Suriye'de yaşanan seçim ''tam bir komedi''
Suriye'de Esed'in kazandığı seçimlerin meşruiyeti tartışılırken, Brookings Enstitüsü Uzmanı Arbell, 'Esed'in halkın tanımadığı 2 rakibe karşı yarışması tam bir komedi' dedi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-06 13:02:23
Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed'in kazandığı açıklanan devlet başkanlığı seçimleri, uluslararası örgütler, dünya liderleri ve uzmanlar tarafından meşru olmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Avrupa Birliği (AB), ülkelerin üst düzey temsilcileri ve siyasi uzmanlar, Esed'in yüzde 88,7'lik oyla kazandığı açıklanan ancak muhalefetin kontrolündeki bölgelerde yaşayan ve yurt dışına kaçmak zorunda kalan milyonlarca Suriyelinin oy kullanamadığı, sürgün edilen muhalefet liderlerinin aday olmasının ve alternatif bilgi kaynaklarına erişimin engellendiği devlet başkanlığı seçiminin, meşru olmadığını ve sonuçlarının tanınmayacağını ifade ediyor.
"Büyük bir rezaletle karşı karşıyayız"
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) Ankara Genel Koordinatörü Taha Özhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki devlet başkanlığı seçiminin aslında yapılmadığını öne sürerek, "Öncelikle bu seçim, Suriye'de değil, Şam sahil hattındaki bazı bölgelerde yapıldı ve bunlar seçim değildi. Çünkü sonucu baştan belli. Esed’in kazanacağını herkesin bildiği, rejimin baştan aşağı sahte bir şekilde yaptığı ve sadece sonucunu ilan ettiği, sadece isminin 'seçim' olduğu bir seçimdi" dedi.
Seçimin gerekli şartlarından biri olan güvenlik unsurunun Suriye'de mevcut olmadığını dile getiren Özhan, farklı siyasi partilerin seçime katılabilmesi ve oy kullanabilme hakkı gibi şartların da yerine getirilmediğinin altını çizerek, "Üzerine konuşmaya bile değmeyecek kadar büyük bir rezaletle karşı karşıyayız. Dolayısıyla, buna hiçbir şekilde 'seçim' dememek lazım" ifadelerini kullandı.
Özhan, Esed'in, seçim konusunda kendisine yöneltilen tepkilerin fiili politikaya dönüşmeyeceğini çok iyi bildiğini ve İran ile Rusya’nın desteğiyle kendisinin ilan ettiği seçilmiş lider pozisyonunu kağıt üzerinde korumak için bu seçimi yaptığını vurguladı.
"Seçmen sayısının 11 milyon olması mümkün değil"
Suriye yönetiminin yaptığı, ülke içi ve dışındaki 15 milyon 845 bin 575 seçmenden 11 milyon 634 bin 412'sinin oy kullandığı yönündeki açıklamasının doğru olmadığına işaret eden Özhan, "Bu rakamlar saçmalık ve gerçek olması mümkün değil" dedi.
Genel Koordinatör Özhan, Suriye'de 20 milyon insan yaşadığını belirterek, "Zaten 10 milyona yakın kişi ülke içinde yer değiştirmiş, 6-7 milyon insan da Suriye dışına çıkmış durumda. Ülkenin neredeyse üçte ikisi fiili olarak savaş halinde. Geri kalan kısmı da savaş atmosferi içinde. Böyle bir ortamda eğer 11 milyon kişinin sandığa gittiğini inanmamızı bekliyorsa, bu mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"Gözlemci ülkeler Esed yanlısı"
ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nden Ortadoğu Uzmanı Dan Arbell ise seçimlerde Esed'in, halk tarafından tanınmayan ve desteği olmayan iki rakibe karşı yarışmasını 'komedi' olarak niteleyerek, "Demokratik ve gerçek bir seçim değil, sahnelenen bir oyundu. Seçmenlerin gerçek bir seçeneği hiç olmadı." dedi.
Arbell, seçim sırasında gözlemci konumundaki tüm ülkelerin, rejim yanlısı ve onu destekleyen ülkeler olduğunu, hatta dünyada Esed ile ilişkisine devam edebilen yegane ülkeler olduğunu dile getirdi. Bu durumun seçimleri demokratik olmaktan uzaklaştırdığını ifade eden Arbell, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimsenin bu seçimleri gerçek bir seçim olarak gördüğünü düşünmüyorum. Bu seçim sadece Suriyelilerin yaşadığı trajediye yeni bir boyut daha kattı. Uluslararası kurumlar, Suriye’de istikrarlı ve demokratik bir devlet görmek isteyen her ülkeyi harekete geçirmeli ve muhalefete daha fazla destek vermeli. Suriye'deki muhalefet, Esed rejiminin karşısında bir alternatif olabilmek için daha organize olmalı ve kesinlikle daha fazla destek almalıdır. Onları tek başına bırakmak, hiçbir çözüm üretmeyecektir."
"Seçimler gayrimeşrudur"
Brüksel'de yapılan G7 Zirvesi’nin ilk gününün ardından yayımlanan sonuç bildirisinde, Suriye’deki seçimlere ilişkin, "3 Haziran’daki düzmece başkanlık seçiminin geçersizliğini duyuruyoruz” ifadesi kullanıldı.
Zirvenin ardından Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da seçim sonuçlarının önceden belli olduğunu, oyunu kullanamayanlar bulunduğu gibi, kullananların da nasıl kullandığının belli olmadığını dile getirerek, "Seçimlerin hiçbir değeri yok" dedi.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise "AB, bu seçimleri gayrimeşru addetmektedir" dedi.
Öte yandan, Danimarka Dışişleri Bakanı Martin Lidegaard, seçimin bağımsız, adil ve meşru olmadığını, sadece bir 'komedi' olarak tanımlanabileceğini belirtti. Suriye'nin çatışmaların ortasında yer aldığını ve milyonlarca Suriyelinin ülke içinde ve dışında göç halinde olduğunu kaydeden Lidegaard, rejimin kimlerin aday olacağını ve kimlerin oy kullanacağını kontrol ettiğinin çok açık olduğuna işaret etti.
Norveç Dışişleri Bakanı Börge Brende de seçim kararının, Suriye'deki durumu daha vahim hale getirdiğini ve barış görüşmelerine yönelik umutları yok ettiğini dile getirdi.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ise seçimlerin gerçek değişim çağrısında bulunan Suriye halkına hakaret olduğunu söyledi.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Türkiye Temsilcisi Halit Hoca, Esed'in, seçim yoluyla uluslararası düzeyde meşruiyet kazanmayı amaçladığını belirterek, seçimlere davet edilen gözlemci heyetlerin baştan beri Esed'i destekleyen sosyalistler olduğunu ifade etti.
Suriye'deki devlet başkanlığı seçimine Rusya, İran, Uganda, Zimbabve, Bolivya, Lübnan, Filipinler, Venezuela ve Tacikistan'dan gözlemci heyetler katılmıştı. Heyetler, Homs, Lazkiye, Tartus, Şam, Şam kırsalı, Süveyda ve diğer bölgelerde oy verme işlemlerini izlemişti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara