Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ortaklığıyla düzenlenen "Financial Times - Türkiye'ye Yatırım Yapmak" toplantısında konuşan Şimşek, Merkez Bankası'nın yılın başında ciddi bir faiz artırımına gittiğini anımsatarak, "Genellikle Merkez Bankası'nın faiz oranlarıyla ilgili yorumda bulunmam. Merkez Bankası bağımsızdır ve oraya vasıflı kişilerin görevlendirmesi yapıldı. Maliye Bakanı olarak parasal politikayı yargılamam uygun olmaz" dedi.
Faiz oranlarına ilişkin tartışmaları değerlendiren Şimşek, "Sadece şunu söyleyebilirim ki enflasyon şu anda yüksek, kabul edilemez bir biçimde yüksek. Enflasyonu tek hanelere düşürmek birinci önceliklerimizden. Eminim ki Merkez Bankası da bunları görüyor. Enflasyon oranının düşük oranda kalmasını sağlamaya devam etmeliyiz. Çünkü eğer enflasyonu düşük tutabilirsek, Türkiye'nin uzun vadeli büyüme görünümü de artar. Bu son derece önemli. Ben enflasyondaki artışın geçici olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Enflasyonu önce yüzde 5 daha sonra yüzde 5'in de altına düşürerek orada tutmak istediklerini belirten Şimşek, "Enflasyonu tek hanelere düşürme konusunda son derece başarılı olduk fakat tam bir zafer ilan edebilecek noktada değiliz. Enflasyonu yüzde 5'in altına düşürmeniz gerekiyor" dedi.
- "Politikacılar konuşabilir..."
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerine yapılan tartışmalara da değinen Şimşek, şöyle devam etti:
"Merkez Bankası bağımsızdır ve oldukça düzgün bir iş yapıyor. Gerekli bağımsızlığa ve gerekli araçlara sahipler. Araçlar orada, istediklerini kullanırlar. Bütün bu tartışmalar olabilir. Finansal ekonomik kriz sırasında Fransa Cumhurbaşkanı da Avrupa Merkez Bankası'na faizlerin azaltılması yönünde güçlü çağrılarda bulundu. Avro'nun değer kaybetmesi ve faiz oranları ile ilgili başka tartışmalar vardı. Politikacılar konuşabilir, gerilimlerini yansıtıp, fikirlerini belirtir, bunlar olabilir. Fakat bu Avrupa Merkez Bankası bağımsız değil anlamına gelmez. Avrupa Merkez Bankası doğru düşündüğü şekilde hareket etti. Eleştirebilirsiniz, fakat öyle hareket ettiler. Bunun aynısı Türkiye'nin Merkez Bankası için de geçerlidir. Nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konusunda kendi değerlendirmeniz olabilir. Bu, Merkez Bankası'nın bağımsız bir şekilde hareket etmediği anlamına gelmez."
Türkiye'de siyasi istikrarın kilit önemde olduğunu, siyasi istikrar olmadan reformlar, reformlar olmadan da refahın düşünülemeyeceğini dile getiren Bakan Şimşek, yerel seçimlerde halkın politik istikrarın devam etmesi yönünde mesaj verdiğini, Türkiye'de toplumun büyük bir kesiminin yolsuzluk iddialarının siyaset güdümlü olduğunu düşündüğünü de gösterdiğini anlattı.
Türkiye için bu yıl yüzde 4 büyüme beklediğini, bunun önünde bazı aşağı ve yukarı yönlü risklerin olduğunu belirten Şimşek, Türkiye'de enflasyonun yükselişinin geçici, Türk bankacılık sisteminin son derece sağlıklı ve işgücüne katılımda da artış olduğunu vurguladı.
Türkiye'deki şirketlerin döviz pozisyonlarının yüksek olmadığını belirten Şimşek, "Şirketlerin yüzde 63'ünün döviz borcu yok. Bankacılık sektörü şokları absorbe edebildi. Bankalar son derece iyi sermayelendirilmiş durumda. Bankaların varlık kaliteleri ve sermayeleri dünyadaki en iyiler arasında yer alıyor" dedi.
Bazı büyük projelere Hazine garantisi getirilmesine ilişkin olarak da Mehmet Şimşek, garantinin şu ana kadar sadece üç projeye uygulandığın belirterek, "Son derece sınırlı bir uygulama olacak. Ortada bir varlık söz konusu. Bu projeler Türkiye için zaruri. Ekonomik olarak tutarlı projeler. İstanbul 21 Avrupa Birliği ülkesinden daha büyük" dedi.