Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İzmir'deki altın madeninin kapasite arttırımı

İzmir'deki altın madeninin kapasite arttırımı

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-27 10:01:23

İzmir'deki altın madeninin kapasite arttırımı
İzmir'in Efemçukuru bölgesinde altın madeni işleten TÜPRAG Metal Madencilik AŞ'nin kapasite arttırımı için aldığı ÇED raporunun iptali için dava açıldı.

İzmir 1. İdare Mahkemesindeki duruşmaya, davacı olarak yöre sakini Ahmet Karaçam, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Başkanı Ali Osman Karatekin, derneğin avukatı Arif Ali Cangı, İzmir Tabip Odası vekili Ali Hızal ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hukuk Müşaviri Aslı Toksal, TÜPRAG Vekili Şeyda Ataman ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilisi Sema Yunakçı katıldı.

Yöre halkı ve oda temsilcilerinin de izlediği duruşmada, taraflar mahkemeye belgelerini sundu.

Avukat Cangı, altın madeninin İzmir'in ve çevre ilçelerinin sularının arsenik başta olmak üzere ağır metallerle kirlettiğini, bunun yanı sıra 2 yıl önce kapasitesini 2,5 kat daha artırmasına rağmen olumlu yönde ÇED raporu aldığını söyledi.

Efemçukuru'nun İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık yüzde 40'ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı'na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer aldığını anlatan Cangı, İzmir'in arseniksiz tek su havzası olan bölge aynı zamanda orman alanları, ekolojik üzümleriyle İzmir'in "damı" olarak nitelendirildiğini ifade etti.

Cangı, İzmir için yaşamsal öneme sahip bölgede yaklaşık 10 yıldan bu yana altın ve gümüş madeni işletilmesinin gündemde olduğunu, bilimsel çalışmalar sonucunda, "yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleneceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımın sona erdireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağı" tehlikelerinin kanıtlandığını söyledi.

Buna rağmen çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturan altın madeninin 3 yıldır üretim yaptığını, önceki haliyle yarattığı riskler yetmiyormuş gibi şimdi de kapasitesinin artırılması yoluna gidildiğini belirten Cangı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının CED raporu hazırlarken kendilerinden gizlediğini savunarak, "Dava açarken bu raporu görmedik. Bir CD hazırlamak bu kadar zor mu. Buradan bakanlık yetkilerini kınadığımı belirtmek isterim" dedi.

EGEÇEP Başkanı ve Ege Üniversitesi halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Karatekin, şu ana kadar elde edilen tüm bulguların altın madeninin çevreyi kirlettiği yönünde olduğunu maden işlemeye devam ettiği sürece geri dönüşü olmayan riskler yaratmaya devam edeceğini savundu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hukuk Müşaviri Toksal, projenin bakanlık tarafından hassas şekilde incelendiğini, ÇED raporunun da buna göre verildiğini, davacıların güzel sözler söylediğini ancak bu görüşler dikkate alınacak olursa Türkiye'de hiçbir şeyin yapılamayacağını savunarak davanın reddini talep etti.

Mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı bitirdi.

Duruşma sonrası İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran, Küçükdere Elele Hareketi üyeleri basın açıklaması yaptı.

Haber Ara