Türk-İş'ten yapılan yazılı açıklamada, Türk-İş Başkanı Atalay'ın Cenevre'de gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 103. Uluslararası Çalışma Konferansı'ndaki değerlendirmelerine yer verildi.
Soma'da meydana gelen faciaya ilişkin konuşan Atalay, "Soma kömür ocağında temel işçi hak ve özgürlüklerini ihlal eden, insan hayatını ve sağlığını hiçe sayan ihmal ve uygulamalar yapılmıştır" dedi.
Atalay, ILO desteği ile işyerlerindeki olumsuz çalışma koşullarını, ihmal ve ihlalleri raporladıklarını ancak uzun uğraşlar sonucu çıkmasında yardımcı oldukları İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası gibi düzenlemelerin yüzlerce madenci ve binlerce işçinin hayatını kurtarmaya yetmediğini söyledi.
ILO'nun 176 sayılı "Madenlerde Sağlık ve Güvenlik" sözleşmesinin henüz onaylanmadığına dikkati çeken Atalay, "Rekabet şartları yetersiz ücretlerle, düşük işgücü maliyeti ile çalıştırarak sağlanmaz. Hiçbir işletme ya da işverenin elde edeceği kar, işçilerin canından ve sağlığından önemli değildir" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'deki iş kazalarının önemli nedenlerinden birinin taşeronlaşma olduğuna değinen Atalay, bu çalışma biçimiyle örgütsüz ve daha düşük maliyetli işçi çalıştırıldığını, iş yasasının koruyucu hükümlerinin taşeron işçiler için bile geçerli olmadığını, dolayısıyla bu istihdam biçimine "ücretli kölelik" demenin daha doğru olacağını söyledi.
Atalay, Türkiye'deki sendikalaşma oranının çok düşük olduğunu, sendikal nedenle işten çıkarmalara son verecek kapsamlı çözüm yöntemleri geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanların savaşlar, açlık ve susuzluktan can vermediği, siyasi idamların uygulanmadığı, güçlünün güçsüzü ezmediği, işçilerin sömürülmediği ve cinayetlerin yaşanmadığı bir dünya istemek hepimizin hakkıdır. 13 Mayıs'tan sonra muhalefeti, iktidarı, işvereni ve sendikaları ile tüm Türkiye, şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Aksi takdirde hiç kimse 301 maden şehidinin, 432 yetimin ahından kurtulamaz."
