Avukat Hanife Yıldırım, gazetecilere yaptığı açıklamada, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinde gizlilik kararı alınan duruşmada, olay anına ilişkin montajlanmamış görüntülerin izlendiğine, daha önce hem basına yansıyan hem de montajsız görüntülerde polislerin müvekkiline açıkça şiddet ve işkence uyguladıklarının görüldüğünü söyledi.
Yıldırım, cumhuriyet savcısı Göksel Er'in, işkenceden yargılanan 3 polis memurundan H.Y. ve B.S.'ye 1.5 aydan 1,5 yıla kadar, olay anında perdeleri kapatan polis memuru N.A. için 9 aya kadar hapis cezası verilmesi yönünde mütalaa verdiğini hatırlattı.
Müvekkili hakkında da "polislere direnmek ve hakaret" suçlamasıyla 2 yıl 1 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis istediğini hatırlatan Yıldırım, böyle bir mütalaanın "işkenceyi ödüllendirmek"ten başka bir anlam ifade etmediğini savundu.
Savcının mütalaa gerekçesini "Sanık polislerin işkence kastı ile değil, kendilerine hakaret edilmesinden duydukları kızgınlıkla bu suçu işlemişlerdir" şeklinde gösterdiğini belirten Yıldırım, basına yansıyan görüntülerde de olayın açık bir işkence olduğunu ve savcının istediği cezaların kabul edilemez olduğunu öne sürdü.
Avukat Zeynep Sedef Özdoğan da 3 Temmuz'da görülecek açık duruşmada, savcının mütalaasına karşı esas hakkındaki savunmalarını hazırlayacaklarını bildirdi.
- Olayın geçmişi
Karabağlar'da faaliyet gösteren müzikhollere 17 Temmuz 2011 tarihinde yapılan denetimde, "kimliksiz olduğu, izinsiz çalıştığı ve polise mukavemette bulunduğu" gerekçeleriyle hakkında işlem yapılmak üzere polis merkezine götürülen Fevziye Cengiz'in, darp edildiği iddia edilmiş ve karakoldaki güvenlik kamerasının kaydettiği görüntüler basına yansımıştı.
Karşılıklı şikayetler üzerine Fevziye Cengiz hakkında 'kamu görevlisini basit yaralama ve hakaret' suçlarından, polis memurları hakkında ise 'işkence' suçundan ayrı ayrı iki dava açılmış, daha sonra davalar birleştirilmişti.