Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de nüfusun yüzde 27,1'inin yani her üç kişiden birinin sigara kullandığını belirtti.
Tütünle mücadele çalışmaları ve Tütün Kontrol Yasası ile sigara bağımlılığı konusunda bilinçlendirme çalışmalarının arttığını belirten Kılınç, ancak hala sigara bırakma desteğinin hekimlere yaygın verilmediğini ifade etti.
Sigara bağımlılığının, bir hastalık olduğunu ve tedavi gerektirdiğini vurgulayan Kılınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sigarayı bir kişinin kendi başına bırakması kolay değildir. Sigara içenlerin yüzde 70'i bırakmak istiyor ve her yıl sadece yüzde 40'ı bırakma girişiminde bulunuyor. Destek almadan sigara bırakma girişimlerinin çok büyük kısmı başarısızlıkla sonuçlanıyor. Desteksiz sigarayı altı ay bırakmış kalabilme oranı ancak yüzde 3-5 arasındadır. Sigara bırakma girişimlerinin yüzde 80'i ilk bir ay içinde tekrar sigaraya başlamakla sonlanıyor.'
Türkiye'de sigarayla mücadelenin göğüs hastalıkları, aile hekimleri ve halk sağlığı uzmanları olmak üzere bazı branşlarca ön planda tutulduğunu ancak bunun sigara kullanımının 15 milyon kişiyi ilgilendirmesi nedeniyle ciddi bir halk sağlığı meselesi olduğunu vurgulayan Kılınç, bu konuya tüm sağlık çalışanlarının önem vermesi ve gerekli eğitimi alarak, doğru bilgilere ulaşması gerektiğine dikkat çekti.
Sigara bırakma konusunda bilgi kirliliği olduğunu dile getiren Kılınç, sigara bırakmaya karar vermiş kişilerin bilimselliği kanıtlanmamamış hiçbir yönteme başvurmaması gerektiğini, bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerin Sağlık Bakanlığının ilgili yönetmeliğinde belirlendiğini söyledi.
-Bırakmada başarısızlığın temel nedeni "yoksunluk" septomları
Sigara bağımlılığının fiziksel nedeninin nikotin olduğunu belirten Kılınç, nikotin alınmadığında huzursuzluk, konsantrasyon güçlüğü, anksiyete, depresyona eğilim, iştah artışı gibi yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığını anlattı.
Zamanla azalarak kaybolan bu semptomların, sigara bırakma sürecinin ilk haftalarında çok yoğun yaşandığını kaydeden Kılınç, bu nedenle sigarayı bırakanlara, davranışsal bilişsel destek ve ilaç tedavisi uygulanmasının bu konudaki başarıyı artıracağını bildirdi.
-Beşinci yılın sonunda kanser riski yarı yarıya azalıyor
Kılınç, sigarayı bırakanların ilk 20 dakikadan itibaren faydasını görmeye başladığına dikkati çeken Kılınç, sigarayı bıraktıktan sonra nabız ve kan basıncının hemen normale döndüğünü, birinci günde kanda zehirli maddeler saptanamadığını, biinci ayda da kalp damarlarının normal boyutuna ulaştığını söyledi.
Sigarayı bırakan bir kişinin birinci yılın sonunda kalp krizi geçirme riskinin 2 kat, beşinci yılın sonunda kanser riskinin yarı yarıya azaldığını belirten Kılınç, "10. yılın sonundaysa eğer kalıcı bir hasar oluşmamışsa sigarayı bırakanların hiç sigara içmemişlerle eşit düzeye geldiğini biliyoruz" dedi.
Sigara kullanımı sonrası gelişen hastalıkların geç çıktığını bu nedenle insanların bu hastalıkları göz ardı edebildiğini anlatan Kılınç, 'Sigara stresimi alıyor, sinirlerimi gevşetiyor" algısının değiştirilmesi, sigaranın bir katil, dolandırıcı, bağımlılık yapan bir madde olduğunun içşelleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Sigara bağımlılığı tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Kılınç, "Bağımlılara sigarayı bırakmaya karar verdiklerinde bir hekime ya da bir uzmana ve bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvurması gerektiğini öneriyoruz' diye konuştu.