Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi'nde, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile katıldığı "AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı"nda konuşan Davutoğlu, Soma'daki maden faciasında şehit olan işçiler için "müstahak" diyenlerin, halkın vicdanında yerinin olmayacağını söyledi.
Büyük milletlerden biri olarak asırlarca dünyanın her yerine adaleti ikame etmek için çok sayıda şehit verildiğini belirten Davutoğlu, Soma şehitlerini rahmetle andığını dile getirdi. Onların helal rızkın ne demek olduğunu bütün dünyaya ispat ettiğini vurgulayan Davutoğlu, ömür karası çalınmış yüzlerinde aslında apaydınlık bir yüzle Allah'ın huzuruna varmak üzere helal rızık yolunda şehit olduklarını anlattı.
Onlara "müstahak" diyen zihniyeti de telin ettiğini dile getiren Davutoğlu, bu topraklarda böyle diyenlerin herhangi bir şekilde halk vicdanında yerlerinin olmayacağını, ne Soma şehitleri ne Bingöl'de 21 yıl önce şehit düşen askerler ne bu topraklar için şehit düşen Bingöllüler ne de Uğur Söylemez'in milletin o derin vicdanından kopmayacağını kaydetti.
AK Parti'nin, konjonktürel şartlarda ortaya çıkmış siyasi bir parti olmadığına, kökenlerini Malazgirt, Horasan, Mezopotamya'daki evliyalar diyarından, Mevlana'nın diyarında, Anadolu'da, Rumeli'de ve her yerde bulunan büyük bir hareketin ve yürüyüşün adı olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, partisinin Türkiye'nin her bölgesinde var olduğunu bildirdi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ana muhalefet partisi demek, yarın iktidara hazır olan bir parti demek. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin Türkiye'nin beli bölgesinde neredeyse teşkilatları dahi yok. İkinci parti var mı? Milliyetçi Hareket Partisi yok. Van ve Şanlıurfa'yı kastederek söylüyorum. Oralarda mücadele AK Parti ile Meclisteki sıralamaya göre söylüyorum 4'üncü parti arasındadır. Orta Anadolu'ya gidiyorsunuz, orada da ana muhalefet partisi yok, AK Parti ile MHP arasında bir mücadele sergileniyor. Batı Anadolu'ya gidiyorsunuz, bu sefer 4'üncü parti yok, 3'üncü parti yok. Sahillerde AK Parti ile CHP arasında bir mücadele var. Trakya bölgesinde de durum aynı. Şu çok önemli; 30 Mart seçimlerinin gösterdiği, şimdi toplumu Edirne'den Hakkari'ye, Artvin'den Muğla'ya kadar bütünüyle kuşatan tek parti var, o da AK Parti. Dolayısıyla milleti temsil kabiliyeti anlamında her bir bölgeyi, vilayeti, her bir etnik ve mezhebi temsil eden tek parti var; AK Parti.'
- Çözüm süreci
Gezi Parkı odaklı olaylar ve 17 Aralık komplolarıyla aslında 2013 yılının Türkiye'de bir karabasan ve kriz haline dönüştürülmeye çalışıldığını ifade eden Davutoğlu, bunda etkili olan kriterlerden bahsetti. Bu kriterden en önemlisinin çözüm süreci, diğer ikisinin IMF'ye olan borcun sona erdirilmesi ve ana dilin önündeki engellerin kaldırılması ile kamuda başörtüsü serbestisinin, birilerini rahatsız ettiğini vurgulayan Davutoğlu, çözüm süreciyle onlarca yıl süren acılara son verecek şekilde bu milletin her bir ferdinin, Türkiye'nin her bir köşesinde kaynaştığını, bunun birilerini korkuttuğunu söyledi.
Osmanlı'nın bölünmesinden bu yana ne zaman devlet kendisini toparlasa içeride bir fitne ve anlaşmazlık tohumu ekilmeye çalışıldığını belirten Davutoğlu, şimdi artık o "hasta adam"ın gittiğini, her bir ferdiyle ayağa kalkan, demokrasisiyle özgürlükleriyle insana saygısıyla yeniden toparlanma süreci olan çözüm sürecinin devreye girdiğini dile getirdi.
Davutoğlu, birileri bundan rahatsız olduğuna değinerek, "İstediler ki aynı 90'lı yıllarda olduğu gibi Türkiye'de kardeş kavgası tekrar başlasın. İstediler ki öyle bir siyasi kriz çıksın ki bu Bingöl dağlarında, Hakkari'de, Diyarbakır'da, bu evliyalar diyarında huzur içinde bir gelecek ümit eden insanların 1,5 yıl yaşadıkları bayram havası dağıtılsın ve tekrar bir kaos ve düşmanlık dönemi başlasın' ifadesini kullandı.
- Cumhurbaşkanlığı seçimi
Ağustosta ayında Türkiye Cumhuriyeti döneminde ilk defa halkın kendi oyuyla kendi cumhurbaşkanını seçeceğini anımsatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"30 Mart bir son değildi. 30 Mart bir seçim olarak olumlu bir neticeydi ama bir maratonun ilk aşamasıydı. Şimdi aynı kararlıkla aynı iradeyle inşallah ağustosta da Türkiye Cumhuriyeti döneminde ilk defa halk kendi oyuyla kendi cumhurbaşkanını seçecek. Kimsenin tereddüdü olmasın. Bakın işte birileri 28 Şubat mimarlarından ve diğer eski cumhurbaşkanlarından itibaren yeni aday araştırmaya başladılar. Herkes biliyor ki günü geldiğinde hem hakkı hem meşrutiyeti hem de iradeyi kendisinde taşıyan Başbakanımız kararını verdiğinde, kendisi veya herhangi bir AK Parti'li, AK Parti adayı olarak inşallah halkın karşısına çıkacak ve ilk turda bu seçimi kazanacak. Kimsenin özellikle Sayın Başbakanımızın, cumhurbaşkanı olması üzerinden spekülasyon veya kanaat belirtenler bilsinler, bu ülkede 12 yılda bütün başarılara imza atmış bir lider olarak hiç kimse Başbakanımızdan daha fazla cumhurbaşkanı olma hakkına da meşrutiyetine de sahip değildir. Bir meşruiyet aranacaksa o meşruiyet son 10 yılda 8 kez yoklama sınavından geçe geçe test edilmiş ve oluşmuştur. Türk siyasetinin en örgütlü yapısı, girdiği seçimlerde 10 yılda 8 kez kazanmış olan AK Parti kadroları ve tabii Sayın Başbakanımız AK Parti'nin genel başkanı olarak irade ettiğinde, irade ettiği kişiyi cumhurbaşkanı seçme hakkını, meşruiyetini milletten almıştır."
Daha sonra hasta ziyaretleri gerçekleştirip taziyelerde bulunan Davutoğlu ve Yılmaz, Solhan Belediyesini de ziyaret etti.