Eyleme katılan Hediye Yıldız da diğer anneler gibi lise ikinci sınıf öğrencisiyken dağa götürülen ve 4 yıldır kendisinden haber alamadığı oğluna ulaşmak için sesini duyurmaya çalışıyor.
Oğlu Yunus Yıldız'a (21) kavuşabilmek için oturma eylemine katılan Yıldız, büyük zorluklarla büyüttüğü evladını yeniden bağrına basabilmek için gözyaşı döküyor.
- "Oğlum çok başarılı bir öğrenciydi"
Yıldız, AA muhabirine, oğlu Yunus'u 11 günlükken yüksek ateş şikayetiyle hastaneye götürdüklerini, yapılan bir iğne sonucu fenalaştığını belirterek, doktorların "öldü" diyerek bebeği kucağına verdiğini anlattı.
Oğlunun üzerine mantosunu örttüğünü ifade eden Yıldız, "Baktık ki manto hareket ediyor. Mantoyu kaldırdığımızda Yunus'un yaşadığını gördük. O günkü mutluluğumu anlatamam. Yunus o gün ölmedi. Oğlum, hasta oldu, trafik kazası geçirdi, ölmedi. Dağda ölmesinden korkuyorum" dedi.
Bir oğlunun da 6 ay önce askere gittiğini dile getiren Yıldız, hem asker, hem dağdaki oğlunun yolunu gözlediğini kaydetti.
Yıldız, 7 çocuğunu büyük zorluklarla büyüttüğünü, hastalıklarla mücadele ettiklerini dile getirerek, şöyle dedi:
"19 yaşındaki kızım lösemi. Yılllarca hastanelerde kaldık. Ankara'da kalacak yerimiz olmadığı için hastane önünde sokaklarda yattık. Daha sonra dağa götürülen oğlum Yunus rahatsızlandı. Sürekli düşüp bayılıyordu. Hem bronşitti hem astımı vardı. Bir de ses tellerinde kitle olduğu söylendi. Hiç konuşamaz hale geldi. Yemek dahi yutamıyordu. Ancak çok başarılı bir öğrenciydi. Hep taktir alıyor öğretmenleri onu örnek gösteriyordu. Meslek lisesinde elektrik bölümünü seçince 'elektrik çarpar diye' üzülmüştüm. Taktir alırdı, oruç tutardı, Kuran okurdu, namaz kılardı. Dağa götürüldüğü gün de oruçluydu. 5 ev değiştirdim ama oğlunu yine de kurtaramadım. Şimdi bir oğlum asker diğeri dağa götürüldü."
- "Diğer çocuklarımı da götürürler diye okula göndermeyeceğim"
Oğlundan 4 yıldır haber alamadığını ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:
"22 yıl önce de kardeşim dağa gitti. 17 yıl önce öldüğü söylendi. Cenazesini bile göremedik. Gece gündüz ağlıyorum. Yastığım hep ıslaktır. Barış olmazsa hepsi gidecek. Bir oğlum askerdeyken diğerinin dağa götürüldüğünü öğrendiğimde inanamadım. 'Allah'ım nasıl olacak?' diye gözyaşı döktüm. Çok korkuyorum. Bir çatışma olsa ne yaparız? Barış olmazsa olmaz. Hiç huzurumuz yok. Diğer çocuklarımı da götürürler diye okula göndermeyeceğim. Askerdeki oğlumun döneceğine dair ümidim var. Ama dağdaki oğlum için tek umudum barıştır. Barış olmazsa inanmıyorum oğlumu bir daha göreceğime. Ölseydik de bugünleri görmeseydik."
Yıldız, oğlundan 4 yıldır bir haber beklediğini dile getirerek, her kapı çaldığında evladının döndüğünü sanarak kapıya koştuğunu sözlerine ekledi.