Anne Nimet Kebapcı (54), AA muhabirine, oğlunun yaşamını yitirmesinin ardından 4 yılın kendisi için çok zor geçtiğini belirterek, "Patlamayla ilgili mahkemelere gidip gelmek, bizi yeniden o günlere döndürdü. Her mahkemeye gidişimizde biz o günü yeniden yaşadık" diye konuştu.
Oğlunun hem maden teknikeri hem de mühendisi olduğunu anlatan Kebapcı, şöyle konuştu:
"Bütün umudum ve geleceğimiz oğlumdu. O gün benim, babası ve kız kardeşi için hayat bitti. Şimdi tek umudumuz kızımıza destek olmaya çalışıyoruz. Yaşamak zorunda olduğumuz için yaşıyoruz. 'Hayattan tat alıyor musunuz' derseniz hiç tat almıyoruz ama hayat devam ediyor. 'Oğlumun senesi geliyor' diye Kur'an hazırlığı yaptığım sırada haberlerde Soma'daki faciayı görünce birden donakaldık. Yaşadıklarımızı gördüm. Gelik'te ocağın ağzında beklediğim günleri hatırladım. 'Şimdi çıkacak' diye verilen umutlar aklıma geldi. Oğlumun cenazesi olayın yaşanmasından 4 gün sonra çıkmıştı. O gün hayat bizim için bitmişti. İki üniversite okuduğu için bana kapıdan girecekmiş gibi geliyor. Devamlı saate bakarak oğlum işten gelecekmiş gibi bekliyorum. Bana, 'Nimet Kebapcı, ben geldim' diyecek gibi bakıyorum. Aynı hayalle yaşıyoruz."
Faciayı duymalarının ardından Soma'ya gitmek istediklerini ancak olayın ikinci gününde ailelerin ocağın yanına yaklaştırılmaması üzerine vazgeçtiklerini dile getiren Kebapcı, "Soma'daki faciada annelerin aramasını, eşlerin bağırışını görünce kendimi hissettim. İçim coşmaya başlıyor, eşimle biz de ağlıyoruz o ailelerle. Biz oradayız yani. Cismimiz burada, kendimiz oradayız, aynı acıyı yaşıyoruz. Onlarla kader arkadaşı olduk" şeklinde konuştu.
- Baba Kebapcı
Baba Turan Kebapcı da 4 yılın kendisi için çok zor geçtiğine dikkati çekerek, "Facianın ardından düzgün uyuyamıyorum. Yaşadıklarım rüyama giriyor. Soma'daki faciayı da görünce strese girmeye başladım. Acılarımı tekrar yaşadım. Orada yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. O maden ocağında havalandırma olsaydı zehirlenmezlerdi, çoğu sağ kurtulurdu. Zonguldak'ın maden ocakları kat kattır. Bir yerde duman olsa başka yerden çıkardı. Manisa'nın durumu öyle değil" diye konuştu.
Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010'da meydana gelen grizu patlamasında 30 madenci yaşamını yitirmişti. Madencilerden 28'inin cenazeleri ocaktan çıkarılmış, Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cenazelerine patlamadan 8 ay sonra ulaşılmıştı.
Faciada yaşamını yitiren Kebapcı, 21 Mayısta Kilimle ilçesinde defnedilmiş, mühendisin Türk bayrağına sarılı tabutunun üzerine futbol oynadığı 1. Amatör Ligi takımlarından Karadonspor'un 9 numaralı forması konulmuştu.