Türkiye'de ilk kez düzenlenen yarışmaya, Kur'an-ı Kerim'de "en güzel örnek, en kamil misal, numunei imtisal" olarak anlatılan Hz. Muhammed'i, hadis-i şeriflerinden yola çıkarak anlatacak 15'er dakikalık kısa filmler, 1 Eylül'e kadar kabul edilecek.
Siyer Araştırmaları Merkezi Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010'da kurulan merkezin, Hicri 1435'i (4 Kasım 2013-25 Ekim 2014 arası) "Siyer Yılı" olarak ilan ettiğini belirterek, bu kapsamda Siyer'in ana kaynaklarından olan İbn-i Sa'd'ın "Sahibu't-Tabakat" adlı eserinin 11 cilt halinde Türkçe'ye çevrildiğini, Hz. Muhammed ile alakalı 400 makaleden oluşan 25 ciltlik "Asrı Saadet" serisinin de Ramazanda yayımlayacağını anlattı.
Etkinlikler çerçevesinde "Alemlere Rahmet" başlığı, "Seni Anlamayan Yürek Kalmasın" temasıyla, ulusal kısa metrajlı film yarışması düzenlediklerini kaydeden Yıldırım, kültürel, sanatsal, ilmi ve akademik etkinlikler aracılığıyla Hz. Muhammed'i en doğru şekilde tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.
Yarışmaya, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin, 15 dakikayı aşmayan bir ya da birden fazla eserle katılabileceğini belirten Yıldırım, yarışma sonunda birinciye 8 bin, ikinciye 5 bin, üçüncüye ise 3 bin lira ödül verileceğini bildirdi. Yıldırım, merhum Yücel Çakmaklı anısına 2 bin lira, Suriye asıllı, "Çağrı" ve "Er- Risale" filmlerinin yönetmeni Mustafa Akkad anısına bin lira, Hz. Muhammed'in takdirine mazhar olan şair Hassan Bin Sabit anısına da bin lira mansiyon ödülü takdim edileceğini kaydetti.
- Filmlere konu önerileri
Yıldırım, kısa filmlerin senaryolarında yer alması istenen erdemleri şöyle sıraladı:
"Mümin kişinin anne-baba sevgisi ve aile kurumunun insan hayatındaki önemi, mümin kişinin ticaret hayatı ve ticarette ahlaklı insan olması, mümin kişi için namazın salih bir kul olmadaki önemi, mümin kişinin insanlara, hayvanlara ve bitkilere karşı merhametli olması, mümin kişinin hayattaki her konuda israftan özenle kaçınması, mümin kişinin özünde ve sözünde dosdoğru bir insan olması, mümin kişinin kendisine zerre kadar bile iyiliği dokunmuş olan herkese ve her şeye karşı vefalı davranması, mümin kişinin yüce Allah'ı dünya hayatındaki her türlü mal-mülk, makam ve ölümlü varlıklardan daha fazla sevmesi."
- Filmler cep telefonu ile de çekilebilir
Katılımcıların senaryolarını yazdığı kısa filmlerini amatör kameralarla, hatta cep telefonlarıyla çekebileceklerini ifade eden Yıldırım, "İstedik ki, Peygamberimizin mesajları film üzerinden de insanlara ulaşabilsin. Görsellik diğer alanlara göre insanın gündeminde çok daha fazla yer alıyor" dedi.
Bu tür bir yarışmanın Türkiye'de ilk kez düzenlendiğini belirten Yıldırım, jürinin, projenin başdanışmanı Ali Murat Güven ve Merve Kavakçı İslam'ın da aralarında bulunduğu, alanında uzman kişilerden oluştuğunu anlattı.
Başvuruların 1 Eylül'e kadar kabul edileceğini belirten Yıldırım, yarışmanın ödül töreninin ise Hicri 1435'in sona erip, 1436'nın başladığı 26 Ekim Pazar günü İstanbul'da düzenleneceğini bildirdi.
- "Ne yazık ki, yeterli düzeyde değil"
Siyer Araştırmaları Merkezi Başkanı Yıldırım, "Hz. Peygamber'in toplumda yeteri kadar anlaşılmadığını mı düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, "Ne yazık ki, yeterli düzeyde değil" dedi.
Siyer denilince insanların aklına ilk olarak savaşların geldiğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Sıradan bir siyer kitabında bile savaşlarla örülü bir Peygamber anlatısını görüyoruz. Peygamberimizin Medine hayatını düşününce savaşlar, 4 bin küsur günün yüzde 10'una denk geliyor. Ogünkü savaşlar da bugünkü savaşlara benzemiyor. Bir günün sabahında başlayıp, öğle saatlerinde bitiyor. Bu durumda sadece savaşlarla meşgul biriyle mi yoksa toplumun her ihtiyacına cevap veren, sıkıntılara çözüm üreten bir peygamberle mi karşı karşıya kaldığımızı anlamamız gerekiyor? Bu bütüncül nazarı insanımıza kazandırmamız gerekiyor."
- "Peygamber algısında sıkıntı yaşıyoruz"
Kur'an-ı Kerim'in Hz. Muhammed'i, "En güzel örnek, en kamil misal, numunei imtisal" olarak tanıttığını vurgulayan Yıldırım, Hz. Peygamber'in "hayatın her alanı ve anının tartışılmaz rehberi" olduğunu söyledi.
Sorunların Hz. Peygamber'in hayatından çözüm yolları bulunarak çözebileceğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Peygamber algısında sıkıntı yaşıyoruz. Belli alanlara hapsedilen ve o alanlarla sınırlı tutulan, tarihin bir döneminde yaşamış, şu an için bizimle çok fazla bağı bulunmayan, hatıraya dönüştürülmüş bir peygamber algısı var. Kur'an-ı Kerim'de ise halen canlı bir bağ kurmanın mümkün olduğunu okuyoruz. O canlı bağı kurmazsak, Hz. Muhammed birileri için sadece efsane, birileri için hayattan kopuk sadece ibadet alanında sözler söyleyen, birileri için çok daha farklı konumlarda bir şahsiyet olarak kalıyor. Böyle değil, elimizde Kur'an gibi önemli bir kaynak var. Kur'an, Allah'ın kelamını bize ileten elçiyi de anlatıyor. Peygamberi görev ve sorumlulukları çerçevesinde tanımaya başladığımızda, bizimle bağının halen canlı olduğuna şahit olacağız. Hayatın hangi alanında olursa olsun Allah'ın istediği gibi nasıl yaşanabileceğine dair örnekliği ondan ve sahabelerinden öğreniyoruz."
- "İnsanlığa bambaşka bir ufuk kazandıracak"
Muhammed Emin Yıldırım, Hz. Muhamed'in insanlığa bambaşka bir ufuk kazandıracağını ve o zaman çok şeyin değişeceğini vurguladı.
Hz. Muhammed'in, 6. asırda bedevi bir toplumdan medeni bir toplum çıkardığını, onu anlayan bir avuç insanın, aleme bambaşka bir sevgi kazandırdığını, insanlığın onların eliyle öğrenildiğini aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
"Peygamberimiz insanlığın en kamil halidir, zirve noktadır. Onu tanındıkça, onun aleme bıraktığı öğretiler kavranıp hayata yansıtıldıkça insanlık gerçek anlamda insanlığına ulaşacaktır. Onun kazandırdığı sevgi sayesinde, bugün yaşadığımız ahlaki çözülmeler, toplumdaki sıkıntılar, her an yeni bir haberle irkildiğimiz çeşitli sıkıntılar olmayacaktır. Kızlarını diri diri toprağa gömen nesilden, karıncayı incitmeyecek bir nesil oluştu. Dünyaya yeniden o ufku kazandırmak için Peygamber'in yol göstericiliğine ihtiyaç var. O anlaşıldıkça insanlık sevgi kazanacak, şu anda yaşadığı sorunlara çözüm yolları bulacak."