Avrupa Şampiyonası öncesi baraj derecelerinin resmiyet kazanacağı İtalya Açık Grand Prix'sine katılacak olan Milli Takım, Ankara'daki kampla hazırlıklarını tamamladı. Milli takımın kadrosunda, doğuştan ya da sonradan engelli olan 15 sporcu bulunuyor. Hazırlıkların çok iyi gittiğini kaydeden sporcuların ortak sıkıntısı ise yeterince ilgi ve destek görememek.
Doğuştan bir kolu kısa olan 1987 Urfa doğumlu milli atıcı Hamza Doğan, engelli olmanın kendi seçimleri olmadığını belirterek, "Spor sayesinde engelli olmakla ilgili birçok sıkıntımı geride bıraktım. Eskiden toplum içine çıktığımda kolumu arkama saklardım. Spor sayesinde kendime olan güvenim arttı" dedi.
"Yeterli destek ve imkan verildiğinde engelli insanların yapamayacağı hiçbir şey yok" diyen Doğan, "Engeli benimkinden daha dikkat çeken arkadaşlarım var. Yurt dışında alkış burada ise acıma dolu bakışlar alıyoruz. Önemli olan beyindeki engellerin aşılması. Bize destek verin, biz zaten üzerimize düşeni yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
- Ulutepe: "Yapanların benden fazlası yok"
2008 yılında geçirdiği trafik kazasının ardından tekerlekli sandalyeye mahkum olan 37 yaşındaki milli atıcı Aytaç Ulutepe, hazırlık çalışmalarının iyi gittiğini belirterek, "Büyük hedeflerim var ve azimliyim. Sporun içine girince ne kadar güzel olduğunu anladım. Ne olursa olsun, insanın bir hedefinin olması çok önemli. Başlarda istemiyordum ama baktım ki yapanların benden fazlası yok. Engelli insanların beni görüp, 'o yapabiliyorsa ben de yapabilirim' demelerini ve evlerinden dışarı çıkmalarını istiyorum" şeklinde konuştu.
Sporun sağlam insanlara özel olmadığının altını çizen Ulutepe, şöyle devam etti:
"Sahaya baktığımda sağlam insan sayısının iki katı kadar engelli insan görmeliyim çünkü bizim spora daha çok ihtiyacımız var. Spordan önce gövde dengem yoktu. Sanki yeniden fizik tedavi almış gibi oldum. Birçok aile engelinden dolayı çocuğunu dışarı çıkartmak istemiyor. Bu çok yanlış. Çocuklarını dışarı çıkarsınlar, sosyalleşmesine izin versinler. Mutlaka belediyelerinden yardım alsınlar. Her engellinin yapabileceği bir spor mutlaka var."
- Yılmaz: "Hayatım hayvan otlatarak geçiyordu"
1994 Şırnak doğumlu Bayram Yılmaz'ın engelli olma hikayesi, oldukça hüzünlü. 10 yaşında çobanlık yaparken daha önce görmediği bir cisimle karşılaştığını ve merak ederek eline aldığını anlatan Yılmaz, "Meğer o cisim mayınmış. Oynarken elimde patladı ve iki kolumla sağ gözümü kaybettim" dedi.
Kentte yapılan bir koşu yarışmasına katıldığını ve engelli olmayan insanları da geçerek birinci olduğunu, böylece spora başladığını kaydeden Yılmaz, "100, 200 ve 400 metre koşuyorum. Gerçekten hiç beklemediğim şeyler oluyor. Bu kadar iyi dereceler alıp milli sporcu olacağımı hayal edemezdim. Antrenörlerimin sayesinde çok daha iyi yerlere geleceğimden hiç şüphem yok" diye konuştu.
Spora başlamadan önce hayatının hayvan otlatarak geçtiğini anlatan Yılmaz, "Başta maddi sıkıntı çektim ancak Cizre Kaymakamı bana destek oldu. Şimdi hem sporcuyum hem de açık öğretimde lise eğitimi alıyorum. Çok mutluyum. Babam benimle gurur duyuyor. Önce Şırnak halkı, sonra da Türk bayrağı için mücadeleyi asla bırakmayacağım" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, "Benim halimi görüyorsunuz. Engelli olmak hiçbir şeye engel değil, yeter ki ilgi ve destek görelim. Ailelere sesleniyorum, lütfen çocuklarınızı evde hapis bırakmayın" şeklinde sözlerini tamamladı.
- Takımın "cep herkülü" Hakan
Milli takımın "cep herkülü" lakaplı 1 metre 38 santimetre boyundaki atıcı Hakan Ayyıldız ise 3 yıldır milli sporcu olduğunu söyledi. 1994 Adana doğumlu Ayyıldız, doğuştan engelli olduğunu dile getirdi ve şöyle devam etti:
"Spordan önce Adana'dan dışarı çıkamayacağımı düşünüyordum. Daha şimdiden iki ülke gördüm. Hayatım tamamen değişti. Bilgisayar başından kalkmazdım, içime kapanıktım. Şimdi çok popülerim, çok seviliyorum. Spor hayatımı o kadar değiştirdi ki ailem, boyumu tedavi ile uzattırmak istedi ama ben kabul etmedim. İlk hedefim Avrupa şampiyonu olmak. Sonra 2016 Rio Paralimpik Oyunları'na katılmak istiyorum."
Engelli insanların hayata küsmemesi gerektiğini vurgulayan Ayyıldız, zaman zaman imkansızlıklar yaşadıklarını ve daha çok destek beklediklerini kaydetti.
- Cantay: "Spor sayesinde eşimle tanıştım"
Bedensel Engelli Milli Takımı'nda hem antrenörlük hem de sporculuk yapan Ömer Cantay, belden aşağısı tutmadığı için pedalları el ile çevrilen özel bir tekerlekli sandalye ile yarışıyor. 37 yaşındaki Cantay, aynı zamanda bu branşta olimpiyatlara giden ilk Türk sporcu unvanına sahip.
Çocuk felci yüzünden engelli olduğunu anlatan Cantay, spora 19 yaşında başladığını belirterek, "Spora basketbolla başladım sonra atletizme geçiş yaptım. İlk yarışıma eski bir sandalye ile katıldım ve 3. oldum. Ellerim kan içinde kalmıştı" dedi.
Sporun kendisine kazandırdığı en güzel şeyin, eşi olduğunu kaydeden Cantay, "Spor sayesinde eşimle tanıştım. Eşim engelli değil ve iki çocuğumuz var. Spordan önce kızlar benimle ilgilenmiyordu. Spor, insanların engellilere yaklaşımını değiştiriyor. O zaman bizi işe yaramaz gibi görmüyorlar" ifadelerini kullandı.
Daha çok sporcuya ihtiyaçları olduğunu ancak evlerinden çıkmadıkları için onlara ulaşmakta zorluk çektiklerini kaydeden Cantay, "Aileler çocuklarını mutlaka kulüplere götürmeliler" diye konuştu.
- Süpürgeci: "İnsanların bakışları beni endişelendiriyordu"
Tekerlekli sandalye koşucusu 21 yaşındaki milli atlet Zübeyde Süpürgeci, Ömer Cantay'ın teşvikiyle spora başladığını ve ilk başlarda çok tereddüt ettiğini söyledi. İnsanların bakışlarından çekindiğini anlatan Süpürgeci, "Doğuştan engelliyim. 16 yaşında spora başladım. O güne kadar evden dışarı hiç çıkmazdım. İnsanların bakışları beni endişelendiriyordu. Şimdi her yere gidiyorum. Eskiden çok üzülürdüm, artık bakışlar beni etkilemiyor. Spor sayesinde açıldım" şeklinde konuştu.
Toplumun engelli insanlardan uzak durduğunu ve önyargılı olduğunu dile getiren Süpürgeci, "Bizi görünce hala 'geçmiş olsun' diyenler var. Bunun geçmeyeceğinin farkında bile değiller" dedi.
- Antrenör Özdemir: "Ayrıcalık bekliyorsak, bu hakkımız"
Bedensel Engelli Atletizm Milli Takımı Antrenörü Nuray Sev Özdemir de 3 yıl önce çıktıkları yolda önemli ilerlemeler kaydettiklerini ve geldikleri noktadan mutluluk duyduklarını söyledi.
Artık uluslararası alanda madalya beklediklerini anlatan Sev Özdemir, "Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan'a teşekkür ediyorum. Çok emeği geçti. Genç bir takımız. Hazırlıklarımız çok iyi gidiyor. Yakın zamanda büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
Gerek malzeme gerekse kamp olanaklarında zaman zaman sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Sev Özdemir, şunları söyledi:
"Ayrıcalık bekliyorsak, bunun hakkımız olduğunu düşünüyorum. Özel malzemelere ihtiyacımız var. En basitinden servis aracımız bile özel olmalı, yoksa sporcularımız sıkıntı çekiyor. Bedensel engelli sporuna daha çok sahip çıkılmasını istiyoruz."
Sev Özdemir, 14-24 Ağustos'ta İngiltere Swansea'de yapılacak Avrupa Şampiyonası öncesinde İtalya Açık Grand Prix'sinde mücadele edeceklerini ifade ederek, "Sporcularımızın tamamı Avrupa barajını geçti ancak kotaya bağlı olarak bu barajlar İtalya'da netlik kazanacak" dedi.
- Milli Takım kadrosu
Bedensel Engelli Atletizm Milli Takımı'nda yer alan sporcular ve branşları şöyle:
Tekerlekli sandalye koşucuları: Hamide Kurt, Zübeyde Süpürgeci, Ömer Cantay (İstanbul Bağcılar Spor Kulübü)
Atıcılar: Hakan Ayyıldız (Adana Amatörce Spor Kulübü), Aytaç Ulutepe (Samsun Amisos 55 Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü), Hamza Doğan (İstanbul Bağcılar Spor Kulübü)
Koşucular: Bayram Yılmaz (Şırnak Gençlik ve Spor Kulübü), Hasan Biricik (Kahramanmaraş Akçakoyun İdmanyurdu), Numan Çam (Kahramanmaraş Gençlikspor), Nur Ahmet Akal (Sivas Gençlikspor), Mehmet Ali Atmaca (Adana Genç Engelliler Spor Kulübü), Cahit Kılıçarslan (İzmur Büyükşehir Belediyesi)
Yüksek atlama: Barış Telli, Oğuz Gökçe (Ankara Yenimahalle Belediyespor)
Uzun atlama: Dilba Tanrıkulu (Adana Genç Engelliler Gençlik ve Spor)
100 metre ve 3 adım atlama: Kerim Elyaz (İzmir Büyükşehir Belediyesi)