Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-05 20:40:31

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer bir süreç, adına 'çözüm süreci' diyorsunuz. Bir süreç başarılıysa insanlar dağa mı çıkar yoksa kente mi inerler? Eğer insanlar dağa daha fazla çıkmışsa, 500'ün üzerinde çocuk dağa çıkmışsa, buna hangi çözüm süreci diyeceksiniz. Kimin zamanında oldu bunlar. Bunlar iktidarda değil miydi?" dedi.

Kılıçdaroğlu, Habertürk televizyonunda yayınlanan "Basın Kulübü" programına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimyerine ilişkin, "Çatı aday mı yoksa CHP içinden bir aday mı?" yönündeki soruya Kılıçdaroğlu, "Biz, daha görüşmelerimizi tamamlamadık, önerileri de bilmiyoruz. Keskin net ifadenin içine girmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bunlar tartışılıyor, sonunda demokrasinin gereği yerine getirilecektir" yanıtını verdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ikinci bir görüşmeyi ne zaman yapacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki hafta onu sağlayacağız" dedi.

Kılıçdaroğlu, haftaya diğer siyasi partilerle de görüşeceklerine değinerek, ziyaretlere HDP ile başlayacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bütün bu özeni göstermemizin nedeni, belirleyeceğimiz adayın toplumun geniş kesimlerince kabul görmesini sağlamaktır" ifadesini kullandı.

"HDP'ye MHP ile bir çatı aday üzerinde konuşuyoruz, gelin bu arayışa ortak olun der misiniz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Ben, daha öncede ifade ettim, cumhurbaşkanı bir cepheleşmeyle belirlenmemeli. Bütün muhalefet bir arada, iktidar karşı tarafta, böyle bir cepheleşmeyi doğru bulmuyorum. Doğrusu geniş bir toplumsal uzlaşma yaratmaktır. Cepheleşme içine girerseniz, başka cumhurbaşkanı adayına oy vereni ötekileştirmiş olursunuz. Bu ülke en büyük sorunlarını cepheleşmeden yaşadı. Demokrasinin özü uzlaşmadan geçer. Onun adı toplumsal uzlaşmadır. Siyasette, uzlaşma kültürü olmadığı için gerilim var. Aynı havayı teneffüs ediyoruz, aynı suyu içiyoruz ama yan yana geldiğimizde tokalaşmıyoruz bile. Neden? Bunu aşmak istiyoruz. Herkesin sevgiyle sempatiyle baktığı bir cumhurbaşkanı adayı belirleyelim diyoruz. Pazartesi günü üç siyasi partiye gideceğiz, onlar da bu ülkenin partisi. Bir yurttaşın oy verdiği parti, bizim için değerlidir. Milli irade bu demektir. Biz, ayrım yapmayız."

Çocukları terör örgütü tarafından kaçırılan annelerin eyleminin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun bu anneleri Diyarbakır'da ziyaret ettiğini ve basın açıklaması yaptığını, yarın da iki kadın milletvekillerinin Diyarbakır'a gideceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, bir anne için çocuğunun çok önemli olduğunu dile getirerek, söz konusu annelerin feryadına duyarsız kalmanın mümkün bulunmadığını belirtti.

İşin medyatik yönüyle değil, özüyle ilgilenmek istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de "Eğer bir süreç, adına çözüm süreci diyorsunuz. Bir süreç başarılıysa insanlar dağa mı çıkar yoksa kente mi inerler? Eğer insanlar dağa daha fazla çıkmışsa, 500'ün üzerinde çocuk dağa çıkmışsa, buna hangi çözüm süreci diyeceksiniz? Kimin zamanında oldu bunlar. Bunlar iktidarda değil miydi?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm üretmek yerine sadece sitem ettiğini ileri sürdü.

"(Bizim B ve C planlarımız var) diyor Başbakan. Vallahi isterse Z planı olsun" diyen Kılıçdaroğlu, en net ve tutarlı görüşün kendilerinde bulunduğunu, parti olarak 17 maddelik "özgürlük ve demokrasi" bildirgesi yayımladıklarını aktardı.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, insanların siyasi düşüncelerinden ötürü hapse atılmasına ve idam edilmesine karşı olduklarını söyledi.

Çözüm sürecine yönelik bir başka soru üzerine Kılıçdaroğlu, hükümetin süreci nasıl yürüttüğüne dair bir bilgilerinin olmadığını ifade etti.

Kendilerini "Siz çatışma istiyorsunuz" diyerek suçladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Biz, kendi ülkemizde niye insanımızın ölmesini isteyelim, niye şehitler gelsin. Biz, ülkenin birliğinden ve beraberliğinden yanayız. Biz, etnik kimlik ve inanç üzerinden siyasete karşıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, "Neden Doğu ve Güney Doğu'da CHP varlık gösteremiyor?" yönündeki soruya karşılık, orada olağanüstü bir kutuplaşma olduğunu belirtti. Bölgeye yönelik güzel projeler ürettiklerini ve paylaştıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, bugünden yarına bir oy patlaması ise beklemediklerini söyledi.

-"Abdullah Öcalan'la görüşür müydünüz?"

Kılıçdaroğlu, "Eğer iktidarda olsaydınız, sorunun çözümü için Abdullah Öcalan'la görüşür müydünüz?" sorusunu, "Biz, sorunun çözümüne yönelik daha farklı yöntem izlerdik. Biz, Parlamentoda bir uzlaşma komisyonu kurardık, bütün siyasi partilerin eşit sayıda milletvekiliyle katıldığı. Parlamento dışında ise bir akil adamlar heyeti oluştururduk. Eş zamanlı bu sorunun çözümünü sağlamaya çalışırdık" diye yanıtladı.

"Öcalan hiçbir şekilde çözümün parçası olmazdı yani" denilmesi üzerine, Kılıçdaroğlu, "Bizim açımızdan" ifadesini kullandı.

Sorunun çözümüne yönelik önerilerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bizim tavrımız şu, akil adamlar toplumun her kesimiyle görüşebilirler. Biz, orada bir sınırlama getirmiyoruz. Parlamentoda oturup tartışmak gerekiyor. Sorunu çözecek olan siyasilerdir. Sorunun bu noktaya gelmesinin nedeni de siyasidir. İşin en kolayını seçtiler, askere havale ettiler. Siyasiler sorumluluk almalı, ortak akılla çözülmeli. Yüzde 10 seçim barajı kaldırılmalı. Askeri dönemde çıkan yasalarla toplumu rahatlatamazsınız. Bunlar yeniden gözden geçirilmeli. Faili meçhuller aydınlatılmalı."

Sınır ötesi operasyon yapma yetkisinin Parlamentoda bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Uludere olayında talimatı verenin Başbakan Erdoğan olduğunu ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Bir örgütün bütün talepleri yerine geldikten sonra bu sorun çözülür diye beklerseniz, hayal kurmuş olursunuz" dedi.

"Kalekol inşaatları"na yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "ihtiyaç varsa yapılır tabii, sonuçta siz güvenliği sağlamak zorundasınız" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de herhangi bir konuda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'le temasının olmadığını söyledi.

Balyoz davasına ilişkin CHP'li milletvekillerinin hazırladıkları raporlar hatırlatılarak, Genelkurmay Başkanının davacı olacağını söylediğinin belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Olabilir, sonuçta milletvekili arkadaşlarımız gidip tanık göstereceklerdir. Sözlerle ilgili ifadelerini vereceklerdir. Bu sonuçta atla deve bir şey değil. Bizim arkadaşlarımız kendilerine aktarılan bilgileri raporlara geçirdiler" diye konuştu.

Genelkurmay Başkanı'na yönelik açıklamaları hatırlatılarak, "Önceki söylemlerinizle son dönemdeki söylemleriniz bir çelişki barındırmıyor mu? Bu, ordunun yıpratılması anlamına gelmiyor mu?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Devletin bütün kurumları saygındır, devletin kurumlarıyla ilgili söz söylerken dikkatli davranmak gerekir. Bizim muhatabımız siyasetçilerdir ama siz özel bir rapor yazıyorsanız, belli bilgilere beyanlara ulaşmışsanız bunları raporlaştırırsınız ve kamuoyuyla paylaşırsınız" dedi.

-"Açıp sorsan ben söylerim zaten"

Kılıçdaroğlu, "Sizi hangi yapı dinliyor biliyor musunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Bunu en iyi Erdoğan bilir. Erdoğan'ın beni dinlettiğini çok iyi biliyorum. Bir ülkenin başbakanlık koltuğuna oturan kişisi anamuhalef partisini hangi gerekçeyle dinler? 'Senin nefes alışını dahi takip ediyoruz' dedi. Et, ne olacak yani. Ben çocuğuma telefon edip, 'oğlum paraları sıfırla mı' diyeceğim. Hayır. Benim boğazımdan, çocuklarımın boğazından haram lokma geçmemiştir. Asıl senin düşünmen lazım. Derler ya 'etme bulma dünyası', beni dinliyordu, sen ortaya çıktın. Dinlesen ne olur, dinlemesen ne olur. Açıp sorsan ben söylerim zaten. Bir ülkenin Başbakanı yasa dışı dinlemelerden medet ummamalı. Siz MİT'in yasasını değiştireceksiniz, devleti bir istihbarat devletine dönüştüreceksiniz. Bütün demokratik ülkeler 'Türkiye nereye gidiyor' diye soruyorlar. Siz neden özgürlükleri savunmuyorsunuz? Baskıcı bir devlet yaratıyorsunuz."

Başbakan Erdoğan'ın, CHP'yi haşhaş almakla suçladığının anımsatılması üzerine, Kılıçdaroğlu, "Hayatımda haşhaşı görmedim ama kendisi çok iyi biliyor herhalde. Hiç içmedim. Herhalde kendisi içiyor ki bize bu suçlamayı yaptı. İnsanları bu kadar ucuz suçlamamalı. Elinde belge bilgi olması lazım" dedi.

-Paralel yapının yargıyı kuşattığı iddiası

"Paralel yapının yargıyı kuşattığı iddiası"na ilişkin görüşleri de sorulan Kılıçdaroğlu, geçmişte yargıya yönelik eleştirilerde bulunmalarına rağmen bunların dikkate alınmadığını, bu konuda sorumluluk sahibinin Başbakan Erdoğan olduğunu savundu.

Kılaçdaroğlu, "Benim muhatabım iktidardır, ülkeyi yönetendir. Sorumluluk arayacaksam ülkeyi yönetende ararım" diye konuştu.

"Paralel yapıyla ilgili iddiaları gerçekçi buluyor musunuz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, ortaya net, somut bir şey konulmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın millete hesap vermesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Açıkça bir rüşvet pazarlığı var, onun hesabını vermek zorundadır. Eğer bu ülkede iman, itikat sahibi insan varsa, Müslümanlığı içselleştirmişsek Erdoğan'ın çıkıp bunun hesabını vermesi lazım" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu konudaki gensorusunu anımsatarak, "Soruşturma komisyonu kurulmasını istedik. Cemil Çiçek, 'bu ses bantları, soruşturma komisyonu kurulsun, orada yer almasın. Niye yer almasın?" değerlendirmesinde bulundu.

Bununla ilgili yargı sürecine ve özel hayatın gizliliğine işaret edildiğinin kaydedilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Rüşvet ne zamandan beri özel hayatın gizliliği oluyor? Bana çıksın birisi söylesin, rüşvet görüşmeleri ne zamandan beri özel hayatın gizliiği oluyor?" diye konuştu.

Dünyanın her tarafında rüşvetle ilgili belgelerin delil olduğunu, AİHM ve Yargıtay kararları bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunların özel hayatın gizliliğiyle hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Fethullah Gülen ile temasınız oldu mu?" sorusuna "Yok, hayır temasım da olmadı telefon görüşmesi de yapmadım" yanıtını verdi.

Ortaya atılan iddiaların unutturulmak istendiğini ancak bunların unutulmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, daha sonra izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.

"Çatı adayı cumhurbaşkanı seçilemezse sorumlunun CHP mi MHP mi olacağı?" sorulan Kılıçdaroğlu, halkın oylarına, tercihlerine saygı duyacaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Başbakan Erdoğan seçilse de mi?" sorusunu, şöyle yanıtladı:

"Ben, bu kadar kirli işlerin içine girmiş bir kişinin bu ülkede cumhurbaşkanı seçileceğine inanmıyorum. Eğer bu ülkenin vicdanı varsa, bu ülkede kul hakkı yiyen eğer gerçekten halkın oylarıyla cezalandırılacaksa böyle bir kişinin cumhurbaşkanı olma şansı yok, mümkün değil. Bir insanda yüz olur yani, ben nasıl cumhurbaşkanı adayı olacağım."

"Aday olup seçilmesi durumunda onu seçen halkın oylarına saygı duyacak mısınız?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Ben seçileceğine inanmıyorum, bu ülkenin vicdanı varsa seçileceğine inanmıyorum. Daha doğrusu aday olacağına da inanmıyorum. Bir insanda vicdan olur. Nasıl aday olacak?" yanıtını verdi.

Erdoğan'a "Diktatör" demesinin tansiyonu yükseltip yükseltmediği de sorulan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kendi halkını tokatlayana ne denir? 'Yasama organı benim için ayak bağıdır' diyene ne denir? 'Yargı benim için ayak bağıdır' diyene ne denir? Hazır başbakanı bulmuş, derdini anlatacak, 'ananını da al git' diyene ne denir? Dünyanın hangi ülkesine gidip sorsan böyle birine ne denir? Anamuhalefet partisinin telefonlarını dinleyen adama ne denir? Hukuku ayaklar altına alan adama ne denir? Anayasa Mahkemesinin verdiği karara 'bu, milli değildir bu mahkeme mili değildir' diyene ne denir? Ben merak ediyorum, o sevgili yurttaşım 'ne denir' diyorsa emin olun ben onu söyleceğim. Vicdanına sorsun, böyle adama ne denir? Ben de onun yanıtını vereceğim."

-"Türkiye'de medya boşluğu var"

Türkiye'de etkisiz muhalefet ya da muhalefet boşluğu olmadığını, Türkiye'de medya, sendika boşluğu bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, muhalefetin sesini çıkarmasına rağmen bunun yeteri kadar duyulamadığını söyledi.

Bir başka soru üzerine CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül ve Ankara adayı Mansur Yavaş ile görüştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün kendisine yansıyan cumhurbaşkanı adaylığı talebinin bulunmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı adaylığı için adı geçen bazı kişiler de sorulan Kılıçdaroğlu, bunların saygıdeğer isimler olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayı için hazırlık ve tarih olup olmadığının sorulması üzerine ise bu konuda bazı çalışmalar bulunduğunu, ihtiyaç duyulması halinde tüzük kurultayının toplanabileceğini kaydetti.

(Bitti)

Haber Ara