Çin, Hindistan ve Kore gibi ülkelerde basınç ve sıcaklık koşulları altında sertleşerek oluşan kehribar, Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde açılan kehribar taşı işlemeciliği kursuna katılan hünerli eller tarafından "sabır çekmek" isteyenler için hazırlanıyor.
Küçük kütleler halinde kurs alanına getirilen kehribar taşları, kadınların elinde saatler süren uğraş sonucu torna, zımpara ve çarkla işlenip bölgede erkeklerin önem verdiği aksesuarlardan biri tespih haline geliyor.
Türkiye'nin farklı yerlerinde yapılan kehribar taşından tesbih üretimini Şanlıurfa'da farklı kılan unsur ise kadınlar tarafından yapılması. Haftanın 3 günü atölyede usta-çırak ilişkisiyle eğitim alan kadınlar kehribar taşını işleyerek kolyeden yüzüğe kadar çeşitli takılar da yapabiliyor.
Kadınlar, tesbih işlemeciliğinin erkeklere mahsus olmadığını söyleyerek çevrelerinden olumlu tepkiler aldıklarını belirtti.
İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Aydın Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadınların tesbih üretmelerinin kendilerini gururlandırdığını söyledi.
Kehribar taşı işlemeciliğinin coğrafi olarak bir yere ait olmadığını ifade eden Aslan, açtıkları kursla kehribar taşını Şanlıurfa'ya mal etmeye çalıştıklarını vurguladı.
Kadınlara aylık 200 lira ücret verdikleri belirten Aslan, amaçlarının hem kadınları meslek sahibi yapmak, hem de kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri tekrar gün ışığına çıkarmak olduğunu ifade etti.
Aslan, 3 ay boyunca 198 saat sürecek eğitim sonunda başarılı kursiyerlere bakanlık onaylı sertifika verileceğini belirterek şunları kaydetti:
"Burada çalışan bayanların büyük çoğunluğu gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlardır. Bu bayanlar sadece zaman geçirmek için gelmiyorlar. Burada meslek edinip gelecek zamanda bu işi esnaflık anlamında yürütebilecek insanlar olduğuna inanıyoruz. Kursumuz bitince yine biz bu kursiyerlerimizi boş bırakmayacağız, bu atölyeyi kendilerine tahsis edeceğiz ve çalışmak isteyen kursiyerlerimiz olursa burada el emeği göz nuru işlerini yapacaklar ve dışarıya satma yönünde kendilerine gereken yardımları yapacağız."
Aslan, üretilen tesbihlerin belirli bir sayıya ulaşması halinde turistik mekanlarda satışa sunulacağını sözlerine ekledi.
Kursiyerlerden Nilüfer Sönmez ise kursta sadece tesbihe odaklanmadıklarını takı da yaptıklarını dile getirerek sertifika aldıktan sonra atölyesini kurmayı planladığını kaydetti.
Sönmez, "Dışarıdaki insanlar bayanların tesbih yapamayacağını düşünüyor. Biz de bunu arkadaşlarımızla beraber yapabildiğimizi ispatladık. Sertifikamı aldıktan arkadaşlarla beraber atölye açmayı düşünüyorum. Ayrıca unutulmaya yüz tutmuş bu zanaatı bizden sonra gelen kuşaklara aktarmayı düşünüyoruz. Ben burada altın bir bilezik takıyorum. Bu bilezikle gelecekte kendi iş yerimi açarak istihdam yaratmayı arzuluyorum" diye konuştu.