TIMETURK / HABER MERKEZİ
Çözüm süreci, Cumhurbaşkanı seçimi, yasa dışı dinlemeler, ekonomi ve Merkez Bankası'nın faiz indirimi ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Kurtulmuş'un konuşmalarından bazı satır başları şöyle:
Çözüm sürecine ilişkin olarak çok önemli adımlar atıldığını ve halkın desteğinin alındığını vurgulayan Kurtulmuş, ''Çözüm sürecinin sahibi sadece AK Parti değildir, çözüm sürecinin sahibi 77 milyondur'' dedi.
Gündemi en çok meşgul eden Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili Numan Kurtulmuş: ''Muhalefetin tutumu hazin bir meseledir, üzerinde düşünülmeli'' diyerek Türkiye'nin başkanlık sistemine doğru gittiğini belirtti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş TRT Haber'in 'Gündem Özel' programına katılara k TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör'ün sorularını yanıtladı.
Numan Kurtulmuş son günlerin tartışma konusu olan Merkez Bankası'nın faiz politikası hakkında şunları söyledi.
"Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası başka bir devletin Merkez Bankası ya da başka bir hükümetin yönettiği ülkenin Merkez Bankası değildir. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ile alakalı en ufak birşey söylemiyoruz ama kusura bakmayın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığı ondan çok daha önemlidir"
"ABD DE AYNI SIKINTIYLA KARŞILAŞTI"
"ABD'de aynı sıkıntıyla karşılaştı ve Obama dediki, 'Merkez Bankası'nın politikalarına müdahele ediyorum. Benim istediğim bundan sonraki Merkez Bankası Başkanı kalkınmacı olacak, orta sınıfları göztecek ve gelir dağılımı adaleti üzerinde çalılşacak olan birisi olacak.' Şimdi sayın Obama'nın geçmiş dönemde söylemiş olduğu bu mesele MB'ye bir müdahele değilmidir. O zamana kadar bambaşka bir yolda yürüyen FED Obama hükümetinin kararından sonra adımlarını değiştirmiştir"
"MB'NİN BAĞIMSIZLIĞI ARAÇ BAĞIMSIZLIĞIDIR"
"Merkez Bankası bağımsız ama merkez bankalarının bağımsızlığı araç bağımsızlığıdır. Merkez Bankası hükümetten uzakta siyasi iradeye karşı hiçbir sorumluluğu olmayan, millete karşı hiçbir sorumluluğu olmayan bir yapıdır dersek bu hakikatten millete haksızlık olur"
"Vesayet şudur; Halkın iradesinin dışında herhangi bir şekilde güç kullanan her odağın ortaya koyduğu eylemler vesayettir. TBMM'nin iradesi dışında hiçbir irade öngörülemez.. İşte onun için eğer bir de amaç bağımsızlığını da verirseniz Merkez Bankası'na zaten bu şu demektir; Hükümet ekonomiyle ilgili hergün yüzlerce karar alacak bu yüzlerce kararın hiçbirinde sorumluluğu olmayan yine hükümete bağlı bir kuruluş Merkez Bankası para politiklarından sorumlu olacak faiz ve döviz piyaslarıyla ilgili bütün işlemleri bunlar karar verecekler ama hükümetin almış olduğu genel ekonomik kararların dışında ve onunla hiçbir paralellik arzetmeyecek şekilde, bu kabul edilemez"
"Merkez Bankası genel amaçlarda hükümetin yoluna uymak mecburiyetindedir. Nedir Türkiye her yıl yüzde 5 kalkınmak zorundadır ki 700 bin yeni istihdam alanı oluşturabilsin ve Türkiye bu istikamette yoluna gitsin. Türkiye cari açığını düşürmek mecburiyetinde, Türkiye ithalat ihracat dengesizliğini aşağı doğru çekmek mecburiyetinde ama Merkez Bankası buralarla hiç ilgilenmiyor. Merkez Bankası'nın yasası buna müsait böyle bir görevi yok. Bizim karşı çıktığımız nokta burasıdır"
MB KÜRESEL FİNANSAL AKTÖRLECE BASKI ALTINA ALINIYOR
"Sayın Durmuş Yılmaz 2013 yılında bir röportaj verdi. O röportajında dediki 'IMF üzerinden faizleri arttırın diye çok baskı yapıldı. Bizde 4 puan faizlerimizi artırdık. Bunun Türkiye ekonomisine maliyeti 10 milyar dolar civarında oldu.' Şimdi kimin böyle birşey yapmaya hakkı var. Şimdi aynı şekilde Merkez Bankası'nın o dramatik faiz indiriminden önceki onbeş güne bakın dünya piyaslarındaki küresel finans kapitalizminin bütün büyük kuruluşlarından ve onların temsilcilerinden 'faiz artırılmaldır, faiz artırılmaldır, faiz artırılmalıdır...' diye ödev verilir edayla söylenen birtakım şeyler var. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nı baskı altına alıyor ve arkasından tehdit ediyor. Diyor ki eğer faizi yükseltmezsen biz de buraya gelen yabancı sermaye de geri gider. Meselenin bam teli burasıdır."