Yıldız, Soma'dan gelen maden işçileriyle AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nda dün sunduğu Madencilik Kanununda 7 maddenin değişmesini öngören taslağın içeriğinin sorulması üzerine Yıldız, şunları kaydetti:
"Sunuşumuzda devlet haklarından, kıymetli metalik madenlerin ruhsatlandırılmalarından tutun Soma'daki kazaya varıncaya kadar birçok konu irdelendi. Bakan arkadaşlarımızın da soruları oldu, onları cevaplamaya gayret ettik. Sunuşumuzda hem bu kazanın oluşu, muhtemel nedenleri, soruşturmaların devam ediyor olması ve bu sürecin özetlenmesi halinde oldu. Tabii ki bundan sonra bu işin insani, idari, siyasi, hukuki, adli birçok yönleri var. Bunlarla alakalı herhangi bir hukuki boşluk doğurmayacak kadar büyük bir konuyla karşı karşıyayız. 301 canımız gitti orada. O yüzden bunların herhangi bir şekilde takipsizliği söz konusu olamaz. İster kamu, ister özel sektör, bunların yeniden düzenlenmesi, yeniden gözden geçirilmesiyle alakalı konuları irdeleyeceğiz."
- "(İstifa beklentisi) En kolay olanını söylüyorsunuz"
Bakan Yıldız, "Özellikle muhalefetten istifa beklentisi var... Bunu kendi aranızda, Sayın Başbakan ile görüştünüz mü?" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
"En kolay olanını söylüyorsunuz. Bu işin aynen işletmelerde olduğu gibi, şu anda riski nasıl azaltabiliriz, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle alakalı tedbirlerin artırılmasıyla ve projeye uygun olup olmadığıyla.. Bunun sıfır riski şudur: Bütün ocakları kapatmak ve ithalatı artırmak. Ama bu tercih edeceğimiz bir konu değil. Bu bizim aynı zamanda istihdamın artırılması, doğru şekilde kullanılması ve yerli kömürlerle beraber kullanılmasıdır. Bu işin siyasi sorumluluğunda iki tane bakanlık olarak zaten bunları yürütüyoruz. Herhangi bir boşluk oluşturmaksızın ve her noktayı kavrayarak yapıyoruz."
Soma'daki kömür madenlerinin üretime ne zaman açılacağına ilişkin de bilgi veren Yıldız, şunları kaydetti:
"Buradaki o dediğimiz şartlara ulaşmadan bu ocakların üretime açılması tabii ki söz konusu olmaz. Ancak özellikle kömür madeniyle alakalı bıraktığınız gibi kalmayan ocaklardır bunlar. Bunlar bıraktığınız gibi kalmaz. Yangın çıkar, metan gazı, karbonmonoksit seviyeleri yükselebilir. Her birimizin dikkatli bu süreci yönetmesi ve takip etmesi gerekiyor. Herhangi bir risk alıcı yapı içerisinde bulunmaması gerekiyor. Soma ekonomisi bunu bizden talep ediyor olabilir, bunu bekliyor olabilir ama bizim bununla alakalı mutlaka bu tedbirlerin alındığını mutlaka görmemiz gerekiyor."
- "Başbakanımız, işçilerle bu acıyı tekrar paylaştı"
Bakan Yıldız, Soma'da facianın meydana geldiği madeni işleten şirketin yöneticileriyle görüşme yapıp yapmayacaklarına ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu:
"Bizler bu süreçte sendikalar dahil olmak üzere, bu işin bütün paydaşlarıyla, madencilikte özel sektör faaliyetlerini yürütenler de dahil olmak üzere çok geniş katılımlı bir toplantı yapmak istiyoruz. O yüzden tabii ki özel sektör madenciliği sahipleriyle de görüşeceğiz. Kamu ile de görüşeceğiz, bunların her birisini ayrı ayrı irdeleyeceğiz."
Soma'dan gelen işçilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edildiğinin anımsatılarak,görüşmenin içeriğinin sorulması üzerine de Yıldız, "Sayın Başbakanımız işçi kardeşlerimizi kabul ettiler. Onlarla bu acıyı tekrar paylaştılar, taziyelerini bildirdiler. İki Bakanlık başta olmak üzere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da dahil edilerek hangi ilgili bakanlıklar varsa bu çalışmanın devam edeceğini, sonuçlarını tekrar kamuoyuyla paylaşacağını anlattılar" dedi.
Soma'daki başka bazı madenlerde benzer şartların bulunduğuna yönelik görüntülerin yayınlandığının belirtilmesi üzerine de Yıldız, şunları kaydetti:
"Bu şartlarda üretim yapamazlar. Bunlar iyileştirilmeden herhangi bir üretim yapmaları doğru olmaz. Yalnızca işvereni değil, yalnızca kamuyu değil, işçi kardeşlerimizi tehdit eden bir unsurdur. Bu tür eksiklikler giderilmeden orada üretimin yapılması söz konusu olamaz. Ancak bu eksikliklerin giderilmesi için oradaki çalışacak işçi kardeşlerimizin her zaman olacağını söylemem lazım. İşçi kardeşlerimizin talebi oradaki eksiklikler giderildikten sonra o ocakların çalıştırılmasıdır. Kendilerine bizzat tek tek sorduğumda 'Siz ne düşünüyorsunuz, oradaki ocak çalıştırılmalı mıdır? Yoksa kapatılmalı mıdır?', 'Hayır, bu şartlar yerine geldikten sonra çalıştırılmalıdır. Oradaki bütün işçi kardeşlerimizin de ekmek kapısıdır' dedi kendileri."
- "Niçin istismar alanlarına 301 canımızı koyuyorlar"
"2010 yılından sonra, özelleştirmeler yapıldıktan sonra iş kazalarında yüzde 30 artış görünüyor. Bununla ilgili çözümünüz nedir?" şeklindeki soruyu yanıtlayan Yıldız, "Eğitimin mutlaka ama mutlaka artırılması lazım" dedi.
Maden işçilerinin de teorik eğitim aldıklarını ancak fiili eğitimlerin az olduğunu belirttiklerini aktaran Yıldız, bu yöndeki tedbirlerin daha da artırılması gerektiğini vurguladı.
Yıldız, "Facianın yaşandığı madenin sahipleriyle bir akrabalığınız var mı?" şeklindeki soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:
"Yaptıklarımızı anlatmakta güçlük çektiğimiz bir ortamda, yapmadıklarımızı savunma ihtiyacını oluşturmak bizim acımıza bir o kadar daha acı katıyor. Bu kadar iftiraların, bu kadar yalanların peşine düşecek halimiz yok. Benim ne ocak sahibi, ne maden sahibi ile uzaktan yakından herhangi bir akrabalık ilişkim yok. Ama bunu söyleyenlerin, bu iftiraları atanların, bunları ispatlaması lazım geldiğini, mutlaka onlara da sormanız lazım. Bunların hesapları, tweetleri belli. Her bir mekanları, zeminleri belli. Orada 140 Suriyeli çocuğun üzerinin betonlandığını düşünebilecek kadar alçalanlar, ufuklarında böyle bir insan tipinin olabileceğini düşünenler oldukça benim onların iftiralarına söyleyebileceğim, kendilerini küçülttükleri ve artık insanlık dışı bir üsluba katıldıklarıdır. Biz herşeyi olabildiğince açık ve şeffaf olarak paylaşıyoruz. Bu kadar açıklığa, şeffaflığa, bu tür iftiraların yakışmadığını, bunların üzerimize de bu manada gelmediğini söylemem lazım. Vatandaşımızın, halkımızın vicdanı bütün bunları en açıklığıyla söylüyor. Ben işin bütün yönlerini açıklıkla paylaşıyorum. O açıklığa devam edeceğiz."
"Yapmadıklarımızı savunma ihtiyacı hissettirmeyin" diyen Yıldız, şöyle devam etti:
"Ben sosyal medyadaki bir kısım uyduruk cümlelerin arkasına düşüp de bunların cevaplanmasıyla uğraşacak durumda değilim. Biz bu üzüntüyü en derinden, kalben, gönüllü olarak hisseden insanlar olarak böyle dışarıdan tuzu kurulara verecek cevabımızın da olmaması lazım. Lütfen bu konuda kendilerine sorun. Bu iftiraları niçin atma ihtiyacı hissediyorlar, niçin böyle bir yola başvuruyorlar, niçin istismar alanlarına 301 canımızı koyuyorlar? Bu ne siyaseten, ne insani olarak ne de başka bir unsurlarıyla beraber istismar edilecek bir konu değil."
(Bitti)