Eroğlu, Cumhuriyet Üniversitesince (CÜ) düzenlenen "Kıbrıs'ın Dünü, Bugünü, Yarını" konulu konferansta, Kıbrıs'taki müzakere sürecine değindi.
Kıbrıs davasının, sadece Kıbrıs Türk halkının davası olmadığını, ana vatan Türkiye'nin ve Türk halkın da milli davası olduğunu belirten Eroğlu, "Güçlü bir Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı için çok önemlidir. Güçlü Türkiye'nin desteğiyle ve yanı başımızda olduğunu hissetmemizle biz müzakere masasında çok sağlam oturuyoruz ve diyoruz ki 'Biz haklarımızı almak için bu müzakere masasındayız' çünkü yanı başımızda ana vatan Türkiye vardır" diye konuştu.
Dünya ülkelerinin Kıbrıs'a büyük önem verdiğini dile getiren Eroğlu, her zaman barış ve iş birliğinden yana olduklarını, Kıbrıs'ta barış anlaşmasına varılması için müzakereleri sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.
Rumların "Türkiye'nin mücadelesiyle Kıbrıs olayları başlamıştır" iddiasında bulunduğunu belirten Eroğlu, "Rumlar maalesef bütün dünyayı aldatmaktadır ve dünya devletlerinin büyük bir kısmı da maalesef bile bile bu yalana inanmaktadır" dedi.
Müzakere masasında anlaşma olması için her iki tarafın da adım atması gerektiğini ifade eden Eroğlu, bu adımı "Annan Planı"nda attıklarını ancak hep suçlananın Türk tarafı olduğunu belirtti.
Eroğlu, şunları kaydetti:
"Birleşmiş Millet Barış Gücü, yıllardan beri Kıbrıs'ta ama bize bir faydası var mı, yok. Kıbrıs'ta barış gücü olduğu sürece Rumlar bizimle anlaşma niyetinde olmayacak. Kıbrıs sorununun çözümsüz olmasının esas nedenlerinden biri de 1186 sayılı Güvenlik Konseyi kararı, yani Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Rumların kabul edilmesi. Rumlar, AB üyesi, BM üyesi ve bu çözümsüzlükten de bir zarar görmüyor. Rumlara da bazı mesajlar verilmesi gerekir. Bu, son şanstır. Kıbrıs Türk halkı şu anda bir anlaşma olacağına inanma noktasına gelmiştir ama müzakereler uzarsa, bu yılın sonuna kadar bir anlaşma olmazsa gelecek yıl Kıbrıs Türk halkını bu inanç içerisinde bulmanız zordur."
- "Maalesef müzakerelerin ucu açık gidiyor"
Gelinen noktada vaatlerle değil, gerçeklerle hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Derviş Eroğlu, şunları söyledi:
"AB, bize verdiği hiçbir sözü tutmamıştır. Doğrudan ticaret tüzüğünü geçirmediler, mali tüzüğü geçirdiler ve biz yine ambargolar altında yaşamaya devam ediyoruz. Onun için AB'nin söyleyeceği her şeyi geçmiş tecrübemize dayanarak kabul etmemiz mümkün değildir. AB, bizden müzakere masasına bir de AB temsilcisi katılmasını istedi, biz reddettik. AB, müzakere masasına oturduğu zaman elbette üyesinin lehine karar verecek bu yüzden 'kabul edemeyiz' dedik. Neticede müzakereler devam ediyor, devam ettireceğiz ama maalesef müzakerelerin ucu açık gidiyor. Gelin bir zaman dilimi koyalım dedik ama maalesef Rum tarafı kabul etmedi. Şimdi 2015 yılının sonunda olabilir demeye başladılar, 2015 olduğu zaman müzakereler ucu açık devam edecek."
Müzakerelerin yıllardır devam ettiğine işaret eden Eroğlu, "Bir 50 yıl daha hangi Kıbrıs Türk halkında sabır kalır. Belki taktikleri zamana yaymak, zaman içerisinde 'Kıbrıs Türk halkı anlaşma olsun da nasıl olursa olsun noktasına gelir veya Türkiye hükümetleriyle Kıbrıs Türkünün arası bozulur, bize mecbur olurlar' gibi bir sakat düşünce içerisinde olabilirler ama takdir ederiz ki Kıbrıs Türk halkı, ana vatanına bağlıdır, Rumların anlayamadığı bu" ifadesini kullandı.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların müzakere masasında çözüm iradesinin eksik olduğunu belirterek, "Müzakere masasında 6 başlık vardır; AB, yönetimde güç paylaşımı, ekonomi, mülkiyet, toprak ve garantidir. Bu başlıkların tartışılması bitirilmediği takdirde bir yere varmak mümkün değil. Kıbrıs Türk halkı, bir 50 yıl daha müzakere masasında oturanların getirecekleri cevapları dinlemeye mahkum olmasın, mahkum edemeyiz de" diye konuştu.
Bu arada, CÜ Kültür Merkezinde düzenlenen konferans öncesinde, CÜ Senatosunun kararı doğrultusunda Derviş Eroğlu'na fahri doktora unvanı verildi. Eroğlu'na "Fahri Bilim Doktorluğu Diploması"nı CÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık takdim etti.