Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Aytun Çıray ve Erdoğan Toprak, Genel Sekreter Gürsel Tekin ve İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nu (TUSKON) ziyaret etti.
TUSKON Başkanı Rızanur Meral, Kılıçdaroğlu'nu binanın girişinde karşıladı.
Kılıçdaroğlu, yaklaşık 45 dakika basına kapalı yapılan görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz, düşüncelerimizi aktardık. TUSKON yetkilileri de kendi düşüncelerini aktardı. Çalışmalarımıza önemli katkı olacak" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı için bir aday önerdiler mi?" sorusuna, "Hayır, herhangi bir aday ismi konuşulmadı, genel konular üzerinde görüşüldü" yanıtını verdi.
"Adayın ismi ne zaman netleşir? Tarih verebiliyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Tarih vermek bugünden mümkün değil. Daha bizim görüşmeler devam ediyor ama en kısa sürede açıklayacağız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, isim üzerinde herhangi bir yorum yapılmadığının altını çizerek, değişik isimler olduğunu, onları gelecek günlerde değerlendireceklerini söyledi.
- "Gündemimizde sayın Gül yok"
MHP'nin çatı adaylığı konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün isminin gündeme geldiği iddiaları hatırlatılarak sorulan "CHP, Abdullah Gül'ün çatı adaylığı konusuna nasıl bakıyor?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Sayın Bahçeli, bu konuda böyle bir düşüncesinin olmadığını, böyle bir konuşmasının olmadığını ifade etti. Dolayısıyla yorum yapmak söz konusu değil. Ayrıca sayın Gül, Danıştay toplantısından sonra tarafsızlığını büyük ölçüde yitirdiğini ortaya koydu. Bizim gündemimizde sayın Gül yok" dedi.
- "12 Eylül'de yasak vardı, 12 Mart'ta yasak vardı, şimdi de yasak var"
Gezi Parkı olaylarının yıl dönümünde Taksim'de toplanmaya izin verilmeyeceğinin belirtildiği anımsatılarak, bu konudaki değerlendirilmesi sorulan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bütün yurttaşlarıma özellikle çağrı yapıyorum; şiddetten uzak durun. Hükümet bu konuda provokasyonlar yapabilir. Şiddetten besleniyor. Eli silahlı insanları gösteriyor. Eli silahlı insanların kim olduğunu sordum, herhangi bir yanıt şu ana kadar almadım. Taksim Meydanı'nda TOMA'lara molotofkokteyli atan polisleri gördük, yüzü peçeli. Acaba o eli silahlı olanlar da mı öyle? Biz, topumun huzuru için, bu ülkenin huzuru için hiç kimsenin eline silah almamasını isteriz. Eğer birisi eline silah alıyorsa, toplumun huzurunu bozuyorsa, onu ortaya çıkaracak olan da siyasal iktidardır. Şikayeti yapmak, 'Ben şikayetçiyim' demek çözüm değil, gereğini yapacaksınız. Taksim'de Gezi eylemleri yapılacaksa, insanlar Gezi'yi anacaklarsa, barış içinde anabilirler. Anayasada hüküm var, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü var. Eğer hukuk devletiyse burası, insanların özgürce eylem yapmalarına izin vereceksiniz. Eylem ne yapacaklar onlar? Türkü söyleyecekler, şarkı söyleyecekler, kol kola oyun oynayacaklar, bunu yapacaklar. Ama siz, şiddet uygularsanız, şiddet şiddeti doğurur."
Bütün ülkelerde demokrasi nasılsa, Türkiye'de de öyle olmasını istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, insanlara yasak getirmenin doğru olmadığını dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"21. yüzyıldayız, yasaklarla nereye gideceğiz? 12 Eylül'de yasak vardı, 12 Mart'ta yasak vardı, şimdi de yasak var. Yasaklar, hiçbir toplumun geleceği açısından huzur getirmemiştir. Yasaklarla acılar, şiddet gelmiştir. Artık Türkiye'nin bunları aşması lazım. Biz, kendi insanımıza güvenmeliyiz, kendi insanımızın huzuru için çalışmalıyız. Güçlü, huzurlu Türkiye böyle olur. Bırakın gitsinler, türkü, şarkı söylesinler, ülkeyi nasıl sevdiklerini anlatacaklar, emin olun. Bu ülkenin insanları aydınlık insanlardır, kendi insanımıza güvenelim. 'Onu şüpheli görüyoruz, eylem yapacak'... Siz baskı kurarsanız olmaz, bir yerde patlar bunlar. Toplumu patlama noktasına getirdiniz. Eğer huzurlu bir toplum istiyorsak, hukukun öngördüğü, bütün dünyanın öngördüğü, anayasanın öngördüğü çerçeve içinde bırakın insanlar yürüsünler, eylem yapsınlar. Ne olacak? Eğer birisi eline silah alıyorsa, yakalayıp yargının önüne çıkarsınlar, bir itirazımız yok. Ama insanlar huzur içinde kol kola, omuz omuza, şarkı, türkü söyleyip gezeceklerse, Gezi Parkı'nda dolaşacaklarsa ne olacak? Ellerinde karanfil, ellerinde çiçek, ellerinde kitap..."
Bu insanlardan topluma zarar gelmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, toplumun, gençlerin kazanılması gerektiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun biraz geniş ve açık yürekli olması, insanını sevmesi ve saygı göstermesi, onun tepkisini anlayışla karşılaması gerektiğini anlatarak, "Bunu yapmalıyız. Tam tersini yapıyoruz, öfkeyle, şiddetle gidiyoruz. İnsanlar ölüyor, biz cam çerçeveye üzülüyoruz. İnsan öldü. İnsanın ölümünden, insan nasıl sevinç duyabilir? Böyle bir toplum haline Türkiye'yi getirdiler. Ama ben bu ülkenin sağduyusuna inanıyorum, insanımızı seviyorum, insanımıza güveniyorum, onlar bu ülkeyi gerçekten güzelleştirecekler, demokrasiyi de kökleştirecekler. Her tepki mutlaka demokrasi için bir kazanım olacaktır diye düşünüyorum. Biz, bunu kazanıma dönüştürdüğümüz ölçüde, Türkiye'de demokrasiyi güçlendireceğiz" ifadelerini kullandı.
