Alman Focus dergisi, kendi kaynaklarına dayandırdığı haberinde 2011 yılından bu yana hapiste bulunan Zschaepe'nin ilk defa bir kadın tutukluyla aynı hücrede kalmasına izin verildiği belirtildi.
Tutuklu başka bir kadının Zschape'nin hücresine kendi yatağını getirerek bir gece beraber kaldıkları vurgulandı.
Münih Cezaevi Müdür Yardımcısı Jochen Menzel, 'Eğer bir tutuklu kriz yaşar ve yalnız kalmak istemezse bu konuda hakimin de itirazı olmazsa bu talebi karşılıyoruz' dedi.
8 Mayıs'ta Münih Cezaevi yetkililerine bu konuda müracaat ettiği iddia edilen Zschaepe'nin konuşmak için birine ihtiyacı olduğunu ifade ettiği, ancak bir papaz ya da doktorla konuşmayı reddettiği belirtildi.
Bir süre önce Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin Zschaepe'nin yazdığı özel mektuplardaki yazıları bulunan delil niteliğindeki yazılarla karşılaştırmak istemesinin Zschaepe'yi rahatsız ettiği ve avukatlarının mahkemenin bu tutumunu değiştirmeye çalıştıkları kaydedildi.
Yaklaşık 1 yıldan fazla süredir Münih'te yapılan 120 duruşmada susma hakkını kullanan ve tek kelime etmeyen Zschepe'nin mahkemede konuşup konuşmayacağı hala merak konusu.
- NSU'nun karanlık bağlantıları
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, çok sayıda soygun gerçekleştiren NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü ancak 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
Neonazi 3 kişinin kurduğu iddia edilen NSU'nun üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 2011 Kasım ayında bir banka soygunu gerçekleştirdikten sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü.
NSU'nun hayattaki tek üyesi olan ve Münih'te devam eden davada tutuklu olarak yargılanan Beate Zschaepe'nin, susma hakkını kullanması nedeniyle NSU'nun "karanlık bağlantıları" aydınlatılamıyor ve birçok soru hala yanıt bekliyor.
NSU'yu kuran Neonazilerin, yıllarca yer altında faaliyet göstermesine rağmen Alman güvenlik birimleri ve istihbaratınca tespit edilememiş olması, 2011 yılında Almanya'da büyük bir skandala yol açmış, NSU üyelerinin geçmişte bazı aşırı sağcılar ve istihbarat muhbirleriyle ilişki kurmuş olmaları, skandalın boyutlarını daha da genişletmişti.
Almanya iç istihbarat teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 2011 yılı sonunda imha edilmesi ve bunun kamuoyuna sızması kuşkulara yol açmıştı.
