Van Valisi Aydın Nezih Doğan, 6 ilden 147 kanaat önderinin katıldığı ve 2 gün sürecek çalıştayın açılış töreninde yaptığı konuşmada, toplantıda konuşulan ve kapalı oturumlar sırasında dile getirilenleri derleyerek, devlet olarak bundan nasıl istifade edebileceklerini belirleyeceklerini söyledi.
Konuşmasında Hz. Mevlana ve Yunus Emre'den alıntılar yapan Doğan, şunları ifade etti:
"İnsanlarla ilgili hoş şeyler söylerseniz aranızdaki şeyler gelişir. Önce dilimize sahip çıkmalıyız. Sözlerin hedefine doğru ulaşması için ortak nokta belirlemek zorundayız. Eğer konuşmalarımızda, hallerimizde süreci temelden etkileyecek yanlışlıkları yaparsak bilmeliyiz ki zaten zor olan süreci yeni zorluklarla karşı karşıya getiririz. Eğer ortada sorun varsa kendiliğinden çözülmez. Bunun için iradeye ihtiyaç vardır. Buradan ortaya konan iradenin mimarına çok teşekkür ediyorum. Başbakanımız önemli bir siyasi risk almıştır. Gereken adımları atmakta ve atmaya devam etmektedir."
Birlikte Türkiye'yi inşa etmeye çalıştıklarını belirten Doğan, ortak bir din geleneğinden geldiklerini, bu dinin temel değerleri noktasında ortak bir irade ortaya koyduklarını aktardı.
Toplantı salonunda bulunanların bin yıllık bir tarihdaşlığının bulunduğunu ifade eden Doğan, "Çözüm sürecinde bunu yanımızda bulundurmamız lazım. Bizim bu ortak dini algımız ve tarihdaşlığımızın yarattığı, ortak kültür vardır. Biliyorum ki burada konuşan belediye başkanımız zor bir sınavdan geçiyor. Tuzaklı yolda olduğunu fark ediyor. Bazı sorunlarımızı birbirimize iletmemiz gerekir. Kötü günlerimizde bir arada olmamız gerekir. Sabra ve akla ihtiyacımız var ama duaya da ihtiyacımız var. Burada bulunan kanaat önderi ve din alimlerimizin dualarını bekliyoruz" diye konuştu.
- "Bunca acılara rağmen aynı duyguları yaşıyoruz"
Böyle önemli bir toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür eden Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban ise kolay bir konuyu konuşmadıklarını, Türkiye'nin 35 yılına yayılan, ağır travmalara neden olan bir sorunu tartıştıklarını söyledi.
Kürt sorununun Türkiye'nin, Ortadoğu'nun ve dünyanın en temel sorunlarının başında geldiğini belirten Çoban, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu sorun aynı zamanda tüm insanların hayatında iz bırakmıştır. Gerçek bir demokratikleşmeden söz edemiyorsak yine bundan kaynaklıdır. 30 yıldır her noktaya gençlerin cenazeleri gitti. Hakkari'den Edirne'ye kadar her evde bir acı var. Bunun yarattığı tahribat derin bir boyuta ulaştı. Sadece canlarımızı değil, düşünme tartışma hassasiyetimizi kaybettik. Çocuklarımız bu savaşın yarattığı tahribatla büyüdü ve yaralar kapanmayacak noktaya ulaştı. 50 bine yakın can, köy yakmalar, işkenceler bu acının sonucudur."
Çoban, geçmişi konuşmanın kolay olmadığını, acıları unutmayacaklarını ancak aynı acıları yaşamamak için acıları da yarıştırmayacaklarını dile getirdi.
"Ne mutlu bize ki bunca acı yaşamış halklar olarak aynı duyguları yaşıyoruz" diyen Çoban, şunları ifade etti:
"Başlangıcı Oslo'ya dayanan süreçte, eksikleriyle bu güne gelindi. Bu süreç Türkiye'nin yaşadığı en normal ve rahat süreç oldu. Sizlerin huzurunda bunu yaratan, karar veren ve anlamlandıran herkese teşekkür ediyorum. Çatışmanın olmaması önemlidir. Ama eski günlere dönmemek için acilen yapılması gerekenler var. Eksiklikler olur ancak buradan bakınca süreçte iyiye gitmeyen bazı durumlarda yok değil. Böylesi ortamlar bazı şeylerin üstünün örtüleceği durumlar değildir. İnsanlar ölmüyor süreç devam ediyor ama böyle devam edeceğinin garantisi de yok. Bu ortamın devam etmesi için üzülerek belirtmeliyim ki sağlam zemin yoktur. Zeminin oluşabilmesinin en temel noktası yasal zeminlerin yaratılmasıdır. Türkler, Kürtler ve tüm halklar süreci çok iyi sahiplendi. İlk kez halklar birlikte süreci tartıştı. Bu halklar açısından empatiyi de anlamlı hale getirdi."
- "Yazılanların yüzde 90'ı bölgeyi yansıtmıyor"
Çok güzel bir amaç doğrultusunda toplandıklarını ve bölgede bilinen kanaat önderlerinin çözüm süreciyle ilgili talep ve önerilerini dinleyeceklerini belirten YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal da çalıştayda bölgede yaşanan sorunları birinci ağızdan konuşma imkanı bulacaklarını ve bu nedenle toplantının anlamlı olduğunu vurguladı.
Konuştukça sorunların çözülmesinin daha kolay olacağını ve bu konuda hiçbir kısıtlamanın olmadığını ifade eden Battal, şunları kaydetti:
"Bölgemizle ilgili yazılmış fikirlerin yüzde 90'ı bölgeyi yansıtmıyor. Bunları beyan eden arkadaşların büyük bir kısmı bölgeyi, bölge insanını tanımıyor. Bunları bilmeden yazmaya çalışıyorlar. Bizimle ve bölgemizle ilgili yazılanların önemli kısmı bölgeyi yansıtmıyor. Bölgede yaşayan bizler 'oturalım sorunlarımızı konuşalım' dedik. Bu önemli meseleyi kendi içimizde, birbirimize tahammül ederek konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Burada konuşulacak her şey kitap haline getirilecek ve ilgili tüm kurumlara gönderilecek."
Çalıştay gün içinde düzenlenecek farklı oturumlarla devam edecek.