Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ala, "Çözüm Süreci"nin çocukların dağa götürülmesi değil, dağdan indirilmesi süreci olduğunu vurgulayarak, "Kanuna aykırı hareket edenler, millete bunun hesabını verir. Bu doğru değil. Ama bunu sabote etmeye çalışanlar olabiliyor. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Biz Türkiye'nin en önemli sorununu, devletin bütün mekanizmalarını devreye sokarak çözmeye çalışıyoruz. Bunda da mesafeler katediyoruz. Burada spekülasyonlardan uzak, günübirlik manşetlerden uzak süreci yönetiyoruz ve sonuç alacağımıza inanıyoruz. Çünkü millet buna inanıyor" değerlendirmesi yaptı.
Ala, "sürecin hareketlilik kazanacağına dair beklentiler oluştu" denilmesi üzerine, "İvme kazandığı, hızlandığı doğrudur. Hiç adım atmadan bir mesele çözülür mü? Milletin, 76 milyonunun arzu ve isteği istikametinde elbette hızlı ve kararlı adımlar atılacak. Doğru dürüst adımlar atılıyor. Şimdiye kadar adım atılmasa bu aşamaya gelinir miydi. Peki bundan sonra adım atılmazsa çözüme kavuşulur mu? Hayır. O zaman atılacak demektir" karşılığını verdi.
Gazetecilerin "Bu adımları merak ediyoruz" demesi üzerine Ala, "Onların da hepsini söylersek o zaman çözüm olmaktan çıkar, habere dönüşür. Biz meseleyi çözmek istiyoruz, meseleden yararlanmak istemiyoruz. Biz meseleyi, millete bu kadar ağır maliyetler ödeten, hepimizi çok sıkıntıya sokan, milletin olması gereken yeri sürekli engelleyen bu meseleyi de çözmek istiyoruz. Çözerken bazı konular kamuoyuyla paylaşılır, bazıları da taktik anlamda yerine getirilir" dedi.
Ala, "Meclis tatile girmeden konuyla ilgili bir yasal düzenleme bekleyelim mi?" sorusuna, çalışmayı yürüttüklerini, ancak takvimlendirmeye ilişkin bir şey söyleyemeyeceğini kaydetti. Ala, "Biz çalışmalarımızı yürütüyoruz ama hangisi hangi takvim döneminde. Ne olur onu biraz da o günkü şartlar belirliyor" diye konuştu.
-Diyarbakır'daki annelerin eylemi
Diyarbakır'da çocukları için eylem yapan annelerin güzel ve toplumsal bir tepkiyi ortaya koyduğunu, seslerini çıkardıklarını ifade eden Ala, buna demokrasiden yana, demokrasiyi inşa etmek isteyen herkesin saygı duyması gerektiğini söyledi.
Ala, annelerin bulundukları yerden başka tarafa götürülmesinin anlamı olmadığını belirterek, şöyle konuştu: "Zaten bu projenin vicdani dili, 'anneler ağlamasın.' Hukuki, siyasi dilini bir tarafa bırakın. Vicdani dili, 'anneler ağlamasın'dır. İşte anneleri orada ağlatmamak lazım. Biz annelerin çocukları oradan insin diye süreci yönetiyoruz. Yoksa annelerin çocuklarını dağa götürmek provokasyondur, süreci baltalamaya dönük girişimlerdir. Bundan bir an önce vazgeçmek lazım. Süreç de yürüyor. Kararlılıkla, doğru dürüst bir biçimde. Ne yaptığını bilen bir kadro işbaşındadır. Nereye varmak istediğini bilen bir millet bize yol gösteriyor, arkamızda duruyor. Bu mesele, inşallah çözüme kavuşturulacaktır."
İmralı'ya gidecek isimlerle ilgili soruya ise Ala, "Şimdiye kadar çok gitti. Kimlerden gittiği belli, BDP'lilerden gidiyor. Onun dışında şu anda bu konuda bir şey söylenemez. Şu anda öyle bir şey yok" karşılığını verdi.