla Firavun geliyor. Bu sırada Musa (a.s) ashabı “Eyvah! Yakalandık şimdi! “dediler. Fakat bunun üzerine Musa (a.s) “Bu hayattan bunaldığını, hayatın onu ezdiğini, fakir kaldığını, çirkin olduğunu, bütün sıkıntıların kendi başına geldiğini zanneden vb duygular taşıyan) bütün müminlere kıyamete kadar hayata nasıl bakmaları gerektiğini gösteren şu cevabı veriyor: “Asla! Ben Allah ile beraberim, o mutlaka bana bir çıkar yol gösterir!”
İşte hayatın özünü içeren, hayatın manasını içinde bulunduran muşahhas bir cümle! “Ben Allah ile beraberim, o mutlaka bana bir çıkar yol gösterir!”

Bu cümleyi hakiki manada kendimize rehber edinebilirsek, Kur’an-ı Kerim’in ışığında yaşamımızı yönlendirirsek, içinde bulunduğumuz bütün buhran bir anda yok oluverecektir.

Çünkü, kurtuluşumuz ancak ve ancak bu âlemi yaratan Allah Teala’nın, bu alemde uyulmasını istediği çizgiler sayesinde olacaktır.

Öyle olmasaydı Mekke’nin cahil adetleri ile büyüyen insanlar, gökteki yıldızlara benzetilen Sahabe makamına erişemezdi.
Cömertliği, yiğitliği ve mertliği hakiki manada üzerinde bulunduran Hz. Ebubekir olmazdı!

Dünyaya adalet kavramını öğreten Hz. Ömer olmazdı!

Edebiyle, ahlakıyla, Melekleri bile hayâ ettiren Hz. Osman olmazdı!
Allah’ın aslanı lakabı ile şereflenen, iffet abidesi Hz. Ali olmazdı!


Onlar içinde bulundukları cahiliye devrinin adetlerini bir kenara bırakarak, Allah Teala’nın çizdiği çizgiler çerçevesinde hayatlarını yaşamaya çalıştılar. Ve yaşadılarda.

Onlar ekonomik sıkıntı yaşarım korkusu nedeniyle, çıkarlarını düşünmediler. Allah “Rezzak”tır “o bize yeter” dediler.
İslam için yapacakları bir harekette, şahısları hakkında kötü düşünülür diye korkmadılar. Allah “Kadir”dir her şeye gücü yeter dediler.

Onlar Allah için, Allah rızasını kazanmak için ömür sürdüler. Bizlerin de öyle olması lazım değil mi?
Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak zamanı gelmedi mi?

Kalplerimizin Allah’ı anması, dünyalık işlerimizin Allah’ın istediği şekilde düzenlenmesi gerek değil mi?

Namaz kıldığın için işten atılma korkusu hissettiğinde, kızını tesettüre bürürsen evde kalır korkusu ruhunu sardığında, komşuna tebliğ yapmak istediğin zaman seni ayıplar, alay eder korkusu kalbine işlediğinde, eşin, dostun, akraban seni yalnız bıraktığında “Ben Allah ile beraberim! Asla yalnız değilim! Allah bana çare verecektir! Muhakkak Rabbim bana bir çıkar yol gösterecektir!” Diyebildiğin zaman neden çare bulmayasın ki? Neden bütün dertlerin çözüme ulaşmasın ki?
Kızıldeniz’den büyük değil ya senin derdin!

Selam ve Dua ile…

Muhammet Alı TUZLU

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara