Eş başkan Mukaddes Kubilay, BDP İl Başkanı Necmettin Efe ve partililerle Ağrı Adliyesine gelen Sakık'a mazbatasını, İl Seçim Kurulu Başkanı Hamdi Vural verdi.
Daha sonra Ağrı Belediyesi'ne geçen Sakık, yerel seçimlerin iptal edilmesinin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından belediye başkanlığına atanan Ercan Ateş'in kendisini makamda karşılamaması ve geç gelmesine tepki gösterdi.
"Halkın iradesiyle buradayız" diyen Sakık, "Herkesin halkın iradesine saygı göstermesi gerekir. Devletin halkın iradesine tepeden bakışını asla içime sindiremedim, sindirmem. Burada barış ve kardeşlik içinde bir seçimi beraber yaşadık. Kazasız belasız bir dönem yaşadık. Burada Ağrı halkı ve Türkiye kazanmıştır" diye konuştu.
Bunun üzerine Ateş, halkın iradesine saygıları bulunduğunu belirterek, "Nihayetinde halkın ötesinde bir güç yoktur. Ümit ediyorum ki almış olduğunuz halkımızın güvenini en iyi şekilde temsil edersiniz. Önemli olan mülkün devir ve teslimi değildir. Ümit ediyoruz ki kısa süre içerisinde halkın beğeni ve hoşgörüsünü kazandık, bunu size teslim ediyoruz. Bunu lütfen görev sürenizce koruyun ve kollayın. Önemli olan bunun teslim edilmesi ve bunun sürdürülmesidir" ifadelerini kullandı.
Ateş'in belediyeden ayrılmasının ardından Sakık, basın toplantısı düzenledi.
Buruk bir şekilde görevi devraldıklarını ifade eden Sakık, şöyle devam etti:
"Çünkü iki gün önce bu toprağa kan karıştı. Kırılgan barış ne yazık ki Lice'de iki kardeşimizin yaşamını yitirmesiyle bu topraklarda yeniden çatışmanın yeniden toplumsal dokularla oynandığını görüyoruz. Bu üzüntüyle görevi devralıyoruz. Barışın kırılgan olduğunu söylemiştik. Barış sürecinin heba edilmemesi gerektiğini söylemiştik. 15 aylık bir süredir bu topraklarda silahlar patlamıyor, ölüm kan ve gözyaşı yoktu. Hepimiz umutluyduk. Bu umutları tekrar korumak istiyoruz. Yani buradan merkezi hükümete çağrım, barış eğer sağlanacaksa barışın ruhuyla ilgili yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır."
- Hava Şehitleri Şehitliğindeki anıt"
Sakık, Abide Meydanındaki Hava Şehitleri Şehitliği'ndeki anıtın kaldırılmasıyla ilgili yaptığı açıklamaya değinerek, şöyle konuştu:
"Burada bir anıt var demiştim. Burada ki anıtın 1930'lu yıllarda Ağrı isyanını bombalayan pilotların anıtı olduğunu söylemiştim. Ağrı halkıda bir bütün olarak bunu böyle biliyor. Elimizde resimlerimiz var belgelerimiz var yani bu anıtın 1930'larda kurulduğuna dair. Bunu kamuoyuyla paylaşacağız. Ama tepkiler oluştuktan sonra bunun 1930'larda İran'a düğüne giden pilotların anıtı olduğu söyleniyor. Bu doğru değil. 'Yani pilotlar neden İran'a özel uçaklarla giderler.' Bunu da sormak lazım. Bir linç kampanyasıyla karşı karşıyayız. Ağrı'da aldığımız seçimleri çokta içlerine sindiremediler. Onların devasa projelerine rağmen biz sadece halkımıza yalan söylemeyeceğiz. Şimdi 1930'larda buraya yapılan anıtın kaldırılması için vicdan sahibi olan her insanın birlik oluşturması gerekir."
Sakık, bir gazetecinin Kazım Karabekir Caddesi'nin isminin değiştirilmesiyle ilgili sorusuna "Ben de Kazım Karabekir yani militarizmi çağrıştıracak bütün aktörlerin bu caddelerden isimlerinin kaldırılması için 'Ağrı halkıyla birlikte karar vereceğiz' dedim. Ama buradan da bir linç kampanyası başlatıyorlar" dedi.
Belli odaklar tarafından saldırıya maruz kaldıklarını savunan Sakık, şöyle devam etti:
"Birkaç gündür bazı gazetelerde yazılıp çizilenler, özellikle Kazım Karabekir ve anıtla ilgili. Hepsi yalan söylüyorlar. Ağrı'daki bu başarıyı gölgelemek istiyorlar. Aslında vicdan sahibi olan herkesin bu topraklarda halkın ortaya koyduğu bu iradeyi büyütmesi gerekirdi. Bu irade başta da söyledim. 1 Haziran akşamı kimse buradan bir zafer veya bir yenilgi çıkarmamalıdır. Barış kazanmıştır. Buna rağmen küçücük bir belediye, küçücük bir iktidar için her şeyi mubah gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Biz bunlara teslim olmayacağız. Biz doğru bildiğimiz her şeyi savunacağız."
Sakık, bir gazetecinin Başbakanın Kazım Karabekir ve Fevzi Çakmak mahallelerinin isimlerinin değiştirilemeyeceği, anıtın kaldırılamayacağı şeklinde ifadelerinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Sakık, şöyle konuştu:
"Ben sayın Başbakan ile polemiğe girmiyorum. Benim söylediğim anıtla ilgili tahmin ediyorum ki sayın Başbakan'a farklı bir bilgi ulaşmış. Ben 1930 yıllarındaki Ağrı isyanıyla ilgili anıt olduğunu ve bu anıtın bulunduğu yerdeki uçakların pervanelerinin her gün Kürt çocuklarının gözüne, Kürt halkının gözüne sokulduğunu söyledim. Sayın Başbakan'ı bu konuda yanlış bilgilendirmişler. Bu anıtı kaldırmada 'belediyenin bir görevi var mı yok mu?" bunu da bilmiyorum. Varsa halkımızla birlikte bu anıtı kaldıracağız ve başka bir yere nakledeceğiz. Eğer iç barıştan bahsediyorsak, eğer Mustafa Muğlalı olayı neyse eğer o pilotların anıtıysa bizim açımızdan da aynı şeydir. Dersim'deki katliamla ilgili sayın Başbakan çıkıp hassasiyet gösteriyor diyor. Dersim'de bu kadar insan katledildi, katledenlerde o dönemin aktörleri şunlar şunlar. Ama Ağrı'da da Ağrı isyanında da bu kadar insan katledildi. Eğer geçmişle yüzleşeceksek ilk önce bunlarla yüzleşeceğiz. Bu insanlık ayıbını ortadan kaldırmamız lazım. Türkiye kamuoyunun hassasiyetleri bizimde hassasiyetlerimizdir. Ama Kürt halkının hassasiyetleri de sayın Başbakan'ın hassasiyetleri olmalıdır, öyle olduğunu da düşünüyorum."
Sakık, "Ben vicdanın sesini seslendirdim. Benim polemiklere ihtiyacım da yok böyle bir görevimde yok. Ama biz bu ülkede barışı inşa edeceksek bu anıtların burada hayat bulmaması gerekir" ifadelerini kullandı.
BDP Ağrı Belediye Eş Başkanı Mukaddes Kubilay ise sorunları ortak çözerek, dürüst, şeffaf ve özgür belediyecilik yapacaklarını kaydetti.