AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Mine Lök Beyaz ve Oya Eronat, çocuklarının terör örgütünce kaçırıldığını iddia ederek oturma eylemi başlatan aileleri ziyaret etti. Ailelerin Miraç Kandili'ni kutlayan Beyaz ve Eronat, bekleyişlerini sürdüren annelerle tek tek ilgilendi.
Annelerin ağlamaları karşısında duygulu anlar yaşayan Eronat ve Beyaz, gözyaşlarına hakim olamadı. Eronat, çocukların kendi iradeleriyle dağa gittiklerinin belirtildiğini ama 14-15 yaşındaki bir çocuğun iradesinin olamayacağını söyledi.
Oturma eylemi yapan ailelerle ilgili basında çıkan haberleri eleştiren Eronat, "Bunlar iddia değil, gerçektir. 4 yıl önce çocuğu dağa giden annenin iddiası olabilir mi?" dedi.
Oturma eylemi yapan bir annenin 17 yıl önce kardeşini dağda kaybettiğini ifade eden Eronat, kardeşini dağda kaybeden annenin, oğlunun ölmesini istemediğini belirtti.
Eronat, şöyle konuştu:
"Bir hanım milletvekiline bu ailelerden telefon açılıyor. Kullandığı cümle şu, 'Gurur duyun, çocuklarınız dağa gitmiş' ben de o hanımefendiye sesleniyorum. İsmi basında geçtiği için adını da vereceğim. Nursel hanıma sesleniyorum. Eğer çok gurur duyuyorsan dağa gidenlerle, bir tane kızın var, onu da al dağa çık."
Beyaz ise tüm Türkiye'ye, Diyarbakır'a ve Kürtlere seslendiğini anlatarak, "Bu aileler burada siz neredesiniz? Biz çocuklarımızı istiyoruz. Bu çocukların dağa çıkmak için kendi iradeleri var mı? Bu aileler belediyenin önünde otururken belediyenin başkanı, eşbaşkanları geçerken bir merhaba bile vermiyorlar" diye konuştu.
- "Geri dönüşü olmayan bir iş verdiler"
Dağa kaçırıldığı iddia edilen Sultan Uçakan'ın ismini vermek istemeyen ablası da kardeşinin hasta olduğunu belirterek, hiç kimsenin çocukları kandırmaya hakkının olmadığını söyledi.
Abla Uçakan, kardeşi Sultan'a iş vaadinde bulunulduğunu ileri sürerek, "Kardeşimi BDP binasından götürdüler 'iş vereceğiz' dediler. Evet dağ başında geri dönüşü olmayan bir iş verdiler" ifadesini kullandı.
Uçakan, şöyle devam etti:
"Selahattin Demirtaş gelsin konuşsun, onun çocuğu nerede? Çocuğu kendi evinde dizinin dibinde ne hakla benim kardeşimi götürüyorlar. 'Halkım için mücadele ediyorum' diyor. Gelsin ben onun halkıyım, benim için de mücadele etsin. Kendi çocuklarını ABD'ye kolejlere, benimkini dağa gönderiyorlar. Kız kardeşimi bana geri getirsinler. Annelerin yüreğini acılı bırakıyorsun. Her anne ağlıyor. Bunlar halkın değil mi?"
- "Ben ölsem de oğlumu orada bırakmam"
Eyleme yeni katılan anne Meral Çapa ise Dicle Üniversitesi Muhasebe Bölümü öğrencisi 19 yaşındaki oğlu Veysel Çapa'nın 1 Kasım 2013'te dağa götürüldüğünü belirtti.
Oğlunun kendi halinde evden okula, okuldan eve giden biri olduğunu aktaran Çapa, şunları kaydetti:
"Veysel'in beynini yıkadılar, onu kandırdılar, götürdüler. Ben oğlumu dağa gitsin diye beslemedim, büyütmedim. Ben oğlumu istiyorum. Ben çocuğumu çok zor şartlarda büyüttüm. Oğlum gelene kadar bu mücadelemi vereceğim. Ben ölsem de oğlumu orada bırakmam."
Ziyaret sırasında dualar edildi.