Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği tarafından düzenlenen "36. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi" Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde yapılıyor.
Yıldız, kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, vücutta yağ miktarının artması olarak tanımlanan obezitenin tüm dünyada bir salgın hastalık olarak görüldüğünü ifade etti.
Genler, beslenme ve hareketsizlikten uyku düzeni, hava kirliliği, barsak florasına kadar birçok faktörün obezite gelişiminde etkili olduğuna işaret eden Yıldız, "Türkiye'de her 2 erişkinden biri fazla kilolu ya da obez" dedi.
Normal bir insanın vücudunda 25-35 milyar yağ hücresi bulunduğunu söyleyen Yıldız, obez bir bireyde bu rakamın 100-150 milyar olduğunu kaydetti.
Vücut yağının az olmasının ya da fazla olmasının zararlı olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, "Vücut yağının miktarının çok az olması ya da fonksiyon bozukluğu genç kızlarda yumurtalıkların normal çalışmasını ve kadınlık hormonlarının yapımını engellerken, doğurganlık çağındaki kadınlarda vücut yağının fazla olması ve özellikle bel çevresinde birikmesi de gebe kalabilme şansı ile doğum şansını zora sokar" diye konuştu.
- Obezite tedavisinde cerrahi müdahale
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri Yıldız, obezite tedavisinde cerrahi müdahalenin bir alternatif olduğunu kaydetti.
Türkiye'de cerrahi müdahaleyle tedavi sayısının arttığını dile getiren Prof. Dr. Yıldız, cerrahi müdahale uygulanan hastanın uzun süre takip edilmesi gerektiğini söyledi. Cerrahi müdahalenin her alanda tek umut olarak aktarılmasının yanlış olduğunu ifade eden Yıldız, "Cerrahi müdahale sonrası uygun takipte kalmayıp vitamin B12 eksikliği nedeniyle Wernicke-Korsakoff (ölüm oruçları ve açlık grevleri sonrası sık görülen hastalık türü) hastalığına yakalanan vaka var" dedi.
Prof. Dr. Yıldız, Türkiye'de vücut kitle endeksi 40 ve üzerinde kişiler için cerrahi müdahaleyi SGK'nın ödediğini ancak cerrahların bazı vakalar için 35'i baskıladığını kaydetti.
- Kalp fonksiyonları tiroit hormonlarına bağlı
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, tiroit bezinin hayatın hızını ayarlayan bez olarak tanımlandığını ve boyunda nefes borusunun iki tarafında "kelebek" şeklinde yer alan tiroit bezinin, sessizliğini bozunca hayatın hızını kesebildiğini söyledi.
Tiroid bezinin büyümesinin, tembelliğinin ya da çok çalışmasının vücut dengesini altüst ettiğini anlatan Gündoğdu, "Zamanla kansere de dönüşebilen nodüller, tiroit hormonu yapımı ile ilgili sorunlar, sinirlilik ve depresyon, aşırı iştah veya kilo kaybı, terleme, titreme, adet bozukluğu ve kısırlık, ishal veya kabızlık, çarpıntı, kalpte ritm bozuklukları gibi genel şikayetlere neden oluyor" diye konuştu.
Gündoğdu, tiroit hastalıklarının "guatr"dan ibaret olmadığına kaydetti.
Kalp fonksiyonlarının normal devamlılığının tiroit hormonlarının normal olmasına bağlı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Gündoğdu, tiroit hormonu eksikliğinde kalp atışlarında yavaşlama, fazlalığında ise hızlanma ve ritm bozuklukları ortaya çıktığını, her iki durumda da tedavi edilmezse kalp yetersizliği ortaya çıktığını bildirdi.
- 50 yaşın üzerindekilerde kemik kırıklığı tehlikesi
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, osteoporoz hakkında da bilgi verdi. Kemikte fazla kayıp ve kemiğin küçülmesi olarak adlandırılan osteoporozda kemiğin zayıfladığını, hafif çarpma ve düşmelerle kırılabildiğini anlatan Balcı, "50 yaşın üzerindeki kadınların yarısının, erkeklerin ise dörtte birinin osteoporoza bağlı bir kemiğini kıracağını söylemek mümkündür" dedi.
Osteoporozun sessiz bir hastalık olduğunu söyleyen Balcı, boyunda kısalma, kamburlaşma gibi olgular olduğunda bunun osteoporoz olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
- Şeker hastalarının 3'te biri hastalığının farkında değil
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. M. Sait Gönen, şeker hastalığı hakkında yaptığı bilgilendirmede, dünyada en sık görülen metabolik hastalık olduğunu söyledi.
Şeker hastalığının artış gösteren bir hastalık olduğunu dile getiren Gönen, "Şeker hastalığı, dünyada ve ülkemizde alınan tüm önlemlere, yeni geliştirilen tüm tedavi yöntemlerine rağmen halen büyüyen toplum sağlığını tehdit eden ve yol açtığı komplikasyonlar sonucu da ömrü kısaltan ciddi bir halk sağlığı sorunudur" diye konuştu.
Gönen, şeker hastalığının sinsi bir hastalık olduğunu belirterek, Türkiye'de ve dünyada şeker hastalarının üçte birinin tanı almadan, hasta olduğunun farkında olmadan yaşadığını kaydetti.
Yerli ve yabancı 170 konuşmacının yer aldığı kongre 25 Mayıs'a kadar devam edecek.