Steinmeier, Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte, Irak'taki durumun çok tehlikeli bir hal aldığını belirterek bunun tüm Ortadoğu bölgesinde istikrarsızlıklara yol açabileceğini kaydetti.
"Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) bir terör örgütünden askeri bir örgüte dönüştüğünü, eylem alanına genişlettiğini ve büyük operasyonlar yürütebildiğini" ifade eden Steinmeier, "Bu durum Irak'ın bütünlüğünü korunmasını tehdit ediyor, komşu ülkeler için tehlike oluşturuyor, bilhassa yeni büyük mülteci akınlarıyla karşı karşıya kalınabilir" dedi.
Ortadoğu'daki bölgesel güçlerin mücadelelerini Irak'ta üçüncü aktörler üzerinden örtülü bir savaşa taşıyabilecekleri tehlikesine işaret eden Steinmeier, şunları kaydetti:
"Irak topraklarında bölgesel güçler arasında örtülü bir vekalet savaşı çıkmasını önlemek zorundayız. Suriye'nin ardından yanı başlarındaki komşu ülkede büyük bir iktidar boşluğunun oluşması, buranın farklı silahlı grupların, farklı İslamcı grupların ve teröristlerin oyun alanı haline gelmesinde, hiçbir komşu ülkenin, Suudi Arabistan'ın, Körfez ülkelerinin, Türkiye'nin ve aslında İran'ın da çıkarı olamaz. Irak, Ortadoğu ve Yakın Doğu için sürekli bir tehlike kaynağı haline gelmemeli."
- Musul'daki eyleme tepki
IŞİD'in Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nu hedef alan eylemi sonrası NATO'nun rol üstlenip üstlenmeyeceği sorusu üzerine Steinmeier, uluslararası anlaşmalarda her koşulda dokunulmazlığa sahip olan diplomatik temsilciliğe düzenlenen eyleme sert tepki gösterdiklerini anımsattı. Steinmeier, "Musul'daki Türk diplomatların kaçırılması eylemi, kesin bir yasağın ihlal edilmesidir. Bunu en güçlü şekilde kınıyoruz. Bilebildiğim kadarıyla IŞİD'in şu ana kadar Türk topraklarını hedef alan bir saldırısı olmadı. Türkiye, NATO'ya herhangi bir beklentisini iletmedi" yanıtını verdi.
Irak'ta IŞİD ile mücadelenin Irak güvenlik kuvvetlerinin sorumluluğu olduğunu vurgulayan Steinmeier, bir başka soru üzerine, Almanya'nın Irak'ın istikrarı için asker göndermesinin söz konusu olmadığını kaydetti.
- Maliki yönetimine çağrı
Steinmeier, Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'ye tüm kesimlerin temsil edildiği bir siyasi yönetim çağrısında bulunarak "Irak'ta merkezi devletin egemenliğinde yaşanan erozyon ancak ve ancak Bağdat'ta tüm kesimlerin; Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin çıkarlarının uzlaştırılmasıyla mümkün olabilir. Bu konu geçen yıllarda çok ihmal edildi" diye konuştu.
