Doğup büyüdüğü Trabzon'un Sürmene ilçesindeki hayatını eşi ve 3 çocuğu ile İstanbul'a taşıyan Erol, gemi dekorasyonculuğu yaptığı 2000'li yılların başında kalbinden rahatsızlandı.
Doktorların kalp kası bozukluğu anlamına gelen kardiyomiyopati tanısı koyduğu Erol'un durumu ağırlaşınca 2011 yılının Temmuz ayında Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ameliyata alındı.
Ameliyat sonrası yaklaşık 12 kilo ağırlığındaki kalp destek cihazı ile yaşamaya başlayan Taif Erol, düzenli olarak kalp ritm sesi çıkaran ve yüksek sesle uyarı veren bavul görünümündeki destek cihazını 33 aydan uzun süre taşıyarak tıp literatüründe yer aldı.
Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde çalıştığı inşaattan düşerek beyin ölümü gerçekleşen Ramazan Birol'un ailesi tarafından bağışlanan kalbini yine EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde gerçekleştirilen nakille 5 ay önce alan Erol, Atatürk Mahallesi'nde küçük bahçeli evine 1000 gün sonra yeni kalbiyle ve makinesiz döndü.
- "Bomba sananlar oluyordu"
Kalp nakli beklediği süre içinde hiç umutsuzluğa düşmediğini ancak aynı durumdaki birçok hastanın vefatıyla üzüldüğünü AA muhabirine anlatan Taif Erol, kalp destek cihazına kavuşma ve uyum sürecinin oldukça zor olduğunu söyledi.
Cihazı pazar arabası gibi gezdirdiğini ifade eden Erol, şöyle konuştu:
"O cihazı en uzun süre kullanan bendim. Belki şimdi beni geçenler olmuştur, inşallah onlara da nakil çıkar. Bu cihazı takmadan önce doktorlarımız sabırlı olmamızı söylemişti ve önemli olan fırtınaya rağmen gemiyi limana yanaştırabilmekti. Biz her şeyi kabullendik. Cihaz büyük olduğu için ilaçlama aleti ya da bomba sananlar da oluyordu, enteresan sıkıntılar yaşadım. Kalabalık yerlere giremiyordum, birisi cihazın hortumuna takılsa 20 dakika içinde hastanede olmam gerekiyordu. Tam 33 ay 17 gün sonra hastaneden nakil için aradılar. O haberi aldığımda duygularımı anlatamam, onun sevincini yaşamak çok farklı bir şey. 3 sene beklemişsin, çok duygulandım, ağladım."
Çanakkale'de yakınları tarafından kalbi bağışlanan aileyle görüştüğünü söyleyen Erol, "Kızı bana 'sen benim babamsın' dedi. O da benim kızım. Onun babasının kalbi bende. Bu duygu tarif edilemez, maddiyatla da ölçülemez" dedi.
Başkasının kalbini taşımanın büyük bir sorumluluk olduğunu kaydeden Erol, artık kendisine çok iyi baktığını söyledi.
En büyük hayalinin yeniden yaylalara çıkmak olduğunu da anlatan Taif Erol, "Allah ne nasip eder bilmiyorum, bu kadarı bile benim için mucize. O gün de bugün de hep mücadeleci oldum. Yatarsan yatakta kalırsın" dedi.
Eşi Emine Erol'un kendisine en büyük desteği verdiğini de dile getiren Taif Erol, "Çok güçlü bir kadındır, 'Ölürsen seni ben öldürürüm' derdi, çocuklarım için yaşamam gerektiğini söylerdi" diye konuştu.
Emine Erol da eşinin yaşaması için elinden geleni yaptığını ve ölümü hiç düşünmediğini anlattı.
Destek cihazıyla yaşamanın zaman zaman zor olduğunu anlatan Emine Erol, "Bazen unutuyorduk, bazen fazla düşünüyorduk ama ben hep hayırlısı için dua ettim ve hamd etmeyi öğrendim" diye konuştu.