Ala, Ulusal Basın Kulübü'nde, Middle East Institute'nin düzenlediği "5. Yıllık Türkiye Konferansı"nda konuştu.
AK Parti hükümeti olarak kapalı sistemden açık topluma doğru dönüşüm sürecini yönettiklerini belirten Ala, "Düşüncelerin, projelerin, fikirlerin özgürce ortaya atılabildiği, eleştiriye tabi tutulabildiği, şeffaf, kamuoyu denetimine açık, hesap verebilir tam bir açık toplum, din, düşünce ve vicdan özgürlüğünün, tüm temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alındığı gelişmiş bir demokrasi, sorun yerine çözüm getiren, ötekileştirmeyen, iç düşman üretmeyen, baskı ve yasaklardan değil temel hak ve özgürlüklerini kullanan bireyin enerjisinden beslenen düzen kurmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Kapalı düzenin beslendiği "dini yasaklar" ve "etnik kimlikler" alanında önemli adımlar attıklarını söyleyen Ala, ana dilde yayın ve eğitim, cemaat vakıfları, azınlık cemaatlerinin mülklerinin iadesi, kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması gibi konulardaki düzenlemeleri hatırlattı. Ala, Kürt sorununda, demokratikleşme ve çözüm süreci sayesinde, artık o bölgede toplumun teröre desteğinin çok ciddi oranda azaldığına ve halkın terörü değil, demokratik yolları en iyi sorun çözme yöntemi olarak görmeye başladığına dikkati çekti.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) adaylığı kapsamındaki reformlar, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi konulara değinen Ala, tüm bu gelişmelerle Türkiye'nin "paradigma, makas değişimi" yaşadığı değerlendirmesinde bulunarak, "Biz tüm sorunların çözüldüğü bir cennet vaat etmiyoruz ama sorun çözücü bir sisteme doğru evrildiğimizi, sistemi reforme ettiğimizi söylüyoruz" dedi.
Yeni anayasanın önemine vurgu yapan Ala, "Darbelerle ortaya çıkan bir anayasanın, ne kadar değişiklik yapılsa da felsefe ve paradigması değiştirilmediği müddetçe, Türkiye'ye yakışmayacağını" söyledi. Söz konusu noktalarda muhalefet partilerinin desteklerini görmediklerini bildiren Ala, "Türkiye'de geri giden tek şey; siyasi muhalefet" değerlendirmesini yaptı.
- "Sistemden beslenen statüko ve müttefikleri var"
Mevcut sistemden beslenen statüko ve müttefiklerini bulunduğunu belirten Ala, 2002'den beri yaptıkları reformlardan en çok yararlanması gereken bazı kesimlerin AK Parti'ye karşı çeşitli kumpaslar ve darbe girişimlerinde bulunduklarını söyledi.
Ala, şöyle devam etti:
"Demokratikleşmeyle biz teröre desteği azaltıyoruz ve terörle bizzat sahada mücadele eden kesimler, bundan çok memnun olması gerekirken, beraberce 10 yıl içinde Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız, Balyoz gibi çeşitli darbe hazırlıklarının deşifre olduğuna, iktidarın sadece politikalarını değil kendini ortadan kaldırmaya yönelik açık darbe girişimlerine, planlamalarına tanık olduk. Bu sonuç vermeyince, partinin kendisini, iktidar partisini kapatmak gibi komik bir duruma maalesef Türkiye'yi düşürdüler."
AK Parti'nin 2010'dan sonra ise halkın desteğiyle daha güçlü hale gelip Kürt sorunu ve dini özgürlükler alanının genişletilmesi gibi alanlara tekrar eğildiğini ifade eden Ala, "Bu sefer de dini özgürlükleri genişletmemizden ziyadesiyle memnun olması gereken bir kesim, devlet içinde oluşturduğu bir paralel devlet yapılanmasıyla, bu kez de başka bir iktidar darbesine teşebbüs etmeye çalıştı. Bunların siyaset bilimi açısından izahı mümkün ama dinen, ahlaken mümkün değil" diye konuştu.
Bu sorunların çatışmadan beslenen kurulu düzenden kaynaklandığını vurgulayan Ala, "Sistemi kurumsallaşmış bir demokrasiye doğru evrilmezsek, yeni anayasal düzen veya paradigmayla, demokratik, liberal, kişi hak ve özgürlüklerini garanti altına almış bir düzeni inşa etmezsek, statüko yarın başka bir müttefik bulacaktır, hiç tahmin etmediğimiz müttefikleri nasıl ki bulduysa şu geçtiğimiz yıl içinde" ifadesini kullandı.
Kendilerinin müttefikinin halk olduğuna işaret eden Ala, AK Parti'nin her seçimde yükselen oy oranına sahip olduğunu hatırlatarak, "Bu, vatandaşlarımızın yaptıklarımızı nasıl değerlendirdiğini gösteren en somut konudur" dedi.
Ala, Türkiye'nin ilerlemekte olduğunu belirterek, "Burada sorun, ne kadar maliyet ödeyeceğimiz. Eğer statüko ve müttefikleri biraz daha halkı dikkate alan bir tavır sergileme yönünde evrilirlerse, elbette daha az maliyet ödeyerek bu hedeflere varacağız ama böyle yapmazlarsa bu sefer maliyetimiz biraz daha yükselecektir ama yine aynı kararlılıkla bu hedeflere Türkiye'yi taşıyacağız" değerlendirmesinde bulundu.
- "Düşüncenin her korkudan azad olduğu bir ülke"
İçişleri Bakanı Ala, Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik soru üzerine, Hindistanlı şair Tagore'dan alıntı yaparak, "Düşüncenin her korkudan azad olduğu bir ülke" inşa etmek istediklerini söyledi.
Ala, "Biz basın özgürlüğü konusunda hiçbir tereddüdün ortaya çıkmadığı bir özgürlükler atmosferi oluşturmak istiyoruz. Ümit ediyorum ki bir sonraki toplantımızda, basın özgürlüğü konusunda artık Türkiye için soru soramaz hale siz gelirsiniz ve biz de bunu gerçekleştirmiş bir Türkiye olarak sizlerle başka vizyonları, başka konuları tartışıyor oluruz" diye konuştu.
Konferansa katılanlardan, Türkiye'de hapishanelerde bulunan tutuklu gazetecilerle ilgili ellerine ulaşan her rakama inanmamalarını ve başka kaynaklardan da test etmelerini isteyen Ala, "Rakamlar konusunda çok abartı var, 5-6 kişi içerideyse '100 kişi 150 kişi' deniyor ama biliniz ki bir kişi bile düşüncesinden dolayı içeride hapisteyse, bizim yapacak çok işimiz vardır" dedi.
Irak'taki şiddetten kaynaklanan durumun Türkiye'yi nasıl etkilediğine yönelik soru üzerine, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü konusunda, dünya olarak ciddi sorunla karşı karşıya olduklarını ifade eden Ala, dünyanın önemli kısmını yarın ilgilendirecek bir sorunun, Türkiye'yi o bölgede, bugün ve hemen ilgilendirdiğinin altını çizdi. Ala, "Sorunun cevabını, yalnız kendi başımıza değil, müttefiklerimizle birlikte (vereceğiz). Burada inisiyatif almalıyız, alacağız ve bu sorunun derinleşmesini, yaygınlaşmasını önlemeliyiz" şeklinde konuştu.