Yıldırım, kulübün resmi yayın organı Fenerbahçe Dergisi'nin haziran ayı sayısındaki yazısında, "Ebedi dostlarımız olan kimi kulüp yönetimlerinin 3 Temmuz'dan her tür faydayı sağlamak adına Türk sporunun ve Türkiye'nin menfaatlerini bir kenara bırakarak kendi yönetsel başarısızlıklarını örterek, genel kurul ve divan kurullarında dikkatleri başka tarafa çekmek üzerine kurguladıkları algı mühendisliği çabalarını dikkatle takip etmekteyiz" dedi.
Bu yöntemlerin Fenerbahçe'ye zarar vermesinin mümkün olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Ancak bu yönetimlerin onarılmaz yaralar açtıkları husus, camialar arasındaki ebedi dostluklar ve Türk sporunun bizzat kendisidir. 3 Temmuz'un tüm uygulayıcılarının görevden alınmaları, haklarında soruşturmalar açılması ve ülke gündeminden süratle uzaklaştırılmaları asla tesadüf değildir. İlk günden beri söylediğim gibi 3 Temmuz siyasi bir davadır" ifadelerini kullandı.
Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz'ın açıklamaları ve yaşadıklarının, Türk futbolu ve Fenerbahçe açısından çok önemli olduğuna dikkati çeken Aziz Yıldırım, şunları kaydetti:
"Zira Özel Yetkili Mahkeme'nin verdiği kararda, 'Fenerbahçe Spor Kulübü Yöneticileri, Trabzonspor'un teşvik eylemlerini engellemek için bir takım faaliyetlerde bulunmuştur' tespiti yer almasına rağmen, bu durum aynı mahkeme tarafından karara yansıtılmamasına karşın Sayın Otyakmaz'ın açıklamalarıyla artık sübuta ererek fiili bir durum haline gelmiştir. Kaldı ki 3 Temmuz'dan fayda sağlamak isteyenler bu gelişmeler karşısında hiçbir açıklamada ve itirazda dahi bulunamamışlardır. Fenerbahçe, tüm bu yaşananların ve yaşatılanların üzerine gitmekte kararlıdır. Bununla ilgili gerek UEFA'da gerekse iç hukuka yönelik yargısal süreci başlatmıştır. Hukuk havarisi kesilen kimi kulüplerin kendi hukukçuları tarafından kendi kulüplerinin içini boşaltmaları ve sahte evrak düzenlemelerine dair iddialar ve davalar da dikkatle takibimiz altındadır."
"Özellikle 31 Mayıs 2014 tarihinde Sabah Gazetesi'nde yer alan iddianamede 3 Temmuz'un tanıdık isimlerinden olan; bazı rakip kulüp başkan adaylarının ve hatta UEFA kurullarında görev yapan bir federasyon başkanının Trabzonspor'un ücretli avukatı olarak sahte makbuz düzenlediği yönündeki iddialar oldukça çarpıcı ve manidardır" ifadelerini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu oyun, spor dışındaki mecralarla menfaat ve çıkar ilişkileri kuran, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe'nin tasfiyesi halinde kendi 'endüstriyel' futbollarını kurgulamaya çalışan karanlık isimlerin karanlık oyunlarıdır. Bu oyun tarafımızdan bozulacaktır. Ve gün gelecek; yenilgi ve hüsran Fenerbahçe düşmanlarının değiştiremeyecekleri kaderi olacaktır."
- "Disiplin talimatı gözden geçirilmeli"
Aziz Yıldırım, yeni sezon öncesinde, gündemlerindeki en hayati sorunlardan birinin, kötü ve çirkin tezahürat sonucunda aldıkları saha kapatma ve para cezaları olduğunu kaydetti.
Son 3 sezonda defalarca sahalarının kapandığını ve milyonlarca lira zarara uğradıklarını belirten Yıldırım, "Özellikle son Kayserispor maçından sonra aldığımız 2 maçlık ceza ve bu cezaya neden olan sebepler; disiplin talimatının ivedilikle gözden geçirilmesi ve sil baştan hazırlanması konusunda herkes için çok ciddi bir uyarı niteliği taşımaktadır" dedi.
Bir taraftar grubunu da eleştiren Yıldırım, "Hatırlatmak gerekirse; uzun süredir Fenerbahçe'de kaos yaratmak isteyen belirli kişilerin ekonomik katkısıyla kulübümüze karşı sürekli muhalif ve saldırgan bir tutum içinde varlıklarını sürdürmeye çalışan bir taraftar grubuna mensup 30-40 kişi, şampiyonluğumuzu ilan ederek çıktığımız Kayserispor maçının en başından itibaren planlı, programlı, maksatlı ve maçın skorundan ve gidişatından tamamen bağımsız bir şekilde, kasıtlı olarak dakikalarca küfürlü tezahüratta bulunarak kulübümüze zarar vermek istemişler ve maalesef, ceza yönetmeliğindeki mevcut uygulama yüzünden amaçlarına ulaşmışlardır" ifadelerini kullandı.
Mevcut ceza uygulamasının, kötü niyetli kişi ve gruplar için çok tehlikeli bir tehdit unsuru haline geldiğini öne süren Aziz Yıldırım, şöyle devam etti:
"Kulüp otomatikman ceza almakta, bir sonraki maç seyircisiz oynanmakta, gelir kaybı milyonlarca lirayı bulmakta ve de takip eden ilk seyircili maçta bu kişiler yeniden tribünlere gelip icraatlarına devam etmektedirler. Türk futbolunun artık bu kısır döngüden kurtulması gerekmektedir. Mevcut yaptırımların hiçbir işe yaramadığı ortadadır. Kulüplerin eli kolu bağlı durumdadır. Burada yapılması gereken; evrensel hukuktaki cezanın şahsiliği ilkesini hayata geçirmektir. Bu ilkeye göre suç kişiseldir ve suçludan başkası cezalandırılamaz."
Yıldırım, mevcut disiplin talimatındaki kötü ve çirkin tezahüratın süresiyle ilgili uygulamanın da yeniden düzenlenmesi gerektiği ifade etti.
Aziz Yıldırım, transfer çalışmalarının teknik direktör Ersun Yanal'ın raporları ve takımın ihtiyaçları doğrultusunda devam ettiğini, transfer dönemlerinde kulübün resmi yayın organları dışında hiç bir haber ve spekülasyona itibar edilmemesini rica etti.