Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından yedincisi düzenlenen Uluslararası Afet Risk Yönetimi Konferansına katıldı. Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanı Kemaleddin Haydarov'un davetlisi olarak Gebele kentinde düzenlenen konferansa katılan Atalay, burada yaptığı konuşmada, dünyada yaşanan afet olaylarına karşı ortak hareket etmenin önemine değindi ve Türkiye'de afetlerle mücadele konusunda yapılan işleri anlattı.
Dünyanın var olduğu günden günümüze kadar büyüklü küçüklü milyonlarca afete şahit olduğunu söyleyen Atalay, 7 milyarı aşan nüfusun dünyanın doğal dengeleri için baskı oluşturduğunu, bir yandan da tüm dünya geneline yayılmış olması sebebiyle deprem, sel, heyelan, çığ, kuraklık gibi doğal afetlerden daha fazla zarar görür hale gelindiğini kaydetti.
Türleri ve sebep oldukları zararın niteliği farklı da olsa yaşanan afetlerden tüm ülkelerin payını aldığını ifade eden Atalay, afetlere karşı hazırlıklı olmanın önem arzettiğini vurguladı. Atalay, dünyada meydana gelen afet olaylarından ve bunların yol açtığı ekonomik kayıplardan örnekler verdi. Başbakan Yardımcısı Atalay, afetlerin sebep olduğu can ve mal kaybı ile toplumları sarsan etkiler oluşturduğunu, ülkelerin ekonomik büyümesini engellediğini, refahın artışını sekteye uğrattığını vurguladı.
Atalay, "Artık hepimiz küreselleşmiş tek bir insanlığın parçası olarak, küresel sorunları yaşayan ve çözümler üretebilen ortak bir algı oluşturmayı başarabilmeliyiz. Afetlerle ve onların sebep oldukları sonuçlarla mücadeleyi de bu kapsamda ele alabiliriz. İster yerel, ister bölgesel, ister küresel olsun afetlerle mücadele konusunda uluslararası işbirliğine dayalı ortak bir anlayış geliştirebilmeli, tecrübe ve bilgi paylaşımı yapabilmeliyiz" dedi.
Afetlerle başa çıkabilmenin yolunun, afetlerin öncesinde olası riskleri azaltmaktan, afet anına önceden hazırlanmaktan ve afet anında etkili ve hızlı müdahaleye ve afet sonrasında afetin olumsuz etkilerini mümkün olduğunca silecek iyileştirmeye kadar ve yaşanması muhtemel bir yeni afete tekrar hazır olacak sistemler ve araçlar geliştirmekten geçtiğine dikkat çeken Atalay, Türkiye'de bu amaçla Başbakanlık'a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nı (AFAD) kurduklarını hatırlattı.
- "Türkiye artık yardım alan değil, yardım eden bir ülke" -
Atalay, AFAD'ın koordinasyonunda ülke genelinde başta bakanlıklar olmak üzere ulusal, bölgesel ve yerel tüm kurum ve kuruluşların afetlere hazırlık konusunda ciddi bir hareketlenmenin içine girdiğini söyledi. Atalay, bu hareketlilik sayesinde afet yönetiminde etkin ve entegre bir sistem oluşturma yönünde kısa sürede önemli bir mesafe kat ettikleri ve dinamizmi sağlayabilmek için yasal pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini ifade etti.
Türkiye'nin günümüzde her alanda gelişen, siyasi ve ekonomik istikrarı ile öne çıkan, uluslararası sorunların çözümünde öncü rol üstlenen, "yardım alan değil, yardım eden bir ülke" haline geldiğini vurgulayan Atalay, son dönemde 40'dan fazla ülkeye, afet ve acil durumlarda insani yardımda bulunduklarını, arama kurtarma çalışmalarına katıldıklarını bildirdi.
Somali, Myanmar, Suriye gibi çok sayıda ülkeye insani yardımların devam ettiğini kaydeden Atalay, şöyle konuştu:
"2011 Nisan ayında başlayan göç hareketleri neticesinde 10 ilimizde kurduğumuz 22 barınma merkezinde 221 bin ve kamp dışındaki 800 bin kişi ile birlikte 1 milyonun üzerinde Suriye vatandaşını BM standartlarının üzerinde sunduğumuz hizmetlerimizle ülkemizde misafir etmeye devam ediyoruz. Ülkemiz, 1 milyondan fazla Suriye vatandaşını misafir ederken, Batı ülkeleri bu yıl maalesef yalnızca 18 bin Suriyeliyi kabul edecektir. Nitekim Suriye krizi sebebiyle yaptığımız 4 milyar dolar civarında insani yardıma ilave olarak, ancak 210 milyon dolarlık uluslararası yardım Türkiye'ye gelmiştir."
Beşir Atalay, konuşmasının sonunda bir sonraki Uluslararası Afet Risk Yönetimi Konferansı'nın Türkiye'de yapılmasını önerdi.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın konferansına ev sahibi Azerbaycan'ın yanı sıra Türkiye, Afganistan, Pakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, İran, Kazakistan ve Tacikistan'dan üst düzey hükümet görevlileri ve bölgesel kuruluşlardan temsilciler iştirak ediyor.