Ağı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, buğday, mısır, kestane kabağı ve kuru fasulye üzerinde çalıştıklarını belirterek, yeni çeşitler geliştirme ve yetiştirme tekniklerine ağırlık verdiklerini dile getirdi.
TÜBİTAK projelerinde mısırda ilk defa "dihaploit hat" elde edilmesiyle ilgili çalışmaların son yılına girdiklerini anlatan Ağı, TÜBİTAK denetimlerinde sürekli en iyi puanı aldıklarını kaydetti.
Ağı, buğday ve mısırda önemli ıslah çalışmaları yaptıklarını vurgulayarak, "Buğday ve mısırda asgari 13 yıllık ıslah çalışması dönemini 2 yıla düşürebilecek, melezlenecek hattı tespit etme imkanı sağlayacak çalışmayı ilk defa enstitümüzde yürütmüş bulunuyoruz"​ diye konuştu.
Kamuoyunda genetiği değiştirilmiş organizmalarla (GDO) ilgili bilgi kirliliği bulunduğuna da değinen Ağı, bu konuda gerekli tedbirlerin alındığını aktardı.
Ağı, Türkiye'de mısırın GDO'lu ürünler arasında sayıldığını dile getirerek, "Oysa çok yanlış bir bilgi vardır. Ülkemizde GDO'lu ürünün geliştirilmesi, üretilmesi, sokulması tamamen bilim kurulu nezdinde denetime tabidir ve yasaktır. Gıda katkı maddelerinde de kullanılması tamamen yasaktır" şeklinde konuştu.
- Ar-Ge çalışmaları
Buğday ıslah çalışmalarında istasyonun kurulduğu günden beri 35 çeşit geliştirdiğine dikkati çeken Ağı, tohumlukları tescil ettirdikten sonra ihaleyle 5 ve 10 yıllık periyotlarla üretim hakkını özel sektöre sattıklarını vurguladı.
Özel firmaların tohumları çoğaltarak çiftçilere sertifikalı olarak sattıklarını anlatan Ağı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buğdayda geliştirdiğimiz çeşitler sulu alanlarda 1 ton civarında, kurak alanlarda da 450 ile 500 kilogram arasında verim potansiyeline sahiptir. Bölgemizde ekilip biçilen buğdayların yüzde 70' i de enstitünün geliştirmiş olduğu çeşitlerdir.
Mısır da da 25 çeşit geliştirdik."