Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Musul'da olağanüstü gelişmeler meydana geldiğini, Musul ve onun başkenti olan Nenova Eyaleti'nin Irak Devleti'nin kontrolünden çıktığını, daha önce Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda da etkili olan El Kaide bağlantılı IŞİD örgütünün kontrolüne geçtiğini söyledi.
Sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun da güvenliğini tehlikeye sokacak olan bir sürecin içerisinde olunduğunu belirten Hamzaçebi, "Böyle bir dönemde hükümete düşen görev, Ortadoğu politikasını gözden geçirmektir. Hükümetin Ortadoğu politikası duvara toslamıştır, bu politikayla Türkiye'nin krizden çıkması mümkün değildir. Hükümet, Ortadoğu'ya yönelik dış politikasını gözden geçirmek, bu politikanın dayandığı bütün kabulleri değiştirmek zorundadır" dedi.
Hamzaçebi, sorunu sadece Musul, Musul'da hakim olan IŞİD örgütü olarak almanın yanlış olduğunu, sorunun Musul'la sınırlı olmadığını ifade ederek, "Dolayısıyla, Musul Konsolosluğu'ndaki personelin güvenliğini sağlamak, onları sağ salim Türkiye'ye kavuşturmak önemlidir. Mahsur kalan kamyon şoförlerinin güvenliğini sağlamak, onların sağ salim Türkiye'ye ulaştırılmasını sağlamak son derece önemlidir. Türkiye bunları kısa dönemde gerçekleştirmek zorundadır. Ancak sorun, sadece bu iki konuyu çözmekle sınırlı değildir, Musul'la sınırlı değildir; tüm Irak'ı, Suriye'yi, Türkiye'yi, Ortadoğu'yu ilgilendiren devasa bir sorunla Türkiye karşı karşıyadır. Bu nedenle Türkiye dış politikasını gözden geçirmek, yenilemek zorundadır" diye konuştu.
CHP olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili iki konuyu TBMM gündemine getirdiklerini anımsatan Hamzaçebi, şöyle konuştu:
"Bunlardan bir tanesi gensorudur, ikincisi de milletvekillerimizin vermiş olduğu Meclis Soruşturması önergesidir. Ancak Musul nedeniyle ortaya çıkan gelişmeler, olağanüstü bir durumla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Böyle bir süreçte iç politikanın ikinci plana atılması gerekir. Ulusal duruşu ve beraberliği göstermemiz gereken bir süreç varken, böyle bir süreçte gensorunun ve Meclis Soruşturması'nın TBMM'nin gündeminde olmasını doğru bulmuyoruz. Bu nedenle hem gensoru önergesini hem de Meclis Soruşturması önergesini, daha sonra vermek üzere Meclis Başkanlığı'ndan çekiyoruz."
Akif Hamzaçebi, TBMM'nin çalışmalarının haziran ayı sonunda biteceğini hatırlatarak, torba yasanın Plan ve Bütçe Komisyonu gündeminde olduğunu, bir kaç önemli yasa daha görüşüldükten sonra Meclis'in kapacağını bildirdi.
Kapanmadan önce Meclis'in yapması gereken bir iş olduğunu ifade eden Hamzaçebi, "Engin Alan'ın özgürlüğüne kavuşarak TBMM'ye gelip yemin etmesidir. Sayın Engin Alan bu muameleyi hak etmemektedir. Onun onurlu duruşuna TBMM saygı göstermeli ve Meclis kapanmadan onun yemin etmesini sağlayarak, milletvekilliği görevini başlatmak, TBMM'nin meselesi olmalıdır. Buradan bütün siyasi partilere ve hükümete çağrıda bulunuyorum: Gelin Sayın Engin Alan'ı da özgürlüğüne kavuşturalım ve milletvekilliği görevine başlatalım" dedi.
Hamzaçebi, "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bilgilendirme yapmak için sizle temas kurdu mu?" sorusuna, "Sayın Genel Başkanımız'dan randevu istediler, o randevu kendisine verilecek ve görüşme gerçekleşecektir" yanıtını verdi.
"Musul Başkonsolosluğu'nun önceden neden boşaltılmadığı" ile ilgili soru üzerine, Hamzaçebi, "Bu konuda çokça eleştiri yapabiliriz. Bugünkü sonuç da hükümetin büyük bir gafı ve sorumluluğu vardır. Ama şimdi bunları irdeleyip tartışmak doğru değil. Bunların konuşulmasını erteleyelim, 'bu sorunu Türkiye nasıl çözer' bunun üzerinde duralım. Ulusal bir duruşla Türkiye bu sorunu aşsın. Biz Anamuhalefet Partisi olarak hükümete, Musul ve Ortadoğu sorununun çözülmesi konusunda her türlü desteği vermeye hazırız. Samimiyetle ifade ediyorum; biz öteden beri bu konuda, Türkiye'nin menfaatlerini gözeten bir duruşu sergiledik. Bugün de aynı çizgideyiz. Hükümete yardımcı olmayı biz görev sayıyoruz" diye konuştu.