SEKAM, Türkiye'de gençliğin özelliklerini, karşılaştıkları sorunları, kimliklerini ve beklentilerini ortaya koymak üzere, 81 ildeki 352 yerleşim biriminde, 15-28 yaş grubuna yönelik "Türkiye Gençlik Raporu: Gençliğin Özellikleri, Sorunları, Kimlikleri ve Beklentileri" başlıklı araştırma yaptı.
Proje yönetmenliğini Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, koordinatörlüğünü Hanefi Mahitapoğlu'nun üstlendiği araştırmada, Prof. Dr. Burhanettin Can, Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Mete Doğruer, Doç. Dr. Mustafa Tekin, Abdulvahap Yaman, Şemsettin Özdemir, Gürsel Ulukır, Metin Alpaslan ve Cevat Özkaya "araştırmacı" olarak görev aldı.
Araştırmada, 5 bin 541 gence, dini ve siyasi kimliklerini belirlemek üzere "Aşağıdaki kimlik size ne oranda uyar?" sorusu yöneltildi. Birden çok şıkkın seçilebildiği soruda "bana çok uyar seçeneği"ni katılımcıların yüzde 43'ü "Müslüman", yüzde 31'i "ilerici", yüzde 29'u "Atatürkçü", yüzde 23'ü "laik", yüzde 22'si "İslamcı", yüzde 22'si "milliyetçi", yüzde 19'u "dindar", yüzde 18'i "Kemalist", yüzde 18'ü "ülkücü", yüzde 15'i "sosyalist", 13,4'ü "devrimci", yüzde 5,4'ü "feminist", yüzde 3,5'i "komünist", yüzde 1,4'ü "ateist" olarak işaretledi.
Aynı soruya "bana hiç uygun değil" seçeneğini katılımcıların yüzde 74'ü "ateist", yüzde 59'ü "komünist", yüzde 43'ü "feminist", yüzde 36'sı "ülkücü", yüzde 31'i "devrimci", yüzde 16,7'si "muhafazakar", yüzde 10,3'ü "İslamcı" seçenek için kullandı.
- Güven problemi
Çalışmanın alt başlığında yer alan "İnsanlar hakkındaki genel düşünceniz nedir? sorusuna katılımcıların yüzde 1,4'ü "çok güvenilir", yüzde 29,3'ü "güvenilir", yüzde 58,6'sı "güvenilmez", yüzde 10,7'si ise "hiç güvenilmez" cevabını verdi.
Gençlere "Bugünün dünyasında insan babasına bile güvenmemelidir" sözüne katılıp katılmadığı da soruldu. Katılımcıların yüzde 15,5'i "kesinlikle katılıyorum", yüzde 20,5'i "katılıyorum", yüzde 21'i "kararsızım", yüzde 28,2 "katılmıyorum", yüzde 14,7'si "kesinlikle katılmıyorum" şıkkını işaretledi.
- SEKAM Başkanı'nın değerlendirmesi
SEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, araştırmada insana, babaya, siyasetçiye ve kurumlara güven konusunu ele aldıklarını belirterek, "Maalesef 18-25 yaş grubu gençler, genel olarak, insanlara güvenmiyor. İşaretlenen 'güvenilmez' ve 'hiç güvenilmez' şıklarından dolayı böyle bir tablo karşımıza çıkıyor" dedi.
Araştırmanın sonuçlarının, kadınların erkeklere oranla güven konusunda daha çok sıkıntı yaşadığını ortaya koyduğunu belirten Can, şunları söyledi:
"Nesildeki 15-28 yaş grubu gençlerin yüzde 36'sı babasına güvenmiyor. Yüzde 21'i de bu konuda kararsızlık belirtiyor. Tedbir alınmazsa kararsız yüzde 21 de olumsuz haneye dahil olacak. Bu sonuç çok ağır olur.
Ayrıca Anadolu'da 'Babana bile güvenmeyeceksin' sözü gittikçe yaygınlaşmaya başladı. Bu ifadeyi duyarak büyüyen bir çocuk ne yapabilir? Ondan sonra çocuklar babasının imkansızlıktan dolayı isteklerine olumsuz cevap vermesinden sonra otomatik olarak hayal kırıklığına uğruyor."
- "Yapay özgüven oluştu"
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, araştırmayı bazı gerçeklerin görülmesi adına çok önemli gördüğünü belirtti.
Nevzat Tarhan, "SEKAM'ın bu çalışması bizim günlük hayatta rastladığımız değerleri maalesef doğruluyor. Şu anda 'Y' veya 'Gezi Kuşağı' denilen, özellikle 1990 sonrasında doğan gençler kültürel açıdan bir kırılma yaşıyor. Psikolojik ve kültürel olarak çok farklı bir kuşakla karşı karşıyayız" diye konuştu
Bu kuşaktaki gençler arasında "egoizm", "benmerkezcilik" ve "konfor anlayışı"nın çok yaygınlaştığını dile getiren Tarhan, şunları kaydetti:
"1990 öncesinde soğuk savaş döneminde toplumsal fayda ve sorumluluğu yücelten bir gençlik vardı. Hangi dünya görüşünde olursa olsun başkaları için bir şey yapma ideali vardı. Böylece gençlerde bir özgüven yükselmesi oldu ama sosyal güven dediğimiz olgu düştü. Ego yüksekliği nedeniyle bu tip gençlerde yapay bir özgüven oluştu. Bu tarz gençler genellikle alkol, uyuşturucu ya da sigaraya eğilim oluyor. Kolay zevklere ve çözümlere yöneliyorlar."
Prof. Dr. Tarhan, ebeveynlerin gençlerin güven duymasındaki rolü hakkında ise şu bilgileri verdi:
"Anne ve baba iyi bir rol model olabilirse, rol paylaşımı iyiyse gençler daha az etkileniyorlar. Babanın ilişkileri zayıfsa iş odaklıysa çocuklarına fazla zaman ayıramıyorsa bu ateş daha da yükseliyor. Hep birlikte zaman geçiren ailelerde baba-çocuk ilişkisi nitelikli ve sıcaksa gençler evini seviyorsa bu risk azalıyor. Güven problemli gençlere, aile bağları zayıf olanda daha sık rastlıyoruz. Burada birinci faktör gencin aileyi sevmesidir. Ailede bir yanlışı ya da doğruyu korkmadan konuşabiliyorsa, paylaşımı iyiyse bu risk daha azalıyor. Sağlıklı çocukların aile gelenekleri iyi olanların grubu olduğunu görüyoruz."