Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Donanma Komutanlığı kapılarını AA'ya açtı

Donanma Komutanlığı kapılarını AA'ya açtı

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-28 08:57:28

Donanma Komutanlığı kapılarını AA'ya açtı
BURAK AKAY - Disiplinli ve eğitimli personeliyle teknolojiye ayak uydurup kendini sürekli yenileyen, vatan savunması için gece gündüz görev başında bulunan Türk Donanması, özellikle son yıllardaki atılımlarla dünyanın gıptayla izlediği bir deniz gücü haline geldi.

Fırkateyn, denizaltı, korvet, hücumbot, mayın ve karakol gemileri, helikopter ve uçaklarıyla her daim göreve hazır bekleyen Gölcük ilçesindeki Donanma Komutanlığında yürütülen seyir ve liman faaliyetleri, AA ekibince görüntüledi.

3'üncü Muhrip Filotillası Komodoru Deniz Kurmay Kıdemli Albay Yalçın Payal, Anadolu coğrafyası itibarıyla Türk denizciliğinin geçmişinin 1081 yılına kadar uzandığını söyledi.

O yıllarda filizlenen armadanın, 16'ncı yüzyılda Barbaros Hayreddin Paşa ile kök saldığını ve daha sonra Yemen'in fethedilmesiyle Hint Okyanusu'na kadar ulaştığını belirten Payal, beylikten imparatorluğa geçişteki önemini vurguladı.

Türk Deniz Kuvvetlerinin o dönem devletin yükselişiyle paralellik oluşturduğunu dile getiren Payal, şöyle devam etti:

"Bu paralellik, sadece yükselme dönemindeki paralellik değildir. İmparatorluk genişlediğinden tekrar Anadolu'ya geri çekilme döneminde de aynı paralelliği görebiliriz. Denizde zayıflama ve bu zayıflamaya bağlı olarak karadaki toprak kayıpları neticesinde tekrar Anadolu coğrafyasına çekilmek zorunda kaldık ve Türk denizciliğinin 11'inci yüzyılda filizlendiği yerde yeniden büyüme ihtiyacı ortaya çıktı. Köklü devlet geleneğimizin son incisi Cumhuriyetimiz de bu coğrafyada filizlenmiştir. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yaklaştığımız bu yıllarda, geriye dönüp bakıldığında başarılan işlerin ne kadar büyük olduğu görülmektedir."

- "Bu gücün asıl itici unsuru; yetişmiş, disiplinli ve eğitimli personelidir"

Payal, Deniz Kuvvetlerinin Cumhuriyet döneminde sergilediği gelişimin, ayrı bir gurur tablosu olduğuna dikkati çekti.

Donanmanın mevcut durumuna değinen Payal, şunları kaydetti:

"Şüphesiz ki cumhuriyet donanmamızın şu anki seviyesine ulaşmasındaki ilk adımlar, diğer tüm kurumlarda olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün girişimleri ve önderliğiyle başlatılmıştır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında 48 bin tonluk 23 platformdan oluşan donanma, bugün itibarıyla 260 bin tonluk 182 muhtelif tipteki gemi 50 hava aracı, bir amfibi deniz piyade tugayından müteşekkil bir güç haline gelmiştir. Türk Donanmasının gücü sadece sahip olduğu platform ve silah sistemlerinden oluşmamaktadır. Bu gücün asıl itici unsuru; yetişmiş, disiplinli ve eğitimli personelidir. Biz bu personele sahibiz. Netice itibarıyla cumhuriyet donanması 2009'dan itibaren Hint Okyanusu'nda savaş gemisi bulundurabilen ve sahip olduğu platformları, silah sistemleri ve sensörleri kendisi üretebilen bir kuvvet haline gelmiştir."

- Türk Donanmasının yakın tarihte katıldığı harekatlar

Donanmanın yakın tarihteki en önemli görevleri hakkında bilgi veren Payal, 1974'teki "Kıbrıs Barış Harekatı", 1992'de Bosna Hersek ve Kosova'nın desteklenmesi kapsamında Adriyatik Denizi'nde icra edilen faaliyetler, 1993'te Akdeniz'de uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele çerçevesinde "Lucky-S" adlı gemiye düzenlenen operasyonu hatırlattı.

Payal, Türk Deniz Kuvvetlerinin, 1994'te Birleşmiş Milletlerin (BM) Somali'de, aynı sene eski Yugoslavya'da icra edilen harekatlara da katıldığını anımsatarak, 2001'de küresel güvenliğe katkı kapsamında Karadeniz'de başlatılan "Karadeniz Uyumu Harekatı" ile 2006'dan bu yana sürdürülen "Akdeniz Kalkanı Harekatı"nın da donanmanın görevleri arasında yer aldığını anlattı.

Türk Deniz Kuvvetlerinin birinci görevinin, Türkiye'nin deniz alaka ve menfaatlerini korumak olduğunu kaydeden Payal, şöyle konuştu:

"Türk deniz alaka ve menfaatlerinin birinci unsurunu, Türk deniz ticareti oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türk denizciliği ve ticareti hangi bölgelere ulaşıyorsa biz de o bölgelerde kendi deniz ticaretimizi koruma imkan ve kabiliyetine sahibiz. Hint Okyanusu'nda yürütülen deniz haydutluğuyla mücadele harekatı, uluslararası bir harekattır. Harekat, BM kararları ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) verdiği izne istinaden gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla TBMM'nin verdiği bu yetki devam ettiği sürece bu bölgede ve diğer bölgelerde Türk Deniz Kuvvetleri sancak ve varlık göstermeye devam edecektir."

Haber Ara