CHP'nin, Cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında Türkiye'nin 20 bölgesinde yapılması planlanan örgütlenme, hazırlık ve bilgilendirme toplantılarının üçüncüsü, Beşiktaş Akatlar Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
CHP'nin Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tezcan açılışta yaptığı konuşmada, Sakarya, Kocaeli ve İstanbul örgütünün bir araya geldiğini ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine örgütün nasıl hazırlanacağını konuşacaklarını söyledi.
Dün 14 noktada seçimlerin yenilendiğine değinen Tezcan, "Dün bir şeyi memnuniyetle gördük. Halk, halkın iradesi, parti devleti uygulamalarını yendi. Ağrı'da da Yalova'da da halkın iradesi, parti devleti anlayışına hakim geldi, başardı, yendi. Bu eğilimin, önümüzdeki süreçte de yeni sandıklara yansıyacağına inanıyorum, yansımasını diliyorum. Yalovalılar'ı da Ağrılılar'ı da kutluyorum" dedi.
Tezcan, seçim iptal edilme sürecinin, doğrudan doğruya yargıyı kontrol eden bir iktidarın kaybettiği noktalara müdahale edip, seçimi lehine çevirmeye çalıştığının, dün ve 4 gün önce Ağrı'da, sonra Yalova'da seçimleri jandarma ve polis kontrolünde yapmaya dönük adımların atıldığının görüldüğünü ifade etti.
Ağrı İl Seçim Kurulu Başkanlığının yasal olarak yetkisi olmadığı halde jandarma komutanlıkları ve emniyet müdürlüklerine, "Oy kullanma günü salonlardan vatandaşı boşaltmaları" ve "Seçmenlerin üzerlerinin aranması" yönünde genelge gönderdiğini anlatan Tezcan, il seçim ve sandık kurullarının bu tür bir yetkisi olmadığını hatırlattı.
Tezcan, tarihte sopalı seçimler olduğunu belirterek, "Görüyoruz ki artık önümüzdeki dönemde Türkiye'de, AKP eliyle, sopalı seçimlerin yaşanacağı sürece doğru gidiyoruz. Bundan sonraki süreçte örgütlerimize her zamankinden daha fazla görev düşüyor. Partililerin sorumluluğu her zamankinden daha fazla. Bütün devlet imkanlarını kullanarak, sandıktan arzu ettiği sonucu almaya çalışan iktidar, dün demokrasinin tokadını yemiştir" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasında "Osmanlı'daki özgürlüğü özlüyoruz" dediğini aktaran Tezcan, "12 yıldır Türkiye'nin sokaklarını, meydanlarını bu hale getiren sensin. Gençlerimizi, sokaklarda boğazlatan sensin. Bu şiddeti ve terörü yaratıp, arkasından da 'Polis, destan yazdı' diye teşvik eden sensin. Haziran direnişinin birinci yıl dönümünde aynı şiddetle meydanları ve sokakları terörize eden sensin. Devlet eliyle ülkeyi bir terör mecrasına sokan ve çeviren sensin. Abdülhamit'e rahmet okutan sensin. Abdülhamit'e, Abdülhamit'in istibdatına rahmet okutanlar tabii ki Osmanlı'yı özleyecekler" ifadelerini kullandı.
- Nasıl bir cumhurbaşkanı
Bülent Tezcan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden demokrasinin güçlü çıkacağına inandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de iktidar eliyle yaratılan totaliter tomokrasinin yenileceğine inanıyorum. 12 yıllık AKP iktidarının son döneminde bütün toplumsal olaylara, demokratik, özgürlükçü, anayasal en temel gösteri ve yürüyüş hakkına karşı tomalarla, biber gazıyla müdahale eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Artık demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Tomaların hakim olduğu bir rejim var ve bunun adı ne yazık ki olsa olsa tomokrasi olur."
Kimin cumhurbaşkanı olacağının merak edildiğini dile getiren Tezcan, "Totaliter faşizmin yerleştiği, siyasal fay hatlarının keskinleştiği ve çatışma dilinin özellikle iktidar sahipleri tarafından yerleştirilerek toplumun kamplara ayrılarak bölündüğü, nefret dilinin bir siyaset yöntemi haline getirildiği Türkiye'de, 'nasıl bir cumhurbaşkanı' figürü mutlaka önemlidir" dedi.
Tezcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çeşitli görüşmeler yaptığına değinirken, şunları söyledi:
"Yapılan görüşmelerin hemen hemen tümünde ortaya çıkan bir ortak cumhurbaşkanı figürü var. Toplumun örgütlü kesimleri ve geniş kesimleri, kucaklayan bir cumhurbaşkanı istiyor, ayrıştıran bir cumhurbaşkanı istemiyor. Nefret dilini kullanan bir cumhurbaşkanı istemiyor, sevgi dilini kullanan bir cumhurbaşkanı istiyor. Siyasal kimliğiyle toplumu ayrıştırarak, kendi siyasal anlayışıyla toplumu dizayn etmek isteyen bir cumhurbaşkanı istemiyor, herkesin cumhurbaşkanı olabilecek nitelikte bir cumhurbaşkanı istiyor. Hukuku çevreleyip, 'Ben istediğim şekilde, yargı da dahil olmak üzere tüm devlet organlarını istediğim gibi kontrol edeceğim, tüm yetkileri elimde toplayacağım' diyen bir cumhurbaşkanı figürü istemiyor. Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, özgürlüklere inanan bir cumhurbaşkanı istiyor. Devlet organlarının yetkilerini gasp etme sevdası içerisinde olan bir cumhurbaşkanı istemiyor, tam tersine devletin kurumları arasında dengenin hakim olmasını gözetecek bir cumhurbaşkanı istiyor. Aslolan, isimlerden öte figürler. İnanıyorum ki önümüzdeki süreç bu çerçeveye uygun bir cumhurbaşkanı adayını çıkaracaktır ve milletimiz bu adayı oylarıyla cumhurbaşkanı yapacaktır."
- "Değişen bir şey var; o da Sayın Başbakanın imajı"
CHP İstanbul İl Başkan Oğuz Kaan Salıcı da dün yenilenen seçimlerde Ağrı'da belediye başkanlığını kazanan Sırrı Sakık'ı tebrik ederken, şu görüşlere yer verdi:
"Yalova'da CHP kazandı. Sayın Salman'ı ve CHP ailesine teşekkür ediyorum ve tebrik ediyorum. Çünkü Yalova'daki seçim, hükümetin bütün bakanlarıyla, elindeki bütün devlet imkanlarıyla Yalova'ya gittiği ve dünya üzerinde vaat edilebilecek her şeyi vaat ettiği bir seçim oldu. CHP, belediye başkanlarımızla, örgütümüzle, milletvekillerimizle Yalova'da bir seçim çalışması yaptı, mütevazı, gerçekleşebilir vaatlerde bulundular ve Yalova'daki belediye başkan adayımızın söylenmesini istediği şeyleri söylediler. Yalova'daki yurttaşlarımız, hükümetin her türlü baskısına, vaat ve kandırmacasına rağmen CHP adayına oy vererek, aslında cumhurbaşkanlığı seçiminin bir tür provasını yapmış oldu."
Gezi olaylarının yıl dönümünde, geçen yıl olaylar sırasında hükümetin, göstericilere gösterdiği "şefkat"in aynısını bir yıl sonra da gösterdiğini belirten Salıcı, Başbakan Erdoğan'ın 31 Mayıs günkü konuşmasında "Taksim'e gidilmesi halinde emniyet güçlerinin A'dan Z'ye gereken her şeyi yapacağını" söylediğini aktararak, "Emniyet güçleri de Sayın Başbakanın talimatı boş çıkarmadı, A'dan Z'ye gerekli olan tüm vahşeti gösterdi" dedi.
Salıcı, Başbakan Erdoğan'ın "CHP'nin bu tür gösterilere katıldığından ve Türkiye'nin imajını zedelediğinden" dem vurduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"CNN International muhabirini canlı yayın sırası gözaltına alma basiretsizliği gösteren polis mi Türkiye'nin dış dünyadaki demokratik algısını daha kötü zedelemiştir, yoksa oraya giden göstericiler mi? Göstericilerin yaptığı, Türkiye'de demokrasinin olduğunu, olgunlaşmaya çalıştığını ya da en azından demokratik süreçte bir aşama olduğunu göstermeye çalışmaktır. Tüm dünyada da Gezi olayları da büyük bir övgüyle karşılanmıştır. Fakat bugün değişen bir şey var; o da Sayın Başbakanın imajı. Sayın Başbakana bugün sadece Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu 'diktatör' demiyor, neredeyse dünyanın yarısı kendisine diktatör olduğunu hissettirir bir tarz içinde konuşuyor."
İlk oturumu basına açık yapılan toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, aralarında Süleyman Çelebi, Aydın Ayaydın, Hurşit Güneş'in de bulunduğu milletvekilleri, CHP Sakarya İl Başkanı Oğuz Can Curoğlu, CHP Kocaeli İl Başkanı Yalçın Kuşkan ile parti meclisi üyeleri, kadın kolları başkanları, gençlik kolları başkanları, ilçe başkanları ve belediye başkanları katılıyor.