Örgütün Irak emirinin imzasını taşıyan yazılı açıklamada, "Türk diplomatların kaçırılmasını kınıyoruz. Rehinelere iyi davranılmalı ve serbest bırakılmalılar. Diplomatlara yapılan saldırıyı doğru bulmuyoruz" denildi.
"Irak'ta gelişen olaylar zulme uğramış Sünni toplumun tepkisinden ibaret. Gelişmelerin tek bir taraf veya gruba indirgenmesini doğru bulmuyoruz" ifadelerine yer verilen açıklamada, hükümet nezdindeki esirler serbest bırakılmadan hiçbir esirin serbest bırakılmaması gerektiği belirtildi.
İran'dan Irak'a milisler geldiği ve bunları İranlı komutanların yönlendirdiği iddia edilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"Bağdat'ta İranlı komutanların milisleri yönlendirdiği gerçeği dikkate alınmalı. İran'dan takviye birliklerin gelmesi engellenmeli. Devrimcilerin Bağdat'a geç ulaşmasının bedeli ağır olacak. Kürt kardeşlerimizi hedef alan yeni bir cephe açılması hata olacaktır."
Açıklamada, "ülkede istikrarın yeniden tesisi için her kesimin üzerine düşeni yapmasının zaruri olduğu" vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Devrimcilerin amacı gaspedilen haklarını geri almak, düşmanlığı defetmek ve kendi kendilerini yönetmektir. Dini, ırkı ve unvanı ne olursa olsun adalet herkes için teminat altına alınmış bir haktır. Başkalarına zulmetmek veya zulmedilmekten Allah'a sığınırız. Ülkede önce orduyu çekip, ardından kentleri kuşatarak bombalamayı düşünen baştaki adam (Irak Başbakanı Nuri el-Maliki), hezimete uğrayan ordu yerine halktan ve milislerden oluşan birlikleri kurma mecburiyetinde kaldı."
Açıklamada, uluslararası toplumdan, hakkını talep eden ve mukaddesatını savunan Sünni kesimi "terörist" olarak nitelendirmeye son vermesi talep edildi.