Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Üstün:

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Üstün:

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-25 08:07:18

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Üstün:
COŞKUN ERGÜL - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İtalya'da cezaevinde kurallara uyan mahkumlara ödül olarak eşi ve çocukları ile cezaevinin bahçesinde bir masada piknik ortamında yemek yeme imkanı tanındığını belirterek, bunun Türkiye'de de uygulanabileceğini söyledi.

Üstün, bazı komisyon üyesi milletvekilleri ile birlikte İtalya'nın Başkenti Roma'ya gerçekleştirdikleri ziyareti, AA muhabirine değerlendirdi.

Türkiye'nin cezaevleri ve diğer bütün kurumları açısından, batı ülkelerine açık kapı politikası izlediğini, yabancı ülkelerin gelip Türkiye'deki cezaevlerini inceleyebildiklerini vurgulayan Üstün, "Ama biz bu işin, eşitler arasında bir diyalog olması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

Üstün, komisyonlarının son dönemde yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarına ve insan hakları ihlallerine eğildiğini ve bu konuda raporlar düzenleyerek yayımladığını ifade ederek, bazen de Roma'da olduğu gibi, oradaki cezaevi sistemini incelediklerini ve göç sorunu ile ilgili temaslarda bulunduklarını kaydetti.

İtalya'daki temasları hakkında bilgi veren Üstün, 2 tane yüksek güvenlikli cezaevini incelediklerini, cezaevlerinin bağlı bulunduğu kurumun yetkilileri ile görüştüklerini bildirdi. Üstün, bu incelemelerinde kendilerine kolaylık sağlayan İtalyan yetkililere teşekkür etti.

Komisyon Başkanı Üstün, Türkiye ve İtalya'nın Akdeniz ülkesi olduğunu ve birbirine çok benzediğini dile getirerek, çok sayıda yasa dışı göçe maruz kalan İtalya'nın bu konuda neler yaptıklarına baktıklarını belirtti. Üstün, AB Dönem Başkanlığı'nı devralacak olan İtalya'nın, "Biz bunun altından kalkamayacağız, yasa dışı göçle mücadeleyi tüm AB'nin sorumluluğuna yüklemek, onların da bu konuda katkı vermesini, masraflara katılmasını isteyeceklerini ve bunu da bir protokole bağlamaya çalışacaklarını" söylediğini anlattı.

- "Bizim orta düzey cezaevleri gibi"

Üstün, şöyle konuştu:

"İtalya, cezaevlerini yeniden dizayn etmek istiyor. Bize örnek olarak seçtikleri iki tane cezaevini gösterdiler. Ancak bu cezaevleri bizim orta düzey cezaevlerimiz gibi. Cezaevlerimizi çok iyi, orta ve kötü diye 3 grubu ayırırsak, onların cezaevleri orta düzeyde kalıyor. Bir-iki iyi uygulamaya şahit olduk ama bir defa cezaevinin çok katlı olması sorunlar çıkartıyor. İnsanları aşağıya havalandırmaya, spor alanlarına indirmek zor oluyor. Bu zorluğu orada gördük. Bunu söyleyince 'o cezaevlerinin eski olduğunu, yenilerini yüksek katlı yapmayı düşünmediklerini' belirttiler. Bir de cezaevinde sıkışıklık var, 900 kapasiteli cezaevinde bin 700 kişi kalıyor.

Ancak orada bizim örnek alabileceğimiz uygulamayı gördük. Bizdeki ödül sistemi orada da var. Biz de ödül sisteminde aile buluşmaları, eş buluşmaları, çocuklarla buluşma var, onlarda bu yok ama şöyle bir şey var; cezaevinde kurallara uyan mahkumlara ödül olarak ailesi, eşi ve çocukları ile cezaevinin bahçesinde bir masada piknik ortamı gibi ortamda yemek yeme imkanı tanınıyor. Cezaevinde değil de açık havada, sanki bir başka yerdeymiş gibi sohbet etme imkanı, yürüyüş imkanı tanınıyor. Bunu iyi ve örnek bir uygulama olarak gördük ve bunu biz de uygulayabiliriz."

Üstün, İtalya'da cezaevindeki 60 bin tutuklunun 10 bininin mafya ve örgütlü suçlardan cezaevinde kaldığını ifade ederek, "Bunlara ayrı bir infaz rejimi uyguluyorlar. Bunların ceza çekme sistemi çok ağır. İtalya'lı yetkililer, 'bunlara bunu yapma hakkımız var, çünkü bunlar topluma çok zararlı kişiler ve cezaevinden örgütü yönetebilirler, bu konuda bu tedbirleri almak zorundayız' diyorlar" dedi.

Türkiye'de de bazen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının eleştirildiğini anımsatan Üstün, "Ama orada mafya suçlularına sadece eşlerini ve çocuklarını gösteriyorlar, onlar da bir camın arkasından görüşebiliyor; irtibat kurma, telefon hakkı yok. Şunu anlattılar: Çok yaşlı bir mafya babası var, 'artık içeride infazı yapılamaz' diye doktor raporları da var ama mahkeme 'tehlikeli suçludur' dediği için salmıyorlar. Her ülkenin kendisine özgü tehlikeli suçluları var. Bu bir yerde mafya olabilir, bir yerde eroin kaçakçıları olabilir, Türkiye'de olduğu gibi terörizm de olabilir. Bazı suçluların farklı muameleye tabi tutulması çok da yadırganacak bir durum değil" diye konuştu.

"Bizim cezaevleri ile karşılaştırırsak nasıl bir sonuç ortaya çıkar?" sorusuna Üstün, "O cezaevleri bizim yeni yapılmış Sincan, Silivri, Sakarya, Şakran gibi cezaevleri ile kıyas götürmez bile, bizimkiler çok çok iyi. Bizdeki cezaevleri iki katlı olduğu için, her koğuşun arkasında havalandırması var. Çok katlı bir cezaevinde bu imkanı sağlamanız mümkün değil" yanıtını verdi.

- "Kendilerinde olmayan bir şeyi bizden istemeleri adil midir?"

Üstün, Türkiye'ye Avrupa Komisyonu'ndan heyetler geldiğine dikkati çekerek, "Geldiklerinde, kendilerinde her şey düzgünmüş gibi konuşuyorlar; kendilerinde olmayan özellikleri, imkanları bizden istiyorlar. Kendilerinde olmayan bir şeyi bizden istemeleri adil midir? Değildir. Biz de onlar geldiği zaman, orada yaptığımız incelemelere ilişkin raporlarımızı onlara veriyoruz. Bu ilişkiler eskiden tek taraflı yürüyormuş, gelir bizde inceleme yapar, 'şu eksik bu eksik' der gidermiş. Gene eksiğimiz olabilir ama bu eksiklikler sadece bizde değil, her ülkenin eksikliği var" dedi.

İtalya'da bir koğuşunda erkeklerin bir koğuşunda ise kadınların kaldığı cezaevinin müdür, müdür yardımcısı gibi yüksek düzeydeki bütün yöneticilerinin tamamının kadın ve hukuk fakültesi mezunu olduğunu vurgulayan Üstün, şöyle konuştu:

"Biz fiziki olarak çok iyi cezaevleri yapıyoruz ama bazen iyi sonuç alamamızın nedenlerinden bir tanesi, cezaevi yönetimlerinin yetersiz olmasıdır. Yetersiz oldukları için bir kanunu çok farklı yorumluyorlar. Hukukçu olmadıkları için kararları güvenlikçi anlayışla yorumluyorlar ve bu nedenle gerginlikler yaşanıyor. Bu nedenle bizde cezaevi müdür ve müdür yardımcılarının özlük hakları iyileştirilerek, hukuk ve siyasal gibi fakülte mezunu olmaları sağlanmalı, profesyonel yöneticiler olmaları temin edilmelidir. O zaman çok daha iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Çünkü biz cezaevlerimizden hiç bir şeyi eksik etmiyoruz. İddia ediyorum; Sincan Kadın Cezaevi'nin tabelasını değiştirin, 'Sincan Kız Yurdu' deyin, cezaevi olduğunu anlayamazlar, şartları o kadar iyi."

Haber Ara