İhsanoğlu ile hükümetin arası nasıl bozulmuştu?

Geçiş döneminde Esad kalabilir mi?darbeye sessiz kalmakla suçlanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, geçen ağustos ayında AK Parti Hükümeti’nin hedefine girmişti. Başbakan Erdoğan'ın sert ifadelerle rahatsızlığını dile getirmesinin ardından dönemin Başbakan Yardımcısı Bozdağ “Ben İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olsam Mısır’daki zulme sessiz kalmanın onursuzluğunu taşıyamam, istifamı basar oradan ayrılırdım” demiş, AK Parti Sözcüsü Çelik ise “İhsanoğlu’nun seçilmesi için Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız’ın çabalarını hatırladıkça ‘yazık’ diyorum” ifadesini kullanmıştı.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun son olarak da, Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç ile yaptığı röportaj'da "Suriye’de 'Esad’lı geçiş' önermesi, Erdoğan'la ipleri koparmıştı.

Röportajdaki ilgili bölüm şöyle;

Geçiş döneminde Esad kalabilir mi?

Bu “Cenevre 1”de zaten var. Yani mevcut rejimle anlaşarak geçiş lazım. “Cenevre 1”de varılan esaslar üzerine anlaşarak bunu aşmak lazım.

Siz Suriye’de mezhep çatışması çıkmaz demiştiniz?

Savaşın ilk doğuşu mezhep farklılıklarıyla olmamıştır. Hâlâ bugün çatışanlar arasında farklı mezhepten insanlar var. Rejimle beraber hareket eden Sünniler de çok. Menşei noktası mezhep çatışması değil. Ama maalesef çatışma olduktan sonra mezhep grupları yaratmak, bir tarafın desteğini kazanmak için mezhebi farklılığa itibar edilmeye başlandı ve siyasileşti. Savaşın, savaşçıların mezheplerle olan ilişkisi siyasileşti.

Süreç daha mı zorlaştı?

Gayet tabii

Önümüzde Saddamlaşan bir Esad mı var?

Yoksa Esad ile demokratik geçiş mümkün mü?

Esad ile Saddam arasında büyük farklar var. İki ülke arasında farklar var. Baas Partisi olarak değişik kanatların
liderliğini yapıyorlardı. Baba Esad ile Saddam arasındaki Baas liderliği konusundaki rekabet ve farklılıklarını
göz önünde bulundurmak lazım. Hiçbir ülke başka bir ülkeye tıpatıp benzemez. Suriye’nin Irak’tan farklı yapısı
var. Ve bugün büyük güçlerde rejimi ortadan kaldırma gibi bir irade yok.

GERGİNLİĞİN KRONOLOJİSİ

Erdoğan 17 Ağustos'ta Bursa’da yaptığı konuşmada, “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aynaya bakacak yüzü kalmamıştır” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik de Twitter’daki hesabından İhsanoğlu’nu bombaladı.

NE İŞ YAPAR?

Hüseyin Çelik şu ifadeleri kullandı: “İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı. İhsanoğlu’nun İİT Genel Sekreteri seçilmesi için sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız’ın büyük çabalarını hatırladıkça ‘yazık’ diyorum. Teşkilat, böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek? Yoksa teşkilatta herkes parası kadar mı etkin? Yoksa General Sisi’ye giden paralarla İİT’nın suskunluk kaynağı aynı mı?”

'İKİNCİ TÜRKİYE'

Dönemin Başbakan Yardımcısı, şimdiki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise “Mısır’ın, ikinci bir Türkiye olmasını istemiyorlar. Mısır’da, Türkiye’de olduğu gibi bir başka Tayyip Erdoğan çıkmasını istemiyorlar” dedi. İİT’nın kralların çıkarlarının değil İslam’ın teşkilatı olduğunu ifade eden Bozdağ, “Ben İİT Genel Sekreteri olsam, zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ederdim. Eğer işbirliğine yanaşmazlarsa, sessiz kalmanın onursuzluğunu taşıyamam, istifamı basar oradan ayrılırdım” diye konuştu.

İHSANOĞLU MURSİ'Yİ ELEŞTİRMİŞTİ

Ekmeleddin İhsanoğlu, Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve üyesi olduğu Müslüman Kardeşler örgütü ile ilgili eleştirel açıklamalar yapmıştı. İhsanoğlu, Mursi’nin uzlaşma yerine Müslüman Kardeşler’in görüşleri doğrultusunda kararlar almasının kutuplaşmayı artırdığını söylemişti. İhsanoğlu, Müslüman Kardeşler’in hazırladığı anayasanın düşük katılımla kabulü, ekonomik ve sosyal sebepler ve basınla olan ilişkilerin Mısır’ı bu duruma sürüklediğini kaydetmişti

İHSANOĞLU MISIR DOĞUMLU

Mısır doğumlu olan ve eğitiminin büyük bölümünü bu ülkede tamamlayan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, AK Parti döneminde İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri seçildi. 1 Ocak 2005’ten beri bu görevde bulunan İhsanoğlu, teşkilatın seçimle göreve gelen ilk genel sekreteri ve ilk Türk genel sekreteri olma özelliklerini taşıyor. İhsanoğlu’nun bilim tarihi, Türk kültürü, İslam dünyası hakkında çok sayıda eseri bulunuyor.