Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

HDP Grup Başkanvekili Baluken:

HDP Grup Başkanvekili Baluken:

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-04 11:49:15

HDP Grup Başkanvekili Baluken:
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Eğer gerçekten dağa çıkan çocuklarla, gençlerle ilgili Başbakan'ın, AKP Hükümeti'nin samimi bir kaygısı varsa dağa çıkış yasası olan Terörle Mücadele Yasası'nı derhal kaldırmalıdır" dedi.

Baluken, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında çözüm süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Çözüm sürecinin kalıcı, somut adımlarla desteklenmesi yönündeki beklentilerinin karşılanmadığını, bu nedenle demokratik çözüm ve barış sürecinin sağlıklı bir zeminde yürüdüğünü söylemenin mümkün olamayacağını ifade eden Baluken, AK Parti iktidarının ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuya yaklaşımını ve kullandığı üslubu da eleştirdi.

Son günlerde demokrasi, özgürlük, çözüm ve barış taleplerini ötelemeye yönelik bir psikolojik saldırı ile karşı karşıya olunduğunu ileri süren Baluken, "Psikolojik kampanyanın en güçlü yürütüldüğü boyutlardan biri Diyarbakır'daki aileler üzerinden yapılan politik istismar ve kirli kampanyadır. Halkımız ve demokratik kamuoyunun çözüm baskısı karşısında Başbakan, hükümet ve kendilerine yakın olan yandaş medya dikkatleri çözüm dışı alana yoğunlaştırmaya çalışmaktadır" diye konuştu.

"Hükümet, çözüm sürecine yönelik yasal düzenlemeleri yapmış olsaydı, dağa giden çocuklar diye bir gündem de oluşmayacaktı" görüşünü dile getiren Baluken, iktidarın ailelerin duygularını kendi politik hedefleri doğrultusunda istismar ettiğini, bunun tehlikeli bir yaklaşım olduğunu savunan Baluken, "Eğer gerçekten dağa çıkan çocuklarla, gençlerle ilgili Başbakan'ın, AKP Hükümeti'nin samimi bir kaygısı varsa dağa çıkış yasası olan Terörle Mücadele Yasası'nı derhal kaldırmalıdır" dedi.

Lice'de kalekol yapımına karşı olan halka kabul edilemez şekilde müdahale edildiğini ifade eden Baluken, " Özellikle Sayın Başbakan'ın bir süreden beri sergilediği tutum ise son derece tehlikeli ve yanlıştır. Ve gerek kamuoyu gerek partimiz nezdinde sürece dair kaygıları giderek artırmaktadır. Süreci zora sokacak hatta bozulmaya götürecek bir dil ve üslup kullanmakta, süreci tersine çevirecek bir tutum sergilemekte maalesef Başbakan pervasız davranmaya devam etmektedir" diye konuştu.

HDP ve BDP olarak başından bu yana süreci tehlikeye sokacak yaklaşım ve açıklamalardan kaçındıklarını kaydeden Baluken, "Kendisini bu tehdit, çözümsüzlük dilini terk etmeye, barış ve çözüm dilini kullanmaya davet ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Erdoğan'ın BDP'nin Ağrı'da yenilenen yerel seçimlerden galibiyetle çıkmasına dahi tahammül gösteremediğini savunan Baluken, Erdoğan'ı açıklamalarından dolayı Ağrı halkından ve partilerinden özür dilemesini istedi.

-"Tehditlere karşı diz çökmeyeceğimizi..."

Baluken, şöyle devam etti:

"İki haftadır çeşitli tehditlerden sonra B ve C planlarından bahsediyor. Barışı esas alan bir mantığın bütün planlarının barışa çıkması gerektiğini biz ifade ettik. Savaş planı yapan bir zihniyetin barış arayışı olamaz. Eğer Başbakan B ve C planlarından savaş planlarını devreye koyacağını ifade ediyorsa bu olsa olsa Başbakan'ın çözüm süreciyle ilgili samimiyetsizliğini ortaya koyar. Niyet bizi korkutmaksa kendisinden asla korkmayacağımızı, tehditlerine karşı diz çökmeyeceğimizi en iyi bilen kişi başbakanın kendisidir.

Buradan Başbakan'a sesleniyoruz; böyle üstü örtük tehditlerle bu sürece yaklaşmasın. Çıkıp kamuoyuna açıklama yapsın. Kararını net olarak versin. Gerçekten barış ve çözüm sürecini istiyor mu? Gerçekten barış ve çözüm istiyorsa B ve C planlarından kastı nedir? A planı olarak bugüne kadar formüle ettiği bir plan devrede ise bu plan 1,5 yılı aşkın sürede neden barış zeminini güçlendirmemiştir. HDP'ye BDP'ye aba altından sopa göstermek değil, savaş dilini terk ederek barış politikalarıyla yanaşması daha doğru olacaktır."

Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da eylem yapan ailelerle ilgili açıklamalarının cumhurbaşkanı seçimi öncesi milliyetçi kesime "göz kırpmak" amaçlı olduğunu ileri süren Baluken, hiç kimsenin barışı kendi kişisel hırslarına kurban etme hakkı olmadığını söyledi. Yasası olmayan bir sürecin güvencesinin de olamayacağını ifade eden Baluken, "Biz Başbakanın iki dudağı arasından çıkacak cümlelere bağlı olarak bir sürecin yürüyemeyeceğini ifade ediyoruz" görüşünü aktardı.

-"Timsah gözyaşı dökmeye kimsenin hakkı da yok, haddi de olmamalı"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Baluken, çocukları terör örgütü tarafından kaçırılan ailelerin Diyarbakır Belediyesi önünde yaptıkları eylemin engellendiğine ilişkin bir soru üzerine "Belediyenin önünden zorla kaldırılan bir durum söz konusu değil. O da sürdürülen psikolojik kampanyanın bir parçası. Hiçbir kurumumuz demokratik talebini ortaya koyan ailelere veya annelere karşı farklı bir tavır içinde olmaz, olamaz. Biz Diyarbakır gibi bir yerde kendi inisiyatifimizle herhangi birşeyi engellemeye çalışırsak bunu yapmakta hiç zorlanmayız. Ama bu ailelerin durumuyla ilgili partimizin, BDP'nin hiçbir kurumumuzun böyle bir tavrı olmamıştır" karşılığını verdi.

Bu ailelerin muhatabının bir hizmet kurumu olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi değil, çözüm sürecinin önünde engel olan siyaset kurumları olduğunu vurgulayan Baluken, "Hükümet ve hükümet yetkilileri ailelerle ilgili kaygı taşıyorsa bu çocukların geri dönüşünü sağlayacak yasal düzenlemeleri yapsınlar. Timsah gözyaşı dökmeye kimsenin hakkı da yok, haddi de olmamalı" diye konuştu.

Baluken, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bazı ailelerin istihbarat teşkilatından para aldıkları iddiasına ilişkin soruyu yanıtlarken de Demirtaş'ın çocuklara dağa gitmemiş bir kaç ailenin istihbarat kurumlarından para almak suretiyle oraya geldiğini dair bilgi ve belgeler olduğunu söylediğini, tüm aileleri kastetmediğini vurguladı. Baluken, "Bu konuda netiz. Marmaris'te uyuşturucu tüccarları tarafından çocukları kaçırılan bazı ailelerin farklı bir takım uygulamalarla oraya götürüldüğü bilgileri nettir bizde. Burada genelleştirilmiş bir tespit yok" ifadelerini kullandı.

Yol kapatma eylemleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Baluken, bölgedeki gerilimden, artan tansiyondan kendilerinin de rahatsız olduğunu, tarafların bu gerilimi düşürecek politikalar geliştirmesinin önemli olduğunu söyledi. Vatandaşın kalekol yapımlarına yönelik demokratik tepkisinin haklı olduğunu belirten Baluken, "Yol kapama, hendek kazma bu tarz uygulamalar, görüyoruz ki kamuoyunda bir farkındalık yaratma amacı hasıl olmuştur. Ama daha fazla bu konuda ısrarcı olmak sanırım çözüm süreci karşıtı olan güçlere bir provokasyon zemini yaratabilir. Bu açıdan kaygılıyız. Hükümet de bu konuda bugüne kadar maalesef duyarlı bir yaklaşım içinde değildi. Her iki tarafa da düşen bu gerilimi soğutmak" diye konuştu.

Haber Ara