Cebeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sempozyumda "İslam Tarihinde ve Günümüz Türkiyesinde Kimlik ve Kültür", "Modernleşme Sürecinde Değişen Kimlik Algıları" ve "Cumhuriyet döneminde Kimlik Tartışmaları" konularının tartışıldığını belirterek, sempozyumun yoğun ilgi gördüğünü anlattı.
Etnik yapısı farklı insanların bir arada yaşayabileceğinin en iyi örneğinin Osmanlı Devleti olduğuna dikkati çeken Cebeci, "Bu coğrafyada yüzyıllardır, Türk, Kürt, Arnavut, Çerkes ve daha birçok millet birlikte barış içinde yaşadı. Bunun şimdi ve bundan sonra da mümkün olabileceğine inananlardanız. Sempozyumda, yıllardır kendi kimliğinin altında ezilmiş, etnik köken veya mezhep farkından dolayı kendini özgür hissedemeyen insanlarımıza yol göstermek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Katılımcıların konuya vakıf olmaya çalıştıklarını aktaran Cebeci, "Burada konuşulanlardan çıkarılacak ortak neticeye herkes imzasını bırakmak istiyor. Konuşmacılarımız, alanlarında uzman kişilerdir, farkındalık oluşmasını arzu ediyoruz" ifadesini kullandı.
- Araştırmacı yazar Dilipak
Araştırmacı yazar Abdurrahman Dilipak da kavramları ve kurumlarıyla yeni dünyanın kurulduğunu kaydetti.
Kimlik tartışmalarının başlangıç ve doğru adım olduğunu savunan Dilipak, "Ayrışmak değil, bilişerek kederlerimizi ve mutluluklarımızı paylaşarak geleceğe doğru yürümemiz gerekiyor. Ortak geleceğimizi inşa ederken sadece kendimiz gibi olanların geleceğini değil, insanlığın ortak geleceği için de sorumluluk üstlenmek istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Sempozyuma katılanlar arasında daha önce Avrupa'da yaşayanlar bulunduğuna işaret eden Dilipak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunların önemli kısmı Türkiye'de döndü. Bunlar, şu anda iş dünyası, medya ya da sivil toplum örgütlerinde çalışan insanlar. Orada yaşadıkları ciddi kimlik sorunu vardı. Aynı sorun aslında bugün Türkiye için de geçerli çünkü biz Batı'nın ağır medeniyet baskıları ve propagandasıyla, inancımız, tarihimiz, kültürümüz ve geleneğimizin dışında kimlik dayatmasıyla karşı karşıya kaldık. Şimdi özgür toplum geleceğini ararken, 'biz kimiz' sorusunu soruyor. Kendi inancı ve tarihiyle yüzleşmek istiyor. Bu, sadece yüzleşme, kendi kimliğini yeniden tanımama iddiası ve iradesi değil. 'Aynı zamanda bu kimlikle adaletten, kimlikten, barıştan yana yeni dünyanın inşasına nasıl katılabilirim, bu, evrensel sorumluluk, barış, çevre, üretim ve paylaşım sorunu."
Sempozyum, yarın sona erecek.